Hz. Muhammed kendilerine peygamber olarak gönderildiğinde inkarcılar ondan kendilerine önceki peygamberlerin gösterdiği hissi mucizelere benzer mucizeler göstermesini istemişlerdir. Ancak Allah onların hissi mucize isteklerini geri çevirerek akıllarına hitap eden Kur'an'ın onlar için Hz. Muhammed'in nübüvvetini ispat eden yeterli bir mucize olduğunu vurgulamıştır. Ayrıca Hz. Muhammed'in insani yönü anlatılarak onun da kendileri gibi bir beşer olduğunu, mucizelerin sadece Allah'ın iradesi ile gerçekleştiğini belirtir. Bu nedenle ne Allah'ın kitabı olan Kur'an-ı Kerim ne de Hz. Muhammed kendisi açık bir şekilde Kur'an-ı Kerim'in dışında hiçbir hissi mucizevi nübüvvetinin ispatında kullanmamıştır. Ancak İslam düşüncesinin teşekkülü döneminde mucize olgusu iki zeminde tartışılmıştır. Özellikle hicri 2. asırdan itibaren İslam dünyasında ortaya çıkan ilhak ve zındıklık hareketlerine karşı Hz. Muhammed'in nübüvvetini ispat etmek amacıyla ilk dönem kelamcıları Kur'an'ı merkeze alarak konuyu ayet, burhan, delil, hüccet gibi kavramları kullanarak ispat etmeye çalışmışlardır. Diğer akım ise, yine aynı dönemde önce siyer ve rivayetler şeklinde yer almıştır. 3. asırdan itibaren benzer rivayetler hadis kitaplarında yer almıştır. Hadisçilerin konu ile ilgili rivayetleri kelamcılar tarafından birer hissi mucize olarak yorumlanmıştır. Yine aynı dönemde özellikle kelamcılar tarafında mucizenin tanımı yapılarak, Hz. Peygamber'in birçok alanda hisse mucizeler gösterdiğini belirterek, Hz. Muhammed'in nübüvvetini ispat etmeye çalışmışlardır. İkinci düşünce daha yaygın bir şekilde olmak üzere her iki düşüncenin yansımaları günümüzde mevcuttur
Hz. Muhammed kendilerine peygamber olarak gönderildiğinde inkarcılar ondan kendilerine önceki peygamberlerin gösterdiği hissi mucizelere benzer mucizeler göstermesini istemişlerdir. Ancak Allah onların hissi mucize isteklerini geri çevirerek akıllarına hitap eden Kur'an'ın onlar için Hz. Muhammed'in nübüvvetini ispat eden yeterli bir mucize olduğunu vurgulamıştır. Ayrıca Hz. Muhammed'in insani yönü anlatılarak onun da kendileri gibi bir beşer olduğunu, mucizelerin sadece Allah'ın iradesi ile gerçekleştiğini belirtir. Bu nedenle ne Allah'ın kitabı olan Kur'an-ı Kerim ne de Hz. Muhammed kendisi açık bir şekilde Kur'an-ı Kerim'in dışında hiçbir hissi mucizevi nübüvvetinin ispatında kullanmamıştır. Ancak İslam düşüncesinin teşekkülü döneminde mucize olgusu iki zeminde tartışılmıştır. Özellikle hicri 2. asırdan itibaren İslam dünyasında ortaya çıkan ilhak ve zındıklık hareketlerine karşı Hz. Muhammed'in nübüvvetini ispat etmek amacıyla ilk dönem kelamcıları Kur'an'ı merkeze alarak konuyu ayet, burhan, delil, hüccet gibi kavramları kullanarak ispat etmeye çalışmışlardır. Diğer akım ise, yine aynı dönemde önce siyer ve rivayetler şeklinde yer almıştır. 3. asırdan itibaren benzer rivayetler hadis kitaplarında yer almıştır. Hadisçilerin konu ile ilgili rivayetleri kelamcılar tarafından birer hissi mucize olarak yorumlanmıştır. Yine aynı dönemde özellikle kelamcılar tarafında mucizenin tanımı yapılarak, Hz. Peygamber'in birçok alanda hisse mucizeler gösterdiğini belirterek, Hz. Muhammed'in nübüvvetini ispat etmeye çalışmışlardır. İkinci düşünce daha yaygın bir şekilde olmak üzere her iki düşüncenin yansımaları günümüzde mevcuttur
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 235,20 | 235,20 |
2 | 119,95 | 239,90 |
3 | 81,54 | 244,61 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 235,20 | 235,20 |
2 | 119,95 | 239,90 |
3 | 81,54 | 244,61 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 235,20 | 235,20 |
2 | 119,95 | 239,90 |
3 | 81,54 | 244,61 |