Demokratik toplumların en etkin sivil toplum kuruluşlarından olan sendikalar; içtimaî siyasetle ilgili hemen her konu ile ilgilenen, bir başka ifade ile üyelerinin ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için ilgili bütün konularda çalışma ve mücadele veren kuruluşlardır. Sosyoekonomik hayatın her alanında var olmaları, çalışanlar ve yakınları ile birlikte toplumun önemli bir çoğunluğunu oluşturmaları nedeniyle de hemen hemen her dönemde siyasetin ve gündemin önemli aktörlerinden olmuşlardır. Bu etkinlik ve güçleri nedeniyle faaliyetleri ve statüleri gerek ulusal ve gerekse de uluslararası mevzuatta düzenlenerek bir takım güvence ve sınırlamalara tabi tutulmuştur.
Türkiye'de Batı tipi bir sendikal süreç yaşanmamasına, bir başka ifade ile hızla gelişen sanayileşmeyle birlikte sanayi kuruluşlarının çevresinde gelişen gayriinsani yaşam koşulları ve kapitalizmin acımasız yüzüyle mücadele şeklinde ortaya çıkmamasına rağmen, sendikal kurum ve geleneğin Batı tipi sendikacılıkla benzeştiğini söyleyebiliriz.
Sendikalar, toplumdaki etkinlikleri nedeniyle her dönemde siyasi partilerin oy deposu olarak gördükleri, gerek seçim öncesi ve seçim sürecinde desteklerini almaya çalıştıkları en önemli kesimlerden olmuşlardır. Bu nedenle hemen hemen her seçim döneminde sendika ve konfederasyonların liderlerinin bazılarının siyasete ve farklı partilerin listelerinde başarılı olarak TBMM'ye girdiklerini görüyoruz. Bunlar arasında Yasin Hatiboğlu, Necati Çelik, Bayram Meral, Salim Uslu, Rıdvan Budak, Hüseyin Tanrıverdi ve Ağah Kafkas'ı örnek olarak verebiliriz.
Bu kitapta, demokratik bir devlet olan ülkemizde sendika siyaset ilişkisi; kavramsal, tarihsel, siyasal ve hükümet programları ekseninde işçi sendikacılığı ile sınırlı olarak incelenmeye çalışılmıştır.
Demokratik toplumların en etkin sivil toplum kuruluşlarından olan sendikalar; içtimaî siyasetle ilgili hemen her konu ile ilgilenen, bir başka ifade ile üyelerinin ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için ilgili bütün konularda çalışma ve mücadele veren kuruluşlardır. Sosyoekonomik hayatın her alanında var olmaları, çalışanlar ve yakınları ile birlikte toplumun önemli bir çoğunluğunu oluşturmaları nedeniyle de hemen hemen her dönemde siyasetin ve gündemin önemli aktörlerinden olmuşlardır. Bu etkinlik ve güçleri nedeniyle faaliyetleri ve statüleri gerek ulusal ve gerekse de uluslararası mevzuatta düzenlenerek bir takım güvence ve sınırlamalara tabi tutulmuştur.
Türkiye'de Batı tipi bir sendikal süreç yaşanmamasına, bir başka ifade ile hızla gelişen sanayileşmeyle birlikte sanayi kuruluşlarının çevresinde gelişen gayriinsani yaşam koşulları ve kapitalizmin acımasız yüzüyle mücadele şeklinde ortaya çıkmamasına rağmen, sendikal kurum ve geleneğin Batı tipi sendikacılıkla benzeştiğini söyleyebiliriz.
Sendikalar, toplumdaki etkinlikleri nedeniyle her dönemde siyasi partilerin oy deposu olarak gördükleri, gerek seçim öncesi ve seçim sürecinde desteklerini almaya çalıştıkları en önemli kesimlerden olmuşlardır. Bu nedenle hemen hemen her seçim döneminde sendika ve konfederasyonların liderlerinin bazılarının siyasete ve farklı partilerin listelerinde başarılı olarak TBMM'ye girdiklerini görüyoruz. Bunlar arasında Yasin Hatiboğlu, Necati Çelik, Bayram Meral, Salim Uslu, Rıdvan Budak, Hüseyin Tanrıverdi ve Ağah Kafkas'ı örnek olarak verebiliriz.
Bu kitapta, demokratik bir devlet olan ülkemizde sendika siyaset ilişkisi; kavramsal, tarihsel, siyasal ve hükümet programları ekseninde işçi sendikacılığı ile sınırlı olarak incelenmeye çalışılmıştır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 154,00 | 154,00 |
2 | 78,54 | 157,08 |
3 | 53,39 | 160,16 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 154,00 | 154,00 |
2 | 78,54 | 157,08 |
3 | 53,39 | 160,16 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 154,00 | 154,00 |
2 | 78,54 | 157,08 |
3 | 53,39 | 160,16 |