"Eğer düşmanını ve kendini tanırsan yüz savaşa da girsen felakete uğramazsın."
Sun Tzu
Afetler, tarih boyunca, insanoğlunun karşı karşıya kaldığı en önemli güvenlik sorunlarından birini oluşturmaktadır. Ve her afet, neden ve sonuçları itibarıyla özgün bir olaydır. Bu nedenle afet yönetimi beklenmeyene hazırlıklı olmayı gerektiren zor bir süreçtir. Ayrıca, afet konusu; politik, askerî, ekonomik, sosyal, altyapı ve bilgi teknolojileri alanlarıyla etkileşim halindedir ve bu yüzden afet yönetimi interdisipliner bir yaklaşımla ele alınması gereken karmaşık bir süreçtir. Ancak, afet yönetimi, uzun yıllardır yürütülen yapısal ve yapısal olmayan çalışmalara rağmen hem akademik hem de uzmanlaşma bağlamında halen yeni gelişen bir alandır. Bu alanda atılması gereken halen çok sayıda adım bulunmaktadır.
Bireysel, toplumsal, ulusal hatta küresel güvenlik açısından önemli bir sorun olan afetler meydana gelmeden önleyici ve koruyucu tedbirleri almak, tepkisel ve yara sarma yaklaşımını esas alan politikalardan uzaklaşmak gerekmektedir. Çünkü; önlemek yara sarmaktan hem daha ucuz hem daha akılcı hem daha insanidir. Ayrıca; afetleri önlemek, hükümetler için sadece bir yönetişim sorumluluğu değil aynı zamanda ahlaki ve insani bir sorumluluktur. Bunun için ise risk yönetimini esas alan bütünleşik afet yönetim sistemleri benimsenmelidir. Afet risk yönetimi ise afet riskinin her boyutta anlaşılması, yani düşmanımızın ve kendimizin iyi tanınması üzerine inşa edilmelidir.
Yine, afet yönetimi sisteminin siyasal, ekonomik, toplumsal ve akademik gerçekliklere uygun hale getirilmesi maksadıyla tüm paydaşların (merkezi yönetim, yerel yönetimler, özel sektör, akademik ve bilimsel kuruluşlar, medya, toplum, sivil toplum kuruluşları, uluslararası kuruluşlar ve anlaşmalı ülkeler) afet yönetimine etkin olarak katılımına imkân tanınmalıdır.
Kamu hizmetleri bağlamında toplumsal ihtiyaç ve taleplerin artışı ve devletin tek başına bu talepleri karşılaması zorlaştığından toplumsal güç birliği oluşturma ve güçlü bir sivil toplum teşkiline ihtiyaç doğmuş ve bu gelişmeler gönüllü birey ve kurum/kuruluşların doğmasına olanak sağlamıştır. Afet yönetiminde etkinliğin artırılması için ulusal mevzuat ve teknik düzenlemelerin; değişen dünya ve yaşam koşullarına, yaşanmış afetlerden çıkarılan derslerden ve bunlara istinaden hayata geçirilen örnek uygulamalara, teknolojik gelişmelere, uluslararası mevzuat ve standartlara ve paydaşların görüş ve önerilerine paralel olarak düzenli olarak gözden geçirilmesi gerekmektedir.
"Eğer düşmanını ve kendini tanırsan yüz savaşa da girsen felakete uğramazsın."
Sun Tzu
Afetler, tarih boyunca, insanoğlunun karşı karşıya kaldığı en önemli güvenlik sorunlarından birini oluşturmaktadır. Ve her afet, neden ve sonuçları itibarıyla özgün bir olaydır. Bu nedenle afet yönetimi beklenmeyene hazırlıklı olmayı gerektiren zor bir süreçtir. Ayrıca, afet konusu; politik, askerî, ekonomik, sosyal, altyapı ve bilgi teknolojileri alanlarıyla etkileşim halindedir ve bu yüzden afet yönetimi interdisipliner bir yaklaşımla ele alınması gereken karmaşık bir süreçtir. Ancak, afet yönetimi, uzun yıllardır yürütülen yapısal ve yapısal olmayan çalışmalara rağmen hem akademik hem de uzmanlaşma bağlamında halen yeni gelişen bir alandır. Bu alanda atılması gereken halen çok sayıda adım bulunmaktadır.
Bireysel, toplumsal, ulusal hatta küresel güvenlik açısından önemli bir sorun olan afetler meydana gelmeden önleyici ve koruyucu tedbirleri almak, tepkisel ve yara sarma yaklaşımını esas alan politikalardan uzaklaşmak gerekmektedir. Çünkü; önlemek yara sarmaktan hem daha ucuz hem daha akılcı hem daha insanidir. Ayrıca; afetleri önlemek, hükümetler için sadece bir yönetişim sorumluluğu değil aynı zamanda ahlaki ve insani bir sorumluluktur. Bunun için ise risk yönetimini esas alan bütünleşik afet yönetim sistemleri benimsenmelidir. Afet risk yönetimi ise afet riskinin her boyutta anlaşılması, yani düşmanımızın ve kendimizin iyi tanınması üzerine inşa edilmelidir.
Yine, afet yönetimi sisteminin siyasal, ekonomik, toplumsal ve akademik gerçekliklere uygun hale getirilmesi maksadıyla tüm paydaşların (merkezi yönetim, yerel yönetimler, özel sektör, akademik ve bilimsel kuruluşlar, medya, toplum, sivil toplum kuruluşları, uluslararası kuruluşlar ve anlaşmalı ülkeler) afet yönetimine etkin olarak katılımına imkân tanınmalıdır.
Kamu hizmetleri bağlamında toplumsal ihtiyaç ve taleplerin artışı ve devletin tek başına bu talepleri karşılaması zorlaştığından toplumsal güç birliği oluşturma ve güçlü bir sivil toplum teşkiline ihtiyaç doğmuş ve bu gelişmeler gönüllü birey ve kurum/kuruluşların doğmasına olanak sağlamıştır. Afet yönetiminde etkinliğin artırılması için ulusal mevzuat ve teknik düzenlemelerin; değişen dünya ve yaşam koşullarına, yaşanmış afetlerden çıkarılan derslerden ve bunlara istinaden hayata geçirilen örnek uygulamalara, teknolojik gelişmelere, uluslararası mevzuat ve standartlara ve paydaşların görüş ve önerilerine paralel olarak düzenli olarak gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 140,00 | 140,00 |
2 | 71,40 | 142,80 |
3 | 48,53 | 145,60 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 140,00 | 140,00 |
2 | 71,40 | 142,80 |
3 | 48,53 | 145,60 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 140,00 | 140,00 |
2 | 71,40 | 142,80 |
3 | 48,53 | 145,60 |