Arnavut milliyetçiliği, Balkan coğrafyasında gelişen en geç milliyetçilik hareketi olmasının yanı sıra Osmanlı Devleti içerisinde çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu bir topluluğun ilk uluslaşma süreci olarak belirmektedir. Bu özelliği ile Arnavut milliyetçiliği, kendisinden önceki milliyetçi hareketlerden ayrılırken çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu diğer milletler için bir örnek olmuş ve Osmanlı Devleti'nin korkulu rüyasının başlangıcını oluşturmuştur.
Arnavut milliyetçiliği, 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi neticesinde imzalanan Ayastefanos ve Berlin Antlaşmasıyla 28 Kasım 1912 tarihinde bağımsız bir Arnavutluk devletinin ilanıyla sonuçlanacak bir sürecin içerisine girmiştir. "Arnavut Millî Uyanışı" olarak nitelendirilen bu süreç içerisinde Arnavut milliyetçilerinin üzerinde yoğun bir şekilde durdukları konu, Arnavutça eğitim yapan milli Arnavut okullarının açılması olmuştur. Eğitim kurumları, akademik bilginin aktarıldığı yerler olmaktan öte millet olma bilincinin aşılandığı, yeni nesillerin bir takım ortak değer ve ideolojiler etrafında yetiştirildikleri ve eğitildikleri mekanlar olagelmiştir. Aralarındaki dinî ve mezhepsel farklılıkların yanı sıra lehçe, kültür ve alfabe farklılığı da bulunan Arnavutlar, tek ortak noktaları olan konuştukları Arnavutça vasıtasıyla milli birlik ve beraberliklerini tesis etmeye çalışmışlardır. Bu noktada hem Arnavutlar hem de yabancı devletler tarafından açılan mekteplerde farklı din ve mezheplere mensup Arnavut çocuklarının aynı sınıflarda eğitim görmesi oldukça dikkat çekicidir.
Arnavut milliyetçiliği, Balkan coğrafyasında gelişen en geç milliyetçilik hareketi olmasının yanı sıra Osmanlı Devleti içerisinde çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu bir topluluğun ilk uluslaşma süreci olarak belirmektedir. Bu özelliği ile Arnavut milliyetçiliği, kendisinden önceki milliyetçi hareketlerden ayrılırken çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu diğer milletler için bir örnek olmuş ve Osmanlı Devleti'nin korkulu rüyasının başlangıcını oluşturmuştur.
Arnavut milliyetçiliği, 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi neticesinde imzalanan Ayastefanos ve Berlin Antlaşmasıyla 28 Kasım 1912 tarihinde bağımsız bir Arnavutluk devletinin ilanıyla sonuçlanacak bir sürecin içerisine girmiştir. "Arnavut Millî Uyanışı" olarak nitelendirilen bu süreç içerisinde Arnavut milliyetçilerinin üzerinde yoğun bir şekilde durdukları konu, Arnavutça eğitim yapan milli Arnavut okullarının açılması olmuştur. Eğitim kurumları, akademik bilginin aktarıldığı yerler olmaktan öte millet olma bilincinin aşılandığı, yeni nesillerin bir takım ortak değer ve ideolojiler etrafında yetiştirildikleri ve eğitildikleri mekanlar olagelmiştir. Aralarındaki dinî ve mezhepsel farklılıkların yanı sıra lehçe, kültür ve alfabe farklılığı da bulunan Arnavutlar, tek ortak noktaları olan konuştukları Arnavutça vasıtasıyla milli birlik ve beraberliklerini tesis etmeye çalışmışlardır. Bu noktada hem Arnavutlar hem de yabancı devletler tarafından açılan mekteplerde farklı din ve mezheplere mensup Arnavut çocuklarının aynı sınıflarda eğitim görmesi oldukça dikkat çekicidir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 245,22 | 245,22 |
2 | 125,06 | 250,12 |
3 | 85,01 | 255,03 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 245,22 | 245,22 |
2 | 125,06 | 250,12 |
3 | 85,01 | 255,03 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 245,22 | 245,22 |
2 | 125,06 | 250,12 |
3 | 85,01 | 255,03 |