"Biz Kuş muyuz, Yoksa Tavuk mu?", "miş" gibi yaşamlara, cahilliğe ve bağnazlığa isyanın, özgür ve bağımsız bireyler olma isteğinin, umudun ve uygar bir ülke özleminin denemeleridir
Doç. Dr. Mustafa Çetiner, bu kitabında, okuru dünya tıp literatürüne giren ilk Türk hekimden, "Beynin Pirî Reisi"ne, Milli Mücadele'de Atatürk'e omuz veren hekimlere; din-bilim, savaş-tıp, futbol-seks ilişkilerinden, çocuk aklına uzanan evrensel bir yolculuğa çıkarıyor.
Türkiye'de hekimlerin ve bilim insanlarının zorluklara rağmen "dimdik" ayakta durabilmesi gerektiğine inanıyor ve hatırlatıyor:
"Uzun yıllar süren çekişmelerin sonucunda Batı dünyasının dünyevi, dini ve politik kurumlarının hepsi de, üniversiteler ve bilim insanlarını karşılarına alarak, onlarla kalem kavgası veya söz dalaşı yaparak var olamayacaklarını öğrenmişlerdir."
Ünlü fizyolog Claude Bernard'ın 'Ben her pazar kiliseye giderim ama laboratuvarda üzerime beyaz önlüğümü giydiğimde Tanrı dahil kimseyi tanımam' sözü üzerine düşünmek gerektiğini söylüyor.
İsyan ediyor "Tabip Odaları onur kurullarından birçok kez ceza alan kimi tıp fakültesi mezunu televizyonlarda fink atar, kimse aldırmaz. İnsanlar ısırgan otundan karaciğer komasına girer, çıt çıkmaz."
Eleştiriyor, ancak eleştirirken umudunu hiç yitirmiyor. Çünkü geçmişine bağlı, bu topraklara inancı tüm olumsuzluklara rağmen asla eksilmiyor.
"Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji dergisini çıkartırken kendi yazım dahil, beğenmediğim şeyler ararım... Bazen kendi yazımı bile 'atarım' sayfadan, ama Mustafa Çetiner'in Güncel Tıp köşesine ve yazısına hiç 'yan gözle' baktığımı anımsamıyorum!"
-Orhan Bursalı-, Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji dergisi editörü, Cumhuriyet yazarı
"Biz Kuş muyuz, Yoksa Tavuk mu?", "miş" gibi yaşamlara, cahilliğe ve bağnazlığa isyanın, özgür ve bağımsız bireyler olma isteğinin, umudun ve uygar bir ülke özleminin denemeleridir
Doç. Dr. Mustafa Çetiner, bu kitabında, okuru dünya tıp literatürüne giren ilk Türk hekimden, "Beynin Pirî Reisi"ne, Milli Mücadele'de Atatürk'e omuz veren hekimlere; din-bilim, savaş-tıp, futbol-seks ilişkilerinden, çocuk aklına uzanan evrensel bir yolculuğa çıkarıyor.
Türkiye'de hekimlerin ve bilim insanlarının zorluklara rağmen "dimdik" ayakta durabilmesi gerektiğine inanıyor ve hatırlatıyor:
"Uzun yıllar süren çekişmelerin sonucunda Batı dünyasının dünyevi, dini ve politik kurumlarının hepsi de, üniversiteler ve bilim insanlarını karşılarına alarak, onlarla kalem kavgası veya söz dalaşı yaparak var olamayacaklarını öğrenmişlerdir."
Ünlü fizyolog Claude Bernard'ın 'Ben her pazar kiliseye giderim ama laboratuvarda üzerime beyaz önlüğümü giydiğimde Tanrı dahil kimseyi tanımam' sözü üzerine düşünmek gerektiğini söylüyor.
İsyan ediyor "Tabip Odaları onur kurullarından birçok kez ceza alan kimi tıp fakültesi mezunu televizyonlarda fink atar, kimse aldırmaz. İnsanlar ısırgan otundan karaciğer komasına girer, çıt çıkmaz."
Eleştiriyor, ancak eleştirirken umudunu hiç yitirmiyor. Çünkü geçmişine bağlı, bu topraklara inancı tüm olumsuzluklara rağmen asla eksilmiyor.
"Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji dergisini çıkartırken kendi yazım dahil, beğenmediğim şeyler ararım... Bazen kendi yazımı bile 'atarım' sayfadan, ama Mustafa Çetiner'in Güncel Tıp köşesine ve yazısına hiç 'yan gözle' baktığımı anımsamıyorum!"
-Orhan Bursalı-, Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji dergisi editörü, Cumhuriyet yazarı