Türk hukukunda yenilik doğuran hak denilince ilk akla gelen bir üçleme vardır: Alım (iştira), önalım (şufa) ve geri alım (vefa). Alım hakkı, satış ilişkisi doğuran haklar olarak kabul edilen bu üç yenilik doğuran haktan biridir. Esasen alım hakkı, diğer iki hakkın anası konumundadır. Başka bir deyişle, önalım ve geri alım hakları alım hakkından doğmuş haklar olup onun farklı görünümlerinden ibarettir. Bu itibarla alım hakkına ilişkin yapılacak tespitler, değerlendirmeler ve açıklamalar diğer iki hak açısından önem arz etmektedir.
Alım hakkı, diğer iki hakla birlikte Türk Borçlar Kanunu'nda taşınmaz satış ilişkisi doğuran haklar olarak düzenlenmiş (TBK m.238), Türk Medeni Kanunu'nda ise taşınmaz mülkiyetinin sözleşmeden doğan kısıtlamaları arasında yer almıştır (TMK m.736).
Türk hukukunda, alım hakkı taşınmazlara özgü düzenlenmiş görünse de aslında taşınırlar ve özellikle ticaret hukukunda hisse senetleri bakımından da uygulama alanına sahip bir hak niteliği taşımaktadır. Teminat, spekülasyon, koruma, zorlama, ön finansman ve fiyat değişikliklerine karşı tedbir alma gibi çok farklı fonksiyonlara sahip olan alım hakkı, esasen uygulamada gerek taşınmazlar gerek taşınırlar gerekse menkul kıymetler açısından birçok ihtiyacı karşılayacak niteliktedir. Buna rağmen ne taşınmazlarla ne de taşınırlarla ilgili hak ettiği ilgiyi gördüğünü, sınırlı bir uygulamasının bulunduğunu belirtmeliyiz. Bu çalışmanın amaçlarından biri de önemli fonksiyonlara sahip olan alım hakkına Türk hukuk uygulayıcısının dikkatini çekmektir.
Doktora tez danışmanlığımı yaptığım Dr. Harun Mirsad Günday, doktora yeterlilik sınavından sonra saygıdeğer Hocamız Prof. Dr. Fikret Eren ile genç yaşta aramızdan ayrılışı ile bizi üzüntüye garkeden kıymetli dost, değerli akademisyen rahmetli Prof. Dr. Veysel Başpınar'ın müşterek tavsiyesi doğrultusunda "Alım Hakkı" konusunu doktora tezi olarak belirlemiştir.
Dr. Harun Mirsad Günday, konuya ilişkin Türk hukukundaki az sayıda yazılmış eserler ve erişilebilir yargı kararlarından yararlanmıştır. Türk hukuk literatüründeki az sayıdaki çalışmanın aksine özellikle Alman hukukundaki zengin literatürden azami ölçüde istifade etmiştir. Yazar, tez yazımı sürecinde bir yılı aşkın süre Almanya'da bulunmuş, Alman ve İsviçre hukukunda konuyla ilgili yazılmış çok sayıda eseri ve yargı kararlarını büyük bir titizlikle incelemiş, Türk hukukuna katkı sağlayacak hususları etraflıca ortaya koymuş, farklı düzenlemeleri ileriye dönük değerlendirilmek üzere kanun koyucunun, uygulayıcıların ve akademik çalışma yapanların bilgisine sunmuştur.
Tezde, tüm konular özellikle de tartışmalı olanlar, etrafı dolanılmaksızın, tüketici bir tarzda ele alınmış ve açıklığa kavuşturulmuş, yazar tarafından kendi kanaatleri ve çözüm önerileri gerekçeli olarak ortaya konulmuştur.
Türk hukukunda yenilik doğuran hak denilince ilk akla gelen bir üçleme vardır: Alım (iştira), önalım (şufa) ve geri alım (vefa). Alım hakkı, satış ilişkisi doğuran haklar olarak kabul edilen bu üç yenilik doğuran haktan biridir. Esasen alım hakkı, diğer iki hakkın anası konumundadır. Başka bir deyişle, önalım ve geri alım hakları alım hakkından doğmuş haklar olup onun farklı görünümlerinden ibarettir. Bu itibarla alım hakkına ilişkin yapılacak tespitler, değerlendirmeler ve açıklamalar diğer iki hak açısından önem arz etmektedir.
Alım hakkı, diğer iki hakla birlikte Türk Borçlar Kanunu'nda taşınmaz satış ilişkisi doğuran haklar olarak düzenlenmiş (TBK m.238), Türk Medeni Kanunu'nda ise taşınmaz mülkiyetinin sözleşmeden doğan kısıtlamaları arasında yer almıştır (TMK m.736).
Türk hukukunda, alım hakkı taşınmazlara özgü düzenlenmiş görünse de aslında taşınırlar ve özellikle ticaret hukukunda hisse senetleri bakımından da uygulama alanına sahip bir hak niteliği taşımaktadır. Teminat, spekülasyon, koruma, zorlama, ön finansman ve fiyat değişikliklerine karşı tedbir alma gibi çok farklı fonksiyonlara sahip olan alım hakkı, esasen uygulamada gerek taşınmazlar gerek taşınırlar gerekse menkul kıymetler açısından birçok ihtiyacı karşılayacak niteliktedir. Buna rağmen ne taşınmazlarla ne de taşınırlarla ilgili hak ettiği ilgiyi gördüğünü, sınırlı bir uygulamasının bulunduğunu belirtmeliyiz. Bu çalışmanın amaçlarından biri de önemli fonksiyonlara sahip olan alım hakkına Türk hukuk uygulayıcısının dikkatini çekmektir.
Doktora tez danışmanlığımı yaptığım Dr. Harun Mirsad Günday, doktora yeterlilik sınavından sonra saygıdeğer Hocamız Prof. Dr. Fikret Eren ile genç yaşta aramızdan ayrılışı ile bizi üzüntüye garkeden kıymetli dost, değerli akademisyen rahmetli Prof. Dr. Veysel Başpınar'ın müşterek tavsiyesi doğrultusunda "Alım Hakkı" konusunu doktora tezi olarak belirlemiştir.
Dr. Harun Mirsad Günday, konuya ilişkin Türk hukukundaki az sayıda yazılmış eserler ve erişilebilir yargı kararlarından yararlanmıştır. Türk hukuk literatüründeki az sayıdaki çalışmanın aksine özellikle Alman hukukundaki zengin literatürden azami ölçüde istifade etmiştir. Yazar, tez yazımı sürecinde bir yılı aşkın süre Almanya'da bulunmuş, Alman ve İsviçre hukukunda konuyla ilgili yazılmış çok sayıda eseri ve yargı kararlarını büyük bir titizlikle incelemiş, Türk hukukuna katkı sağlayacak hususları etraflıca ortaya koymuş, farklı düzenlemeleri ileriye dönük değerlendirilmek üzere kanun koyucunun, uygulayıcıların ve akademik çalışma yapanların bilgisine sunmuştur.
Tezde, tüm konular özellikle de tartışmalı olanlar, etrafı dolanılmaksızın, tüketici bir tarzda ele alınmış ve açıklığa kavuşturulmuş, yazar tarafından kendi kanaatleri ve çözüm önerileri gerekçeli olarak ortaya konulmuştur.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 481,95 | 481,95 |
2 | 245,79 | 491,59 |
3 | 167,08 | 501,23 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 481,95 | 481,95 |
2 | 245,79 | 491,59 |
3 | 167,08 | 501,23 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 481,95 | 481,95 |
2 | 245,79 | 491,59 |
3 | 167,08 | 501,23 |