Türkiye Cumhuriyeti'nin kurtarıcısı ve kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşam hikayesi, Türk milletinin 20. Yüzyıl başındaki kaderiyle özdeşlik gösterir. Altı yüz yıl hüküm süren bir imparatorluk tarih sahnesinden çekilirken; uzun savaş yıllarında beş milyon evladını cephelerde ve salgın hastalıklarda yitiren bir milletin evlatları 23 Haziran 1919 tarihinde Amasya'dan yapılan bir çağrıya uyarak önce Erzurum ve ardından Sivas Kongresi'ni toplamışlar ve Mustafa Kemal Paşa'nın liderliğinde "Ya istiklâl ya ölüm" parolasıyla Millî Mücadele'yi başlatmışlardı. 23 Nisan 1920'de Ankara'da Büyük Millet Meclisi'nin toplanması; aynı yılın haziran ayında Doğu ve Batı cephelerinin kurulması ve komutanlarının atanması bu mücadelenin daha büyük özveri ve kararlılık isteyen kısmının başlangıcıydı. Mustafa Kemal, Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak bu mücadelenin sivil ve askeri bütün alanlarında disiplinli ve titiz bir planlamayla dava arkadaşlarıyla beraber ödün vermeksizin üç yılda sonuca ulaşılacağını daha Erzurum'da iken öngörüyordu. Bir lider olarak o tarihe kadar kendini nasıl yetiştirmişti? Bu biyografi esas olarak bu sorunun yanıtını vermektedir. Bununla birlikte, bir subayın, bir komutanın ve bir devlet kurucusunun ve büyük reformları gerçekleştiren bir inkılâpçının çeşitli olaylar karşısında ne tür pozisyonlar aldığı da merak edilecektir. Bu yüzden onun yaşam hikayesinde ailesi, eğitimi, ordu karargahlarında, manevralarda ve nihayet cephelerde kendini yetiştirmesi her geçen daha fazla merak konusu olmaktadır. Elinizdeki biyografinin yazımında tümüyle akademik bilgiler yer almakla beraber, kronolojik bir anlatım ve sade bir üslup esas alınmak suretiyle genel okuyucuya hitap olunmuştur. Sakarya ve Dumlupınar meydan muharebelerinden sonra adım adım kuruluşu gerçekleştirilen cumhuriyetin ilanıyla biyografinin kahramanının hayatında yeni bir evrenin başladığı gözlemlenmektedir. Şöyle ki, Birinci Dünya Savaşı yıllarında özellikle Doğu Anadolu'da komutanlık yaparken toplum yaşamına ve bölgenin sosyal ve kültürel yapısına yönelik yerinden topladığı bilgiler onun bu yeni evrede sosyal ve kültürel reformlarını gerçekleştirmesinde yönlendirici olmuştur. Bu süreçte zorunlu gördüğü bazı siyasi tercihleri beklenmedik koşulların da zorlamasıyla yürürlüğe koymaktan memnun olmadığı söylenebilir. Öte yanda söz konusu reformların uygulanmasındaki kimi aşırılıklar yanında toplumun hemen her kesimiyle yüz yüze ilişkilere önem vermesi ve en zorlu yolculuk ve iklim koşullarında tereddüt etmeden halkın sorunlarını dinlemesi ve acil çareler için çırpınması; kendisini, halkın nezdinde bir onarıcı lider olarak her zaman şükranla anılma mertebesine yükseltmiştir. 20. yüzyıl liderleri arasında Atatürk'ün saygınlığını sürdürmesi bu biyografinin doğrudan konusu olmamakla birlikte okuyucunun bu konuda da ayrıntılı gerekçeler bulacağı umulmaktadır. Zamanın önünde koşan, duracağı yeri bilen, engin bir tarih bilgisine sahip ve milletinin evladın olmak dışında başka bir şeyle övünmeyen; "Benim vücudum bir gün elbet toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır," diyen bir liderin başarı yolu ve insan olarak özellikleri bütün zamanlar için örnek hikayelerle doludur.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurtarıcısı ve kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşam hikayesi, Türk milletinin 20. Yüzyıl başındaki kaderiyle özdeşlik gösterir. Altı yüz yıl hüküm süren bir imparatorluk tarih sahnesinden çekilirken; uzun savaş yıllarında beş milyon evladını cephelerde ve salgın hastalıklarda yitiren bir milletin evlatları 23 Haziran 1919 tarihinde Amasya'dan yapılan bir çağrıya uyarak önce Erzurum ve ardından Sivas Kongresi'ni toplamışlar ve Mustafa Kemal Paşa'nın liderliğinde "Ya istiklâl ya ölüm" parolasıyla Millî Mücadele'yi başlatmışlardı. 23 Nisan 1920'de Ankara'da Büyük Millet Meclisi'nin toplanması; aynı yılın haziran ayında Doğu ve Batı cephelerinin kurulması ve komutanlarının atanması bu mücadelenin daha büyük özveri ve kararlılık isteyen kısmının başlangıcıydı. Mustafa Kemal, Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak bu mücadelenin sivil ve askeri bütün alanlarında disiplinli ve titiz bir planlamayla dava arkadaşlarıyla beraber ödün vermeksizin üç yılda sonuca ulaşılacağını daha Erzurum'da iken öngörüyordu. Bir lider olarak o tarihe kadar kendini nasıl yetiştirmişti? Bu biyografi esas olarak bu sorunun yanıtını vermektedir. Bununla birlikte, bir subayın, bir komutanın ve bir devlet kurucusunun ve büyük reformları gerçekleştiren bir inkılâpçının çeşitli olaylar karşısında ne tür pozisyonlar aldığı da merak edilecektir. Bu yüzden onun yaşam hikayesinde ailesi, eğitimi, ordu karargahlarında, manevralarda ve nihayet cephelerde kendini yetiştirmesi her geçen daha fazla merak konusu olmaktadır. Elinizdeki biyografinin yazımında tümüyle akademik bilgiler yer almakla beraber, kronolojik bir anlatım ve sade bir üslup esas alınmak suretiyle genel okuyucuya hitap olunmuştur. Sakarya ve Dumlupınar meydan muharebelerinden sonra adım adım kuruluşu gerçekleştirilen cumhuriyetin ilanıyla biyografinin kahramanının hayatında yeni bir evrenin başladığı gözlemlenmektedir. Şöyle ki, Birinci Dünya Savaşı yıllarında özellikle Doğu Anadolu'da komutanlık yaparken toplum yaşamına ve bölgenin sosyal ve kültürel yapısına yönelik yerinden topladığı bilgiler onun bu yeni evrede sosyal ve kültürel reformlarını gerçekleştirmesinde yönlendirici olmuştur. Bu süreçte zorunlu gördüğü bazı siyasi tercihleri beklenmedik koşulların da zorlamasıyla yürürlüğe koymaktan memnun olmadığı söylenebilir. Öte yanda söz konusu reformların uygulanmasındaki kimi aşırılıklar yanında toplumun hemen her kesimiyle yüz yüze ilişkilere önem vermesi ve en zorlu yolculuk ve iklim koşullarında tereddüt etmeden halkın sorunlarını dinlemesi ve acil çareler için çırpınması; kendisini, halkın nezdinde bir onarıcı lider olarak her zaman şükranla anılma mertebesine yükseltmiştir. 20. yüzyıl liderleri arasında Atatürk'ün saygınlığını sürdürmesi bu biyografinin doğrudan konusu olmamakla birlikte okuyucunun bu konuda da ayrıntılı gerekçeler bulacağı umulmaktadır. Zamanın önünde koşan, duracağı yeri bilen, engin bir tarih bilgisine sahip ve milletinin evladın olmak dışında başka bir şeyle övünmeyen; "Benim vücudum bir gün elbet toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır," diyen bir liderin başarı yolu ve insan olarak özellikleri bütün zamanlar için örnek hikayelerle doludur.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 135,30 | 135,30 |
2 | 69,00 | 138,01 |
3 | 46,90 | 140,71 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 135,30 | 135,30 |
2 | 69,00 | 138,01 |
3 | 46,90 | 140,71 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 135,30 | 135,30 |
2 | 69,00 | 138,01 |
3 | 46,90 | 140,71 |