Feminizm, özünde cinsiyet ayrımcılığına karşı tavır alan yaşamın bütün alanlarında kadınların karşı karşıya kaldığı baskıların kaldırılmasını savunan, dolayısıyla ataerkil yapılanmaların önüne geçerek kadınların haklarına kavuşmaları için direnen bir yaklaşımdır. Feminist kuram toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin doğasını anlamayı amaçlar ve toplumsal cinsiyet politikaları, iktidar ilişkileri ve cinsellik üzerinde odaklanır. Bu anlamda da temelde politik bir harekettir.
Totalitarizm ise tüm yetkilerin merkezileştirildiği, devletin birey üzerindeki saltık egemenliğine yönelik diktatörce bir yönetim biçimidir. Totalitarizmde bireysel özgürlüklere izin verilmediği gibi, bireysel yaşamın tüm alanları devlet denetiminde kalır.
Ütopya aslında olmayan, ancak tasarlanmış bir toplumsal dizgedir. Distopya ise ütopik anlayışın karşıtıdır. Kurulması olası topluma karşı otoriter-totaliter bir devlet modelini öngörür. Bireyin birey olmaktan çıktığı baskıcı bir sistemdir. Ütopik bir yapıtta bireyin öncelendiği toplumsal bir devlet söz konusuyken, distopik yapıtta ise baskıcı ve kuralcı bir polis devleti egemendir.
Tülay Akkoyun, bu bilgiler ışığında karmaşık ve zor olanı incelemeye çalışmaktadır. Karşılaştırmalı Feminist Ütopya/Distopya feminist kuramla yetinmiyor, bunu totalitarizm bağlamında ele alarak, ütopik ve distopik yazınsal yapıtları en ince ayrıntılarını kadar gözden geçirerek konunun açık bir biçimde anlaşılmasını sağlıyor. Feminizmi ve totalitarizmi tarihsel süreci içinde incelediği gibi, güncel örneklerle varsıllaştırıyor.
Konuyu temelden anlamak için olayı ve olguları yepyeni bir yaklaşım biçimiyle ele alan bu yapıt alandaki bir boşluğu daha dolduracaktır.
Feminizm, özünde cinsiyet ayrımcılığına karşı tavır alan yaşamın bütün alanlarında kadınların karşı karşıya kaldığı baskıların kaldırılmasını savunan, dolayısıyla ataerkil yapılanmaların önüne geçerek kadınların haklarına kavuşmaları için direnen bir yaklaşımdır. Feminist kuram toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin doğasını anlamayı amaçlar ve toplumsal cinsiyet politikaları, iktidar ilişkileri ve cinsellik üzerinde odaklanır. Bu anlamda da temelde politik bir harekettir.
Totalitarizm ise tüm yetkilerin merkezileştirildiği, devletin birey üzerindeki saltık egemenliğine yönelik diktatörce bir yönetim biçimidir. Totalitarizmde bireysel özgürlüklere izin verilmediği gibi, bireysel yaşamın tüm alanları devlet denetiminde kalır.
Ütopya aslında olmayan, ancak tasarlanmış bir toplumsal dizgedir. Distopya ise ütopik anlayışın karşıtıdır. Kurulması olası topluma karşı otoriter-totaliter bir devlet modelini öngörür. Bireyin birey olmaktan çıktığı baskıcı bir sistemdir. Ütopik bir yapıtta bireyin öncelendiği toplumsal bir devlet söz konusuyken, distopik yapıtta ise baskıcı ve kuralcı bir polis devleti egemendir.
Tülay Akkoyun, bu bilgiler ışığında karmaşık ve zor olanı incelemeye çalışmaktadır. Karşılaştırmalı Feminist Ütopya/Distopya feminist kuramla yetinmiyor, bunu totalitarizm bağlamında ele alarak, ütopik ve distopik yazınsal yapıtları en ince ayrıntılarını kadar gözden geçirerek konunun açık bir biçimde anlaşılmasını sağlıyor. Feminizmi ve totalitarizmi tarihsel süreci içinde incelediği gibi, güncel örneklerle varsıllaştırıyor.
Konuyu temelden anlamak için olayı ve olguları yepyeni bir yaklaşım biçimiyle ele alan bu yapıt alandaki bir boşluğu daha dolduracaktır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 108,00 | 108,00 |
2 | 55,08 | 110,16 |
3 | 37,44 | 112,32 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 108,00 | 108,00 |
2 | 55,08 | 110,16 |
3 | 37,44 | 112,32 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 108,00 | 108,00 |
2 | 55,08 | 110,16 |
3 | 37,44 | 112,32 |