…yaşadığımız ve tamamlanmasına az kalan çöküş süreci şu ünlü kelebek rüyası metaforunda olduğu gibi acaba buna rıza gösterenler "mutlu bir rüya mıydı gördüklerimiz yoksa kâbusa mı uyandık" diye soracaklar: "Hayır" yanıtını verecek birkaç kişi kaldıysa ortalıkta… "Evet, keyifle izlediniz bu süreci her anından büyük bir haz aldınız, hepinizin başlıca derdi batan gemiden payınıza düşme olasılığı olan mallara ne zaman, nasıl ve hangi yolla konacağınızdı…" Yanıt bekleyen kimse kaldıysa eğer onların jargonuyla olmalı bu yanıt! Çünkü on yılları alan tüm algoritmaları hassas cetvellerle belirlenmiş gibi duran, tüm aşamaları kitlelerden onay alan bu süreç boyunca on milyonlarca insanın güruh ruh haliyle yalnızca bu sürecin birer paydaşı olabilmek uğruna özgürlük, eşitlik, adalet, etik vs. tüm insan için olan kavramlara sırt çevirdiğinin şahidi değil miyiz?
…diğer taraftan bende ya da benim gibi olanlarda da bir çöküşe rıza hali söz konusu olabilir mi? Sessizce geleni karşılamak, artık kaçınılmaz olanı… Öncesinde ve ardından "demokrasi" oyunu ile faşizmin sürdürülebilirliği sağlandığından beri altta olanlar, her zaman "altta" olanlar, ben ya da benim gibi olanlar değil miydi? O halde diyemez miyiz coşkulu bir heyecanla sevinçli bir telaş içinde "Gelsin tufan, topyekûn yıkım, kıyamet. Umut yok, bırakında topyekûn ya da ne varsa bilebildiğimiz hep birlikte çöküşün, dibe vuruşun ve ardından gelecek yok oluşun cazibesini ve bu cazibenin hazzını yaşayalım! Fazla mı hedonist oldu, fazla mı kinik? Ve hiç kuşkusuz her kuşağa nasip olmaz bu durum!"
…yaşadığımız ve tamamlanmasına az kalan çöküş süreci şu ünlü kelebek rüyası metaforunda olduğu gibi acaba buna rıza gösterenler "mutlu bir rüya mıydı gördüklerimiz yoksa kâbusa mı uyandık" diye soracaklar: "Hayır" yanıtını verecek birkaç kişi kaldıysa ortalıkta… "Evet, keyifle izlediniz bu süreci her anından büyük bir haz aldınız, hepinizin başlıca derdi batan gemiden payınıza düşme olasılığı olan mallara ne zaman, nasıl ve hangi yolla konacağınızdı…" Yanıt bekleyen kimse kaldıysa eğer onların jargonuyla olmalı bu yanıt! Çünkü on yılları alan tüm algoritmaları hassas cetvellerle belirlenmiş gibi duran, tüm aşamaları kitlelerden onay alan bu süreç boyunca on milyonlarca insanın güruh ruh haliyle yalnızca bu sürecin birer paydaşı olabilmek uğruna özgürlük, eşitlik, adalet, etik vs. tüm insan için olan kavramlara sırt çevirdiğinin şahidi değil miyiz?
…diğer taraftan bende ya da benim gibi olanlarda da bir çöküşe rıza hali söz konusu olabilir mi? Sessizce geleni karşılamak, artık kaçınılmaz olanı… Öncesinde ve ardından "demokrasi" oyunu ile faşizmin sürdürülebilirliği sağlandığından beri altta olanlar, her zaman "altta" olanlar, ben ya da benim gibi olanlar değil miydi? O halde diyemez miyiz coşkulu bir heyecanla sevinçli bir telaş içinde "Gelsin tufan, topyekûn yıkım, kıyamet. Umut yok, bırakında topyekûn ya da ne varsa bilebildiğimiz hep birlikte çöküşün, dibe vuruşun ve ardından gelecek yok oluşun cazibesini ve bu cazibenin hazzını yaşayalım! Fazla mı hedonist oldu, fazla mı kinik? Ve hiç kuşkusuz her kuşağa nasip olmaz bu durum!"
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 180,00 | 180,00 |
2 | 93,60 | 187,20 |
3 | 64,80 | 194,40 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 180,00 | 180,00 |
2 | 93,60 | 187,20 |
3 | 64,80 | 194,40 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 180,00 | 180,00 |
2 | 93,60 | 187,20 |
3 | 64,80 | 194,40 |