Peygamberimiz Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) hatrımıza gelip, bizlere bıraktığı mirasa ettiğimiz muamele ve içinde bulunduğumuz manzara gözümüzde canlandığında kalbimize bir ağrı saplanmıyor mu? Efendimiz hakkında konuşmak söz konusu olduğunda artık bir şeyler söylemek yerine yaşanması gerektiğini, artık sözün azalıp özün çoğalması gerektiğini, rivayetin yerini riayetin alması gerektiğini düşünülmeli değil miyiz?
Efendimizin mirasının anlatılması konusunda doğrusu bazı çekincelerim vardı: Birincisi, Efendimizin anlatılması çoğaldıkça Onun mirasından anlayan insanlar azalıyor. İkincisi, Efendimize salavat çoğaldıkça Efendimizin ahlakı ile ahlaklananların sayısı azalıyor. Üçüncüsü, Efendimizin mirasını ananlar çoğaldıkça Efendimizi anlayanlar azalmakta. Peygamber Efendimiz söz konusu olduğunda Resulullahın balına konup onu tüketen sivrisinek olmaktansa o balı çoğaltan ve üreten bir arı olmamızın vakti gelmedi mi hâlâ?
Müslümanların Ehl-i Beyte olan sevgi ve bağlılıkları, asırları aşan manevi bir iklimin her daim yaşanmasına vesile olmuştur. Ehl-i Beyte duyulan bu sevgi ve saygı, modern zamanlara özgü nostaljinin çok ötesinde derin anlamlar taşımaktadır. Toplumda Ehl-i Beyt sevgisi yüksek bir bilgi ve bağlılıkla terennüm edilmektedir.
Ehl-i Beyt, Hz. Peygamberin mirasının taşıyıcıları olma hususunda tüm Müslümanlar açısından en temel ortak referanslar arasında yer almaktadır. [Başka bir deyişle:] Müslümanlar arasında, birlik ve beraberliği tesis etmek üzere Ehl-i Beyt gibi sağlam bir buluşma noktasına sahibiz ve her birimiz için önemli olan, Hz. Peygamberin mirasına sadık kalmak ve bu kutlu mirasa sahip çıkmaktır.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) hatrımıza gelip, bizlere bıraktığı mirasa ettiğimiz muamele ve içinde bulunduğumuz manzara gözümüzde canlandığında kalbimize bir ağrı saplanmıyor mu? Efendimiz hakkında konuşmak söz konusu olduğunda artık bir şeyler söylemek yerine yaşanması gerektiğini, artık sözün azalıp özün çoğalması gerektiğini, rivayetin yerini riayetin alması gerektiğini düşünülmeli değil miyiz?
Efendimizin mirasının anlatılması konusunda doğrusu bazı çekincelerim vardı: Birincisi, Efendimizin anlatılması çoğaldıkça Onun mirasından anlayan insanlar azalıyor. İkincisi, Efendimize salavat çoğaldıkça Efendimizin ahlakı ile ahlaklananların sayısı azalıyor. Üçüncüsü, Efendimizin mirasını ananlar çoğaldıkça Efendimizi anlayanlar azalmakta. Peygamber Efendimiz söz konusu olduğunda Resulullahın balına konup onu tüketen sivrisinek olmaktansa o balı çoğaltan ve üreten bir arı olmamızın vakti gelmedi mi hâlâ?
Müslümanların Ehl-i Beyte olan sevgi ve bağlılıkları, asırları aşan manevi bir iklimin her daim yaşanmasına vesile olmuştur. Ehl-i Beyte duyulan bu sevgi ve saygı, modern zamanlara özgü nostaljinin çok ötesinde derin anlamlar taşımaktadır. Toplumda Ehl-i Beyt sevgisi yüksek bir bilgi ve bağlılıkla terennüm edilmektedir.
Ehl-i Beyt, Hz. Peygamberin mirasının taşıyıcıları olma hususunda tüm Müslümanlar açısından en temel ortak referanslar arasında yer almaktadır. [Başka bir deyişle:] Müslümanlar arasında, birlik ve beraberliği tesis etmek üzere Ehl-i Beyt gibi sağlam bir buluşma noktasına sahibiz ve her birimiz için önemli olan, Hz. Peygamberin mirasına sadık kalmak ve bu kutlu mirasa sahip çıkmaktır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 380,00 | 380,00 |
2 | 197,60 | 395,20 |
3 | 136,80 | 410,40 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 380,00 | 380,00 |
2 | 197,60 | 395,20 |
3 | 136,80 | 410,40 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 380,00 | 380,00 |
2 | 197,60 | 395,20 |
3 | 136,80 | 410,40 |