Postmodern düşünceye katkısıyla yirminci yüzyılın önemli düşünürlerin¬den biri olan Fransız filozof Jean-Luc Nancy, özgürlük, hiçlik, temelsizlik üzerine inşa ettiği felsefesi, "ile olmak", "birlikte olmak"ın sınırında beliren farklılıkların herhangi bir ortaklığı paylaşmaksızın konumlanışı ya da sergilenişiyle meydana gelen töz ve temsillerden yoksun ortak dünyadır.
Nancy'nin Dünyası, yer almanın ya da olası yer alamaların yeri olarak "herkes için yerin" olduğu bir yerdir. A priori verili bir anlamı ya da tözsel dayanağı olmayan Dünya, bir et-hos, bir habitus, bir praxis olarak ikamet yeridir. Dünyanın "yuvarlak bir küre", "gözyaşı vadisi" ya da "sürgün diyarı" olmaktan çıkmasının olanağı, herkesin içinde yer alabildiği genel eşedeğerlilik temeli üzerinde küresel adaletsizliğe karşı mücadele imkânlarının bulunmasına bağlıdır.
Özgürlüğü, özsüzlüğün yasasız yasası olarak tanımlayan Nancy, insanların bir beyinle donatılmış şekilde doğdukları gibi doğuştan gelen bir özgürlüğe sahip olmadığını, özgürlüğün sonsuzluğunun önlerinde durmakta olduğunu belirtir. O, varoluşun kendisin-den başka bir şeyi göstermeyen var-olma özgürlüğünü, tekilliğe götüren "sonlu olma"nın sonsuz özsüzlüğü olarak düşünür. Fırlatılmış tasarı olarak özgürlük ile birlikte ele alınan mevcudiyet ve herhangi bir temele dayalı olmayan varoluşumuz, daima kendimizden daha ötede, ölümlü ve çoğulcu oluşunu ifade eder. Özgürlük olgusunu, mevcudiyetin yapısından kaynaklanan praksis şeklinde yorumlayan Nancy, başkasıyla her daim ilişki içinde olan bir mevcudiyetin kendisinden ileri gelen bir dışsallık olarak başkasıyla sürekli ilişkisinin, çoğullaşmasına neden olduğunu bildirir. Böylece hiçbir koşul ya da ön koşula tabi olmayan varlık, her türlü çoklu yaklaşıma ve çoğulculuğa sonsuzca maruz kalması doğal olarak demokrasi yönetimini gerekli kılar.
Nancy'e göre önemli olan sadece demokrasi kavramının ruhunun kavranılmasından ibaret olmayıp, demokrasinin biçim, kurum, sosyal ve politik rejim olmanın ötesinde olanakların mevcudiyeti ve birlikte-mevcudiyetin kavranışı olan bir ruh olduğunun bilincidir. Demokratik politika, çoğul kimlikler ve bunların paylaşılması için uzam açar; ama bizzat kendi tasavvurunu oluşturmak zorunda değildir. Nancy için demokrasi ne yaşamın ne de ölümün kendiliklerinden değeri olmadığı, ama değeri olanın sadece; kendisini, kendi ni-hai anlamının mevcudiyetsizliğine olduğu gibi kendi hakiki -ve sonsuz- varlık anlamına da açtığı kadarıyla, paylaşılan varoluşun anlamıdır
Postmodern düşünceye katkısıyla yirminci yüzyılın önemli düşünürlerin¬den biri olan Fransız filozof Jean-Luc Nancy, özgürlük, hiçlik, temelsizlik üzerine inşa ettiği felsefesi, "ile olmak", "birlikte olmak"ın sınırında beliren farklılıkların herhangi bir ortaklığı paylaşmaksızın konumlanışı ya da sergilenişiyle meydana gelen töz ve temsillerden yoksun ortak dünyadır.
Nancy'nin Dünyası, yer almanın ya da olası yer alamaların yeri olarak "herkes için yerin" olduğu bir yerdir. A priori verili bir anlamı ya da tözsel dayanağı olmayan Dünya, bir et-hos, bir habitus, bir praxis olarak ikamet yeridir. Dünyanın "yuvarlak bir küre", "gözyaşı vadisi" ya da "sürgün diyarı" olmaktan çıkmasının olanağı, herkesin içinde yer alabildiği genel eşedeğerlilik temeli üzerinde küresel adaletsizliğe karşı mücadele imkânlarının bulunmasına bağlıdır.
Özgürlüğü, özsüzlüğün yasasız yasası olarak tanımlayan Nancy, insanların bir beyinle donatılmış şekilde doğdukları gibi doğuştan gelen bir özgürlüğe sahip olmadığını, özgürlüğün sonsuzluğunun önlerinde durmakta olduğunu belirtir. O, varoluşun kendisin-den başka bir şeyi göstermeyen var-olma özgürlüğünü, tekilliğe götüren "sonlu olma"nın sonsuz özsüzlüğü olarak düşünür. Fırlatılmış tasarı olarak özgürlük ile birlikte ele alınan mevcudiyet ve herhangi bir temele dayalı olmayan varoluşumuz, daima kendimizden daha ötede, ölümlü ve çoğulcu oluşunu ifade eder. Özgürlük olgusunu, mevcudiyetin yapısından kaynaklanan praksis şeklinde yorumlayan Nancy, başkasıyla her daim ilişki içinde olan bir mevcudiyetin kendisinden ileri gelen bir dışsallık olarak başkasıyla sürekli ilişkisinin, çoğullaşmasına neden olduğunu bildirir. Böylece hiçbir koşul ya da ön koşula tabi olmayan varlık, her türlü çoklu yaklaşıma ve çoğulculuğa sonsuzca maruz kalması doğal olarak demokrasi yönetimini gerekli kılar.
Nancy'e göre önemli olan sadece demokrasi kavramının ruhunun kavranılmasından ibaret olmayıp, demokrasinin biçim, kurum, sosyal ve politik rejim olmanın ötesinde olanakların mevcudiyeti ve birlikte-mevcudiyetin kavranışı olan bir ruh olduğunun bilincidir. Demokratik politika, çoğul kimlikler ve bunların paylaşılması için uzam açar; ama bizzat kendi tasavvurunu oluşturmak zorunda değildir. Nancy için demokrasi ne yaşamın ne de ölümün kendiliklerinden değeri olmadığı, ama değeri olanın sadece; kendisini, kendi ni-hai anlamının mevcudiyetsizliğine olduğu gibi kendi hakiki -ve sonsuz- varlık anlamına da açtığı kadarıyla, paylaşılan varoluşun anlamıdır
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 211,72 | 211,72 |
2 | 110,09 | 220,19 |
3 | 76,22 | 228,66 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 211,72 | 211,72 |
2 | 110,09 | 220,19 |
3 | 76,22 | 228,66 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 211,72 | 211,72 |
2 | 110,09 | 220,19 |
3 | 76,22 | 228,66 |