İstanbul Yangın Kuleleri ve Çığırtkanları

Stok Kodu:
9786058119147
Boyut:
19x27
Sayfa Sayısı:
180
Baskı Sayısı:
1
Basım Tarihi:
2019
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
%21 indirimli
150,00
118,50
Taksitli fiyat: 3 x 41,08
Temin süresi 4 gündür.
9786058119147
493561
İstanbul Yangın Kuleleri ve Çığırtkanları
İstanbul Yangın Kuleleri ve Çığırtkanları
118.50

Mimarlık, iç mimarlık, şehircilik, kentleşme, peyzaj tasarımı, arkeoloji, kültür, sanat vb. konu başlıklarında kitaplar yayımlayan YEM Yayın'ın, İstanbul Yangın Kuleleri ve Çığırtkanları adlı yeni kitabı çıktı.


Eski bir itfaiyeci, eski itfaiye müdürü, akademisyen Prof.Dr. Abdurrahman Kılıç; ilk itfaiye teşkilatının kurulmasından günümüze kadar başta yangın kuleleri olmak üzere "İstanbul ve Yangın" tarihini izliyor. Yanan ve her defasında yeniden ahşap yapılan yangın kulelerini anlatıyor. Yangınların sebepleri ve sonuçları üzerinde durarak patlıcan yangınlarını, kundaklama, yağmalama olaylarını açıklıyor. Köşklüler, didebanlar, bekçi babalar, baltacılar ve tulumbacılardan oluşan çok çeşitli görevlerdeki yangın çığırtkanlarını, konumlarından giysilerine kadar aktarıyor. Ağakapısı Yangın Köşkü, Galata Yangın Kulesi, Beyazıt Yangın Kulesi, İcadiye Yangın Kulesi ile Süleymaniye Camisi minarelerinden yangınların gözlenmesini anlatıyor.


İstanbul yüzyıllarca işgal edilir, yağmalanır, depremlerde yerlebir olur ama hiçbir şeyden çekmez yangından çektiği kadar. Görkemli saraylar, uzun çarşılar, ahşap konaklar, hanlar; içlerindeki oymalı mobilyalar, elyazması kitaplar, nadide eserler ve anılarla birlikte şehrin hafızası da büyük yangınlarla yitirilir. Poyrazlı ve lodoslu günlerde hızla yayılan, bazen bütün bir semti kaplayan İstanbul yangınları sadece yapıları küle çevirmek ve can almakla kalmaz aynı zamanda siyasal sonuçlar da doğurur. Yangın nedeniyle yeniçeri ağaları sürgüne gönderilir, sadrazamlar görevlerinden alınır, padişahlar indirilmek istenir…


Abdurrahman Kılıç; büyük bir yangında padişah ne yapardı, baltacıların görevi neydi, yeniçeriler ayaklanırken neden yangın çıkarırdı, kulelerden yangın nasıl duyurulurdu gibi merak edilen soruların cevaplarının yanı sıra ahşap mimarinin yangınla ilişkisini, itfaiyeciliğin mahalli ve gönüllülük esasını, zamanla devlet sistemi içerisine nasıl yerleştiğini kendi tecrübeleri ve araştırmaları ışığında, İstanbul Yangın Kuleleri ve Çığırtkanları'nda ayrıntılarıyla ortaya koyuyor.


Abdurrahman Kılıç, böyle bir kitabı hazırlama gerekçesini, özetle şu şekilde açıklıyor:


"Yangın, İstanbul'un eski belalısı… Asırlar boyunca İstanbul'un peşini bırakmamış. Şehrin üçte birini yok ettiği olmuş. Her defasında farklı bir nedenle başlamış, eski başkentin geçmişle bir bağını koparmış. Gün olmuş sadrazamları azletmiş, gün olmuş padişahları indirmek istemiş! Nice konak sahiplerini bir saatte yoksullaştırmış. Kanunlar çıkarılmış, cezalar getirilmiş, dualar edilmiş, muskalar yazılmış ama yangınların önüne geçilememiş, yangınlarla baş edilememiş. Depremlerde binalar yıkılmış, çok can kaybı olmuş ama tarihi belgeler kurtarılmış; yangınlarda ise hepsi kül olmuş, tarihin izleri kaybolmuş.


Bugünkü teknolojinin olmadığı zamanlarda duman ve alev, yüksekteki bir binanın damından veya yüksek bir ağacın tepesinden, daha sonra ise yangın kulelerinden gözlenmiştir. Günümüzde yangından erken haber alabilmek için otomatik algılama sistemleriyle, kızılötesi kameralarla ve hatta uydu aracılığıyla yangınlar izlenebilmekte, telli veya telsiz uyarı sistemleriyle ilgili kişi ve kuruluşlara anında haber verilmektedir.


Ülkemizde düzenli yangın gözetlemesine ilk önce Galata Kulesi'nde başlanmış, daha sonra Ağakapısı'nda yapılan ahşap yangın köşkünden de gözetleme yapılmış. Ağakapısı Yangın Köşkü birkaç kez kâh yanmış, kâh kasıtlı yakılmış ama yine de her defasında yeniden ahşap olarak inşa edilmiş. Yeniçeri Ocağı kapatıldıktan sonra Ağakapısı, Şeyhülislamlık'a verildiği için yeni kulenin Seraskerlik Binası'nın (şimdiki İstanbul Üniversitesi Merkez Binası) bahçesinde yapılması kararlaştırılmış. Seraskerlik Binası'nın bahçesinde yeniden ahşap olarak tamamlanırken eski yeniçeriler tarafından yakılması üzerine, yerine günümüzdeki Beyazıt Yangın Kulesi yapılmıştır. Kulenin yapımı ve onarımı sırasında yangınlar Süleymaniye Camisi minarelerinden gözlenmiştir. Boğaziçi'nde yerleşimin b

Mimarlık, iç mimarlık, şehircilik, kentleşme, peyzaj tasarımı, arkeoloji, kültür, sanat vb. konu başlıklarında kitaplar yayımlayan YEM Yayın'ın, İstanbul Yangın Kuleleri ve Çığırtkanları adlı yeni kitabı çıktı.


Eski bir itfaiyeci, eski itfaiye müdürü, akademisyen Prof.Dr. Abdurrahman Kılıç; ilk itfaiye teşkilatının kurulmasından günümüze kadar başta yangın kuleleri olmak üzere "İstanbul ve Yangın" tarihini izliyor. Yanan ve her defasında yeniden ahşap yapılan yangın kulelerini anlatıyor. Yangınların sebepleri ve sonuçları üzerinde durarak patlıcan yangınlarını, kundaklama, yağmalama olaylarını açıklıyor. Köşklüler, didebanlar, bekçi babalar, baltacılar ve tulumbacılardan oluşan çok çeşitli görevlerdeki yangın çığırtkanlarını, konumlarından giysilerine kadar aktarıyor. Ağakapısı Yangın Köşkü, Galata Yangın Kulesi, Beyazıt Yangın Kulesi, İcadiye Yangın Kulesi ile Süleymaniye Camisi minarelerinden yangınların gözlenmesini anlatıyor.


İstanbul yüzyıllarca işgal edilir, yağmalanır, depremlerde yerlebir olur ama hiçbir şeyden çekmez yangından çektiği kadar. Görkemli saraylar, uzun çarşılar, ahşap konaklar, hanlar; içlerindeki oymalı mobilyalar, elyazması kitaplar, nadide eserler ve anılarla birlikte şehrin hafızası da büyük yangınlarla yitirilir. Poyrazlı ve lodoslu günlerde hızla yayılan, bazen bütün bir semti kaplayan İstanbul yangınları sadece yapıları küle çevirmek ve can almakla kalmaz aynı zamanda siyasal sonuçlar da doğurur. Yangın nedeniyle yeniçeri ağaları sürgüne gönderilir, sadrazamlar görevlerinden alınır, padişahlar indirilmek istenir…


Abdurrahman Kılıç; büyük bir yangında padişah ne yapardı, baltacıların görevi neydi, yeniçeriler ayaklanırken neden yangın çıkarırdı, kulelerden yangın nasıl duyurulurdu gibi merak edilen soruların cevaplarının yanı sıra ahşap mimarinin yangınla ilişkisini, itfaiyeciliğin mahalli ve gönüllülük esasını, zamanla devlet sistemi içerisine nasıl yerleştiğini kendi tecrübeleri ve araştırmaları ışığında, İstanbul Yangın Kuleleri ve Çığırtkanları'nda ayrıntılarıyla ortaya koyuyor.


Abdurrahman Kılıç, böyle bir kitabı hazırlama gerekçesini, özetle şu şekilde açıklıyor:


"Yangın, İstanbul'un eski belalısı… Asırlar boyunca İstanbul'un peşini bırakmamış. Şehrin üçte birini yok ettiği olmuş. Her defasında farklı bir nedenle başlamış, eski başkentin geçmişle bir bağını koparmış. Gün olmuş sadrazamları azletmiş, gün olmuş padişahları indirmek istemiş! Nice konak sahiplerini bir saatte yoksullaştırmış. Kanunlar çıkarılmış, cezalar getirilmiş, dualar edilmiş, muskalar yazılmış ama yangınların önüne geçilememiş, yangınlarla baş edilememiş. Depremlerde binalar yıkılmış, çok can kaybı olmuş ama tarihi belgeler kurtarılmış; yangınlarda ise hepsi kül olmuş, tarihin izleri kaybolmuş.


Bugünkü teknolojinin olmadığı zamanlarda duman ve alev, yüksekteki bir binanın damından veya yüksek bir ağacın tepesinden, daha sonra ise yangın kulelerinden gözlenmiştir. Günümüzde yangından erken haber alabilmek için otomatik algılama sistemleriyle, kızılötesi kameralarla ve hatta uydu aracılığıyla yangınlar izlenebilmekte, telli veya telsiz uyarı sistemleriyle ilgili kişi ve kuruluşlara anında haber verilmektedir.


Ülkemizde düzenli yangın gözetlemesine ilk önce Galata Kulesi'nde başlanmış, daha sonra Ağakapısı'nda yapılan ahşap yangın köşkünden de gözetleme yapılmış. Ağakapısı Yangın Köşkü birkaç kez kâh yanmış, kâh kasıtlı yakılmış ama yine de her defasında yeniden ahşap olarak inşa edilmiş. Yeniçeri Ocağı kapatıldıktan sonra Ağakapısı, Şeyhülislamlık'a verildiği için yeni kulenin Seraskerlik Binası'nın (şimdiki İstanbul Üniversitesi Merkez Binası) bahçesinde yapılması kararlaştırılmış. Seraskerlik Binası'nın bahçesinde yeniden ahşap olarak tamamlanırken eski yeniçeriler tarafından yakılması üzerine, yerine günümüzdeki Beyazıt Yangın Kulesi yapılmıştır. Kulenin yapımı ve onarımı sırasında yangınlar Süleymaniye Camisi minarelerinden gözlenmiştir. Boğaziçi'nde yerleşimin b

AKBANK
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 118,50    118,50   
2 60,44    120,87   
3 41,08    123,24   
ZİRAAT BANKASI
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 118,50    118,50   
2 60,44    120,87   
3 41,08    123,24   
GARANTİ BANKASI
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 118,50    118,50   
2 60,44    120,87   
3 41,08    123,24   
İŞ BANKASI
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 118,50    118,50   
2 60,44    120,87   
3 41,08    123,24   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat