Hane Devlet Piyasa

Stok Kodu:
9786058669901
Boyut:
13,5x19,5
Sayfa Sayısı:
280
Baskı Sayısı:
1
Basım Tarihi:
2012
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%33 indirimli
90,00
60,30
Taksitli fiyat: 3 x 21,71
Temin süresi 4 gündür.
9786058669901
551074
Hane Devlet Piyasa
Hane Devlet Piyasa
60.30

Elinizdeki kitap ataerkil kapitalist toplumda bakım yükü ile ücretli iş kıskacında varolmaya çalışan biz kadınlar hakkındadır.


Özgün Akduran'ın kitabı sermayenin kadın emeğine ilişkin çeşitli talepleri dillendirdiği bir ortamda yayımlandı. Kadın emeği dönem dönem sermaye kesimlerinin gündemine gelir. Erkek emek-gücü kıtlığı çekildiğinde ya da genelde vasıfsız, itaatkar, ucuz emeğe ihtiyaç duyulduğunda, ekonomi politikalarıyla, istihdam stratejileriyle kadın istihdamını artırmanın yolları aranır.


Türkiye son yıllarda böylesi bir dönemden geçiyor. İlkin kadınlar esnek çalışma biçimlerine çağrılmıştı. Esnek çalışma, kadınların hane içindeki bakım görevlerini aksatmadan istihdam edilebilmelerini sağlayacaktı. Sosyal politikaların gerilediği, bakım kurumlarının sayısının azaltıldığı, işyerinde kreş açma zorunluluğunun zayıflatıldığı koşullarda elbet kadınlar artan bakım yükünü üstlenmeliydi. Sermaye örgütleri, hükümet sözcüleri ardı ardına esnek çalışmanın kadınlar için nasıl da ideal bir çalışma biçimi olduğunu ileri süren beyanlar veriyordu. Ancak anladık ki asıl kadınlar esnek çalışma için ideal emek havuzu idi.


Şimdi de kadınlar, ihracata yönelik üretim sektörleri için ucuz emek havuzu potansiyeli olarak görülmektedir. Ulusal İstihdam Strateji Belgesi Taslak Metni ile yeni teşvik paketinde çizilen yol haritaları, "Çinle, Pakistanla, Bangladeşle ve Vietnamla rekabet edebilecek" tekstil sanayiyi oluşturma hedefindedir. Bu hedef, kadın emeği yoğun bu sektörde kadınlara yeni "misyonlar" yüklemektedir; kadınların atölyelerde, uzun saatler boyunca, sosyal güvence sağlanmadan, ucuza çalıştırılması planlanmaktadır.


Özgün kitabıyla kadın istihdamına yönelik bu taleplere, dolaylı da olsa, bir yanıt vermiştir. Kadınlar için güvenceli, tam zamanlı, sosyal güvenlik hakkının tanındığı istihdam talebini dillendirmiş; kadın istihdamının artırılabilmesinin "ve kadınların özgürleşmesinin koşulunun üzerlerindeki bakım yükünün hafifletilmesi olduğuna dikkat çekmiştir.


Özgün kitabında toplumsal cinsiyete duyarlı politikalar ile kadınların toplumdaki konumuna ne denli etkide bulunabileceğini incelemiştir. Sosyal politikanın tarihini, kuramsal öncüllerini araştırmış; Türkiye'de alternatif belediyelerden örneklerle, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme ile kadınların çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilebildiğini göstermiştir. Kitapta ayrıntılarını bulabileceğiniz üzere, Diyarbakır Sur Belediyesi, meslek edinme kurslarının yanı sıra açtığı kreşle kadınların kurslara katılımını, becerilerini artırmasını, istihdama katılmasını kolaylaştırmaktadır.


Özgün, çalışmasında, meta üretimiyle kadınların hane içi kullanım değerleri üretimini birleştiren bütüncül bir yöntemden hareket etmiş, Marx'ın yeniden üretim şemalarını, kadınların hane içi üretimini de kapsayacak biçimde, yeniden oluşturmayı denemiştir. Yazarın izlediği yöntem, feminist teoriyi Marksist analizle birleştirmeye yönelik önemli bir adımdır.


Toplumun bütüncül bir analizi, meta üretimiyle kadınların hane içinde meta karakteri taşımayan bakım hizmeti üretiminin birlikte ele alınmasını gerektirir. Engels'i anarak, materyalist anlayışa göre, tarihte egemen etken maddi yaşamın üretimi ile yeniden üretimidir, diyebiliriz. O halde maddi yaşamı üretmek ikili bir özellik sergiler; maddi yaşamı sürdürmek için gerekli nesneler ile, bu nesneler yoluyla kendini yeniden üretecek insanın üretimi.


Böylesi bir analiz, toplumsal üretimin bütün uğraklarını kuşatmasının yanı sıra, toplumsal kaynakların, toplumsal zenginliğin, toplumsal görevlerin cinsler arasında eşitsiz dağılımı ile kadınlarla erkekler arasındaki eşitsiz ilişkiyi de inceleme olanağı verir.


Toplumun dolaysız koşulu insanın üretilmesidir; insanın üretilmesi ise dolaysızca toplumsal yaşamın üretilmesidir. İhtiyaç nesnelerinin, bu nesneleri üretmek için gerekli üretim araçlarının, insanlar arası ilişkilerin, toplumsal normların vb. üretilmesiyle toplumsal yaşamı yeniden ü

Elinizdeki kitap ataerkil kapitalist toplumda bakım yükü ile ücretli iş kıskacında varolmaya çalışan biz kadınlar hakkındadır.


Özgün Akduran'ın kitabı sermayenin kadın emeğine ilişkin çeşitli talepleri dillendirdiği bir ortamda yayımlandı. Kadın emeği dönem dönem sermaye kesimlerinin gündemine gelir. Erkek emek-gücü kıtlığı çekildiğinde ya da genelde vasıfsız, itaatkar, ucuz emeğe ihtiyaç duyulduğunda, ekonomi politikalarıyla, istihdam stratejileriyle kadın istihdamını artırmanın yolları aranır.


Türkiye son yıllarda böylesi bir dönemden geçiyor. İlkin kadınlar esnek çalışma biçimlerine çağrılmıştı. Esnek çalışma, kadınların hane içindeki bakım görevlerini aksatmadan istihdam edilebilmelerini sağlayacaktı. Sosyal politikaların gerilediği, bakım kurumlarının sayısının azaltıldığı, işyerinde kreş açma zorunluluğunun zayıflatıldığı koşullarda elbet kadınlar artan bakım yükünü üstlenmeliydi. Sermaye örgütleri, hükümet sözcüleri ardı ardına esnek çalışmanın kadınlar için nasıl da ideal bir çalışma biçimi olduğunu ileri süren beyanlar veriyordu. Ancak anladık ki asıl kadınlar esnek çalışma için ideal emek havuzu idi.


Şimdi de kadınlar, ihracata yönelik üretim sektörleri için ucuz emek havuzu potansiyeli olarak görülmektedir. Ulusal İstihdam Strateji Belgesi Taslak Metni ile yeni teşvik paketinde çizilen yol haritaları, "Çinle, Pakistanla, Bangladeşle ve Vietnamla rekabet edebilecek" tekstil sanayiyi oluşturma hedefindedir. Bu hedef, kadın emeği yoğun bu sektörde kadınlara yeni "misyonlar" yüklemektedir; kadınların atölyelerde, uzun saatler boyunca, sosyal güvence sağlanmadan, ucuza çalıştırılması planlanmaktadır.


Özgün kitabıyla kadın istihdamına yönelik bu taleplere, dolaylı da olsa, bir yanıt vermiştir. Kadınlar için güvenceli, tam zamanlı, sosyal güvenlik hakkının tanındığı istihdam talebini dillendirmiş; kadın istihdamının artırılabilmesinin "ve kadınların özgürleşmesinin koşulunun üzerlerindeki bakım yükünün hafifletilmesi olduğuna dikkat çekmiştir.


Özgün kitabında toplumsal cinsiyete duyarlı politikalar ile kadınların toplumdaki konumuna ne denli etkide bulunabileceğini incelemiştir. Sosyal politikanın tarihini, kuramsal öncüllerini araştırmış; Türkiye'de alternatif belediyelerden örneklerle, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme ile kadınların çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilebildiğini göstermiştir. Kitapta ayrıntılarını bulabileceğiniz üzere, Diyarbakır Sur Belediyesi, meslek edinme kurslarının yanı sıra açtığı kreşle kadınların kurslara katılımını, becerilerini artırmasını, istihdama katılmasını kolaylaştırmaktadır.


Özgün, çalışmasında, meta üretimiyle kadınların hane içi kullanım değerleri üretimini birleştiren bütüncül bir yöntemden hareket etmiş, Marx'ın yeniden üretim şemalarını, kadınların hane içi üretimini de kapsayacak biçimde, yeniden oluşturmayı denemiştir. Yazarın izlediği yöntem, feminist teoriyi Marksist analizle birleştirmeye yönelik önemli bir adımdır.


Toplumun bütüncül bir analizi, meta üretimiyle kadınların hane içinde meta karakteri taşımayan bakım hizmeti üretiminin birlikte ele alınmasını gerektirir. Engels'i anarak, materyalist anlayışa göre, tarihte egemen etken maddi yaşamın üretimi ile yeniden üretimidir, diyebiliriz. O halde maddi yaşamı üretmek ikili bir özellik sergiler; maddi yaşamı sürdürmek için gerekli nesneler ile, bu nesneler yoluyla kendini yeniden üretecek insanın üretimi.


Böylesi bir analiz, toplumsal üretimin bütün uğraklarını kuşatmasının yanı sıra, toplumsal kaynakların, toplumsal zenginliğin, toplumsal görevlerin cinsler arasında eşitsiz dağılımı ile kadınlarla erkekler arasındaki eşitsiz ilişkiyi de inceleme olanağı verir.


Toplumun dolaysız koşulu insanın üretilmesidir; insanın üretilmesi ise dolaysızca toplumsal yaşamın üretilmesidir. İhtiyaç nesnelerinin, bu nesneleri üretmek için gerekli üretim araçlarının, insanlar arası ilişkilerin, toplumsal normların vb. üretilmesiyle toplumsal yaşamı yeniden ü

AKBANK
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 60,30    60,30   
2 31,36    62,71   
3 21,71    65,12   
ZİRAAT BANKASI
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 60,30    60,30   
2 31,36    62,71   
3 21,71    65,12   
İŞ BANKASI
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 60,30    60,30   
2 31,36    62,71   
3 21,71    65,12   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat