20. Yüzyılda Türkiye - Ortadoğu İlişkileri
Ortadoğu birçok bakımdan, eski tarihlerden beri dünyanın merkezi sayılabilecek özelliklere sahiptir. Ticaret yollarına, önemli su geçitlerine, enerji kaynaklarına yakın denizlere ve büyük dinlerin kutsal mekânlarına ev sahipliği yapmaktadır. Bu kıymetleri nedeniyle özellikle son yüzyıldır büyük devletlerin ilgi odağı olan Ortadoğu coğrafyası; savaşlar, çatışmalar ve gerginlikler yaşamış, dışarıdan müdahalelerin yanı sıra iç sorunlar nedeniyle de huzurun bir türlü gelmediği bir bölge olmuştur. Sanayinin en önemli girdisi olan petrol, bölgenin sahip olduğu su geçitleri sayesinde dünya ticaretine bağlanmaktadır. Doğu-Batı ticaretinin önemli bir güzergâhı olan bu coğrafyanın değeri, Mart 2021'de Süveyş Kanalı'nda yaşanan gemi kazasıyla bir kez daha anlaşılmış ve bölgenin alternatifsizliği uluslararası ticarete zarar vermiştir.
Ortadoğu coğrafyası Türkiye Cumhuriyeti'nin hemen yanı başında -bazı kaynaklarda ise coğrafyanın içerisinde- yer almaktadır. Bölge ile tarihî, ekonomik, kültürel, sosyal ve siyasi bağlar kurulmuştur. Türkiye Cumhuriyeti, 1923'ten 1950'ye kadar Ortadoğu ile ilişkilerini belirli bir mesafede sürdürürken, 1950-1960 döneminde ise aktif bir politika uygulamaya gayret etmiştir. Ancak bu aktif siyasete rağmen, merkezinde Batı dünyasının bulunduğu organizasyonlar tarafından belirlenen politikaların dışına da çıkmamıştır. 1960'lardan itibaren daha bağımsız bir bölge siyaseti belirlemeye çalışan Türkiye, milli meseleleri ve ekonomik ihtiyaçları doğrultusunda eskiye göre daha gerçekçi bir dış politika oluşturmuştur. Siyasi ve ekonomik dengelerin hızla değiştiği bir bölge olan Ortadoğu'da Türkiye stratejik davranmaya çalışmış ve diplomasiyi ön planda tutmaya gayret etmiştir.
Bu çalışmada 20. yüzyılda Türkiye ile Ortadoğu ülkeleri arasındaki münasebetler ve 20. yüzyıldan günümüze kadar süregelen Ortadoğu'daki sorunlar irdelenmeye çalışılmıştır. Geçmişte yaşananlardan hareketle Ortadoğu'nun geleceğine de ışık tutulması amaçlanmıştır. Her biri alanında uzman olan akademisyenlerin bölgede yaşanan son gelişmeleri dikkate alarak hazırladıkları çalışmalar ile bu eser ortaya çıkmıştır. Metinlerin hazırlanmasında yerli ve yabancı kaynakların yanı sıra arşiv kaynakları, basın kaynakları, meclis tutanaklarından da faydalanılmıştır. Bu eserin meydana gelmesine katkı sunan akademisyenlerimize teşekkür eder, çalışmanın tarih ve siyaset bilimi araştırmalarına ve özellikle Ortadoğu araştırmalarına katkı sunmasını temenni ederiz.
Ortadoğu birçok bakımdan, eski tarihlerden beri dünyanın merkezi sayılabilecek özelliklere sahiptir. Ticaret yollarına, önemli su geçitlerine, enerji kaynaklarına yakın denizlere ve büyük dinlerin kutsal mekânlarına ev sahipliği yapmaktadır. Bu kıymetleri nedeniyle özellikle son yüzyıldır büyük devletlerin ilgi odağı olan Ortadoğu coğrafyası; savaşlar, çatışmalar ve gerginlikler yaşamış, dışarıdan müdahalelerin yanı sıra iç sorunlar nedeniyle de huzurun bir türlü gelmediği bir bölge olmuştur. Sanayinin en önemli girdisi olan petrol, bölgenin sahip olduğu su geçitleri sayesinde dünya ticaretine bağlanmaktadır. Doğu-Batı ticaretinin önemli bir güzergâhı olan bu coğrafyanın değeri, Mart 2021'de Süveyş Kanalı'nda yaşanan gemi kazasıyla bir kez daha anlaşılmış ve bölgenin alternatifsizliği uluslararası ticarete zarar vermiştir.
Ortadoğu coğrafyası Türkiye Cumhuriyeti'nin hemen yanı başında -bazı kaynaklarda ise coğrafyanın içerisinde- yer almaktadır. Bölge ile tarihî, ekonomik, kültürel, sosyal ve siyasi bağlar kurulmuştur. Türkiye Cumhuriyeti, 1923'ten 1950'ye kadar Ortadoğu ile ilişkilerini belirli bir mesafede sürdürürken, 1950-1960 döneminde ise aktif bir politika uygulamaya gayret etmiştir. Ancak bu aktif siyasete rağmen, merkezinde Batı dünyasının bulunduğu organizasyonlar tarafından belirlenen politikaların dışına da çıkmamıştır. 1960'lardan itibaren daha bağımsız bir bölge siyaseti belirlemeye çalışan Türkiye, milli meseleleri ve ekonomik ihtiyaçları doğrultusunda eskiye göre daha gerçekçi bir dış politika oluşturmuştur. Siyasi ve ekonomik dengelerin hızla değiştiği bir bölge olan Ortadoğu'da Türkiye stratejik davranmaya çalışmış ve diplomasiyi ön planda tutmaya gayret etmiştir.
Bu çalışmada 20. yüzyılda Türkiye ile Ortadoğu ülkeleri arasındaki münasebetler ve 20. yüzyıldan günümüze kadar süregelen Ortadoğu'daki sorunlar irdelenmeye çalışılmıştır. Geçmişte yaşananlardan hareketle Ortadoğu'nun geleceğine de ışık tutulması amaçlanmıştır. Her biri alanında uzman olan akademisyenlerin bölgede yaşanan son gelişmeleri dikkate alarak hazırladıkları çalışmalar ile bu eser ortaya çıkmıştır. Metinlerin hazırlanmasında yerli ve yabancı kaynakların yanı sıra arşiv kaynakları, basın kaynakları, meclis tutanaklarından da faydalanılmıştır. Bu eserin meydana gelmesine katkı sunan akademisyenlerimize teşekkür eder, çalışmanın tarih ve siyaset bilimi araştırmalarına ve özellikle Ortadoğu araştırmalarına katkı sunmasını temenni ederiz.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 385,00 | 385,00 |
2 | 200,20 | 400,40 |
3 | 138,60 | 415,80 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 385,00 | 385,00 |
2 | 200,20 | 400,40 |
3 | 138,60 | 415,80 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 385,00 | 385,00 |
2 | 200,20 | 400,40 |
3 | 138,60 | 415,80 |