Eğri büğrü, çukurlarla dolu bir yoldu. Yolun sağında sırtını gökyüzüne dayamış dağın eteklerinde seyrekçe görülen çam ağaçları, dikenli bozkır bitkileri vardı. Koyun sürüsü yamaca doğru dağılmış otlanıyordu. Yolcular, yolun kenarına yakın yere yayılmış, yürüyerek köye giden insanları görmeye alışık olduğu her halinden belli olan çobanın umursamaz bakışları arasında yürüyorlardı. Yolun solunda derin bir vadi, nispeten daha gür ormanlık vardı.
Ormanın alt kısımlarında bir dere akıyordu. Hava mis gibiydi. Temiz havayı ciğerlerine çekerek yollarına devam ederlerken yaşlı bir kadın sessizliği bozarak yüksek sesle konuştu...
Eğri büğrü, çukurlarla dolu bir yoldu. Yolun sağında sırtını gökyüzüne dayamış dağın eteklerinde seyrekçe görülen çam ağaçları, dikenli bozkır bitkileri vardı. Koyun sürüsü yamaca doğru dağılmış otlanıyordu. Yolcular, yolun kenarına yakın yere yayılmış, yürüyerek köye giden insanları görmeye alışık olduğu her halinden belli olan çobanın umursamaz bakışları arasında yürüyorlardı. Yolun solunda derin bir vadi, nispeten daha gür ormanlık vardı.
Ormanın alt kısımlarında bir dere akıyordu. Hava mis gibiydi. Temiz havayı ciğerlerine çekerek yollarına devam ederlerken yaşlı bir kadın sessizliği bozarak yüksek sesle konuştu...