En Çok Seni Bekledim, Sibel Öz'ün 2006 yılında yayımlanmış ilk öykü kitabı. Elinizde tuttuğunuz, kitabın gözden geçirilmiş yeni baskısı.
Öyküdeki yolculuğunu Serçeler Ölürse ve Yokuş Yukarı İstanbul kitaplarıyla sürdürmüş olan yazarın ilk durağına yeniden dönüyoruz. En Çok Seni Bekledim, olağan insanların olağan hikâyelerini anlatıyor… Hayatın ve insan hallerinin bir öyküye yazılı olduğunu gösteriyor Öz. Anlatmak için olağanüstü olaylara ihtiyacımız olmadığını anlıyoruz. Sibel Öz kurgu yazarı. Hayattan topladığı anları, imgeleri, halleri kurmacaya taşıyor. En Çok Seni Bekledim'in kişileri her şeye rağmen sevmekten vazgeçmeyenler. Bu yanıyla bize unuttuklarımızı hatırlatıyor öyküler. Biz de hatırladıklarımızı beklemeye başlıyoruz kalbimizi saran sıcaklıkla.
En Çok Seni Bekledim, vicdanın sesi. Bekleyişin, umudunun, korkunun, sevincin, acının, unutuşun, hatırlayışın, yetinmenin, hayal kırıklığının, yeniden başlamanın şarkısı. Sibel Öz, insanlık hallerine samimi ve önyargısız yaklaşıyor. Ağacın, duvarın, toprağın, kuşun dili oluyor. Bazen insan oluyor bazen insansız. Hatasıyla sevabıyla öykü kişilerini kucaklıyor, seviyor onları. Bize bir dünya değil, dünyalar veriyor. Okuru hafife almıyor üstelik. Bir gizemin peşinden koşturuyor çoğu zaman bizi.
En Çok Seni Bekledim yeniden bizimle… Öykünün, dolayısıyla edebiyatın zamana direnen en güçlü duruş olduğunu bilerek…
En Çok Seni Bekledim, Sibel Öz'ün 2006 yılında yayımlanmış ilk öykü kitabı. Elinizde tuttuğunuz, kitabın gözden geçirilmiş yeni baskısı.
Öyküdeki yolculuğunu Serçeler Ölürse ve Yokuş Yukarı İstanbul kitaplarıyla sürdürmüş olan yazarın ilk durağına yeniden dönüyoruz. En Çok Seni Bekledim, olağan insanların olağan hikâyelerini anlatıyor… Hayatın ve insan hallerinin bir öyküye yazılı olduğunu gösteriyor Öz. Anlatmak için olağanüstü olaylara ihtiyacımız olmadığını anlıyoruz. Sibel Öz kurgu yazarı. Hayattan topladığı anları, imgeleri, halleri kurmacaya taşıyor. En Çok Seni Bekledim'in kişileri her şeye rağmen sevmekten vazgeçmeyenler. Bu yanıyla bize unuttuklarımızı hatırlatıyor öyküler. Biz de hatırladıklarımızı beklemeye başlıyoruz kalbimizi saran sıcaklıkla.
En Çok Seni Bekledim, vicdanın sesi. Bekleyişin, umudunun, korkunun, sevincin, acının, unutuşun, hatırlayışın, yetinmenin, hayal kırıklığının, yeniden başlamanın şarkısı. Sibel Öz, insanlık hallerine samimi ve önyargısız yaklaşıyor. Ağacın, duvarın, toprağın, kuşun dili oluyor. Bazen insan oluyor bazen insansız. Hatasıyla sevabıyla öykü kişilerini kucaklıyor, seviyor onları. Bize bir dünya değil, dünyalar veriyor. Okuru hafife almıyor üstelik. Bir gizemin peşinden koşturuyor çoğu zaman bizi.
En Çok Seni Bekledim yeniden bizimle… Öykünün, dolayısıyla edebiyatın zamana direnen en güçlü duruş olduğunu bilerek…
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 103,60 | 103,60 |
2 | 53,87 | 107,74 |
3 | 37,30 | 111,89 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 103,60 | 103,60 |
2 | 53,87 | 107,74 |
3 | 37,30 | 111,89 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 103,60 | 103,60 |
2 | 53,87 | 107,74 |
3 | 37,30 | 111,89 |