Sünnetin Kur'ân'dan sonra İslam Dini'nin ikinci kaynağı olması, ilk dönemden itibaren sünnete ilginin yoğun olmasını ve bu konudaki çalışmalara önem verilmesini sağlamıştır. Sahabe döneminden itibaren sünnetin korunması ve sonraki nesillere sağlıklı bir şekilde aktarılması için büyük bir gayretin gösterildiği görülmektedir. Özellikle "el-fitnetu'l-kübrâ" olarak adlandırılan Hz. Osman'ın halifelik görevinde bulunuyorken şehit edilmesi, büyük bir sosyal travmanın yaşanmasına sebebiyet vermiş, bunun sonucunda ortaya çıkan iç karışıklıklar insanların birbirlerine güvenlerini derinden sarsmıştır. Hz. Osman'ın şehit edilmesinden sonra halifelik makamına geçen Hz. Ali de bu karışıklıkların muhatabı olmuş ve bu dönemde önce Hz. Aişe, Talha b. Ubeyydillah ve Zübeyr b. el-Avvâm'ın öncülük ettiği Cemel Savaşı, akabinde de Muaviye b. Ebî Süfyân'ın komutasındaki Sıffin savaşı bu toplumsal kırılmaları iyice derinleştirmiştir. Bu olaylardan sonra Hz. Ali'nin şehit edilmesi ile Müslümanlar arasındaki iç huzursuzluk artarak devam etmiş, Hz. Peygamber'in (sas) torunu Hz. Hüseyin'in Kerbela'da şehit edilmesi ile de Müslümanlar arasındaki ayrılıklar derinleşmiştir.
Yaşanan bu talihsiz olaylar sonucunda sarsılan güven ortamı çok erken dönemde hadisin kimden alındığının sorgulanması sonucunu doğurmuştur. Zira bu karışıklık toplumsal kırılmalara zemin hazırlamış, bu durum da insanların taraf olmaları ve tarafı olduğu fırkanın lehine hadis uydurabileceği fikrini uyandırmıştır
Sünnetin Kur'ân'dan sonra İslam Dini'nin ikinci kaynağı olması, ilk dönemden itibaren sünnete ilginin yoğun olmasını ve bu konudaki çalışmalara önem verilmesini sağlamıştır. Sahabe döneminden itibaren sünnetin korunması ve sonraki nesillere sağlıklı bir şekilde aktarılması için büyük bir gayretin gösterildiği görülmektedir. Özellikle "el-fitnetu'l-kübrâ" olarak adlandırılan Hz. Osman'ın halifelik görevinde bulunuyorken şehit edilmesi, büyük bir sosyal travmanın yaşanmasına sebebiyet vermiş, bunun sonucunda ortaya çıkan iç karışıklıklar insanların birbirlerine güvenlerini derinden sarsmıştır. Hz. Osman'ın şehit edilmesinden sonra halifelik makamına geçen Hz. Ali de bu karışıklıkların muhatabı olmuş ve bu dönemde önce Hz. Aişe, Talha b. Ubeyydillah ve Zübeyr b. el-Avvâm'ın öncülük ettiği Cemel Savaşı, akabinde de Muaviye b. Ebî Süfyân'ın komutasındaki Sıffin savaşı bu toplumsal kırılmaları iyice derinleştirmiştir. Bu olaylardan sonra Hz. Ali'nin şehit edilmesi ile Müslümanlar arasındaki iç huzursuzluk artarak devam etmiş, Hz. Peygamber'in (sas) torunu Hz. Hüseyin'in Kerbela'da şehit edilmesi ile de Müslümanlar arasındaki ayrılıklar derinleşmiştir.
Yaşanan bu talihsiz olaylar sonucunda sarsılan güven ortamı çok erken dönemde hadisin kimden alındığının sorgulanması sonucunu doğurmuştur. Zira bu karışıklık toplumsal kırılmalara zemin hazırlamış, bu durum da insanların taraf olmaları ve tarafı olduğu fırkanın lehine hadis uydurabileceği fikrini uyandırmıştır
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 184,80 | 184,80 |
2 | 94,25 | 188,50 |
3 | 64,06 | 192,19 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 184,80 | 184,80 |
2 | 94,25 | 188,50 |
3 | 64,06 | 192,19 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 184,80 | 184,80 |
2 | 94,25 | 188,50 |
3 | 64,06 | 192,19 |