Tutuklamanın genel amacı, şüpheli veya sanığın kaçmasını, delilleri karartmasını veya ceza yargılamasına müdahale etmesini önlemek ve yargılama sonucunda verilecek hükmün yerine getirilmesini sağlamaktır. Bununla birlikte uygulamada, 5271 Sayılı CMK'nin 100/3. maddesinde sayılan suçlar bakımından şüpheli veya sanığın kuvvetli suç şüphesi altında bulunup bulunmadığına bakılmadığı; çoğu zaman şüpheli veya sanığın üzerine atılı suçun niteliği göz önünde bulundurularak tutuklama kararları verildiği görülmektedir. Bu tür kararlar, bireylerin başta kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı olmak üzere, temel hak ve özgürlerini ihlal etmekte ve tutuklamanın bir cezalandırma yöntemi olarak uygulandığı algısına neden olabilmektedir.
Bu kitapta, CMK'de bir koruma tedbiri olarak düzenlenen tutuklama tedbiri, AİHM ve AYM kararları da dikkate alınarak, özellikle temel hak ve özgürlükler yönünden incelenmeye çalışılmıştır. Çalışmanın; bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin korunması konusunda bir duyarlılık oluşturmasını, araştırmacılara ve uygulamacılara yardımcı olmasını dileriz.