Aura

Arka kapak
İnsanlar mantıklarıyla hareket eden canlılardır.
Medeniyetimiz aklımızın ürünüdür.

Ya öyle değilse?
Ya duygularımızın kontrolündeysek?
İnsan tarihini dolduran savaşlar, aklımızın değil de kontrolsüz duygularımızın ürünü olmasın sakın!

Bir gün Beril, insanların çevresini kaplayan renkleri görmeye başlar. Renklerin ne anlama geldiğini bulması zaman alır. Gördükleri, kendini değiştirmesi gerektiğini fark ettirir ona. Kendi yolunu ararken tehlikeli bir maceranın içine düşer.

Duygularımızı kontrol etmezsek onlar bizi kontrol eder. Hiç düşündün mü, seni kontrol eden mantığın mı, duyguların mı?
Editörün görüşü
Birsen Ekim Özen, diğer kitaplarında olduğu gibi bu eserinde de çocukları maceraya sürüklüyor. Heyecanın ve merakın en üst noktada işlendiği Aura, dostluğun önemi, varsayımlarda bulunmanın bizi yanıltabileceği gibi günlük hayatımızda karşılık bulacak kazanımlar sunuyor.
En önemli cümle
"… Söylediğiniz sözlerin gücü olduğunu öğrendim. Hani şu abra kadabra kelimesi var ya. O aslında "söylerken yaratırım" demek. Yani sözlerinizle çevrenize hakaretler yağdırıyorsanız aslında kötülük yaratan bir makine gibisiniz. Ama güzel sözler söylüyorsanız iyilik yaratan bir makine gibi.
Bu kitap neden önemli
Hemofili hastası Beril'in bir gün annesinin bedeninin etrafında bir ışık katmanı görmesiyle başlayan bu macera içerisinde dostluk, empati, yardımseverlik gibi pek çok temayı barındırıyor. Heyecanın en üst notadan işlendiği bu kitap sayesinde okuyucu: 1. Hastalıklara karşı önyargılı olmamayı öğrenecek, 2. Varsayımlara dayanarak karar vermenin yanlış olduğunu görecek, 3. Duygularımız ile davranışlarımız arasındaki bağlantıyı anlayacak ve buna uygun olarak kendilerini daha iyi yönetebilecekler.
Anahtar kelime
Macera, Okul, Merak, Yardımlaşma, İşbirliği, Aile, Dostluk, Empati, Dayanışma