Din, tarihin en eski dönemlerinden beri varlığını sürdüren en temel toplumsal kurumlardan biri olmus¸tur. Evrensel bir kurum olma hüviyetindeki Din'in, insan davranışları ve sosyal hayat üzerindeki etkisi, önemi ve rolü, yer ve zaman itibariyle değişik derecelerde tezahür etse de, din insanlık yok oluncaya kadar varlığını sürdürmeye devam edecektir. nitekim 18. yy. aydınlanma çağı düşünürlerinin modernleşme ve sekülerleşme süreçleriyle birlikte dinin toplumsal önemini kaybedeceği hatta sosyal hayattan silineceği iddiaları da tutmamıştır.
Aslında sosyoloji bir anlamda modernles¸menin meydana getirdiği toplum tipini tasvir etmek üzere gelis¸tirmis¸tir ve bir sosyal bilim dalı olmasının yanında toplumları sekülerleştirici bir misyonu da zımnen üstlenmişe benzemektedir. Bu bakımdan sosyolojinin sacayağını olus¸turan evrimci, pozitivist-rasyonalist ve optimistik karakteristik özellikler, bunlara sahip aydınlanmacı düşünürlerin izinden giden Durkheim ve Weber gibi sosyologların teorilerinde açıkça görülmektedir. Buna göre dinin tamamen yok olmasa da bireysel alana çekileceğini iddia eden Durkheim ve toplumdan silineceği öngörüsünde bulunan ve hatta dinin ölüm ilanını veren Weber'in öngörüleri modern toplumlarda dinin giderek öneminin artmasıyla sarsıntıya ugˆramıs¸tır. Hatta Berger gibi sekülerleşme tezine dört elle sarılan din sosyologları bu tezin yanlıs¸lığından söz ederek önceki bakış açısından vazgeçmişler ve sekülerleşmeye dayalı toplum çözümlemelerinin gözden düşmesiyle dinin sosyolojik analizlere dahil edilmemesinin doğru sonuç vermeyeceği üzerinde neredeyse bir konsensüs olus¸mus¸tur. Böylece dinin toplumsal boyutunu ele alan sosyalbilimsel çalıs¸malarda bilhassa geride bıraktığmız asrın son onlu yıllarından itibaren ciddi bir artış görülmüştür.
Din, tarihin en eski dönemlerinden beri varlığını sürdüren en temel toplumsal kurumlardan biri olmus¸tur. Evrensel bir kurum olma hüviyetindeki Din'in, insan davranışları ve sosyal hayat üzerindeki etkisi, önemi ve rolü, yer ve zaman itibariyle değişik derecelerde tezahür etse de, din insanlık yok oluncaya kadar varlığını sürdürmeye devam edecektir. nitekim 18. yy. aydınlanma çağı düşünürlerinin modernleşme ve sekülerleşme süreçleriyle birlikte dinin toplumsal önemini kaybedeceği hatta sosyal hayattan silineceği iddiaları da tutmamıştır.
Aslında sosyoloji bir anlamda modernles¸menin meydana getirdiği toplum tipini tasvir etmek üzere gelis¸tirmis¸tir ve bir sosyal bilim dalı olmasının yanında toplumları sekülerleştirici bir misyonu da zımnen üstlenmişe benzemektedir. Bu bakımdan sosyolojinin sacayağını olus¸turan evrimci, pozitivist-rasyonalist ve optimistik karakteristik özellikler, bunlara sahip aydınlanmacı düşünürlerin izinden giden Durkheim ve Weber gibi sosyologların teorilerinde açıkça görülmektedir. Buna göre dinin tamamen yok olmasa da bireysel alana çekileceğini iddia eden Durkheim ve toplumdan silineceği öngörüsünde bulunan ve hatta dinin ölüm ilanını veren Weber'in öngörüleri modern toplumlarda dinin giderek öneminin artmasıyla sarsıntıya ugˆramıs¸tır. Hatta Berger gibi sekülerleşme tezine dört elle sarılan din sosyologları bu tezin yanlıs¸lığından söz ederek önceki bakış açısından vazgeçmişler ve sekülerleşmeye dayalı toplum çözümlemelerinin gözden düşmesiyle dinin sosyolojik analizlere dahil edilmemesinin doğru sonuç vermeyeceği üzerinde neredeyse bir konsensüs olus¸mus¸tur. Böylece dinin toplumsal boyutunu ele alan sosyalbilimsel çalıs¸malarda bilhassa geride bıraktığmız asrın son onlu yıllarından itibaren ciddi bir artış görülmüştür.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 154,00 | 154,00 |
2 | 80,08 | 160,16 |
3 | 55,44 | 166,32 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 154,00 | 154,00 |
2 | 80,08 | 160,16 |
3 | 55,44 | 166,32 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 154,00 | 154,00 |
2 | 80,08 | 160,16 |
3 | 55,44 | 166,32 |