Kötülüğün Tarihi Seti (4 Kitap Takım)

Stok Kodu:
9788069944251
Boyut:
13,5x19,5
Sayfa Sayısı:
1744
Baskı Sayısı:
1
Basım Tarihi:
2019
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%33 indirimli
1.000,00
670,00
Taksitli fiyat: 3 x 232,27
Temin süresi 4 gündür.
9788069944251
563857
Kötülüğün Tarihi Seti (4 Kitap Takım)
Kötülüğün Tarihi Seti (4 Kitap Takım)
670.00

Şeytan


Antikiteden İlkel Hıristiyanlığa Kötülük Algıları


Kötülüğün kaynağı nedir? Ve dünyada neden bunca kötülük vardır? Basitçe, hisseden varlıklara acı verme olarak tanımlanabilecek kötülük, insanlığın en eski ve en ciddi sorunlarından biridir. Hayata ve yaşananlara anlam kazandırma arayışı, insanı daima bu dünyada karşılaştığı acıların kaynağını sorgulamaya itmiştir. Ve bu acı isterse binlerce kilometre uzakta, isterse yüzlerce yıl geçmişte meydana gelmiş olsun, bizim için her zaman dolaysız ve somuttur. Toplama kampındaki bir kurbanın, napalm bombasına maruz kalan küçük çocuğun veya savaş meydanında can vermekte olan askerin acısını empati yoluyla, dolaysız bir biçimde deneyimleyebilirsiniz. Ve bunlardan birinin bile acıya maruz kalmasının hoş görülemez olduğunun fark edilmesi, bize kötülük sorununu anlamak ve onunla mücadele etmek için mutlak bir sorumluluk yüklemektedir.


Jeffrey Burton Russell, kötülük kavramına çeşitli kültürlerde kişilik özellikleri yüklenmesinden yola çıkıyor ve konuyu anlaşılır kılmak adına "Şeytan" adını verdiği kötülüğün kişileştirilmesinin bir tarihçesini sunuyor. "Kötülüğün Tarihi" serisinin ilk kitabı olan Şeytan, antikiteden Yeni Ahit dönemine uzanan sürede Doğu'da ve Batı'da insanların kötülük sorununa nasıl yöneldiğini ele alıyor. Şeytan; iyi ve kötü kavramlarıyla mitolojik veya doğaüstü bağlamda ilgilenen kişilerden; tarih, felsefe, antropoloji, teoloji, sosyoloji, psikoloji alanlarının uzmanlarına kadar herkes için kaynak niteliği taşıyor.


İblis


Erken Hıristiyan Geleneği


Kötülük, reddedilemez bir biçimde bu dünyada vardır; her birimiz, kendi yaşantılarımızda veya çevremizde meydana gelen olaylarda kötülüğü doğrudan deneyimleriz. Peki, onun ezeli varlığını, etkilerini ve sonuçlarını nasıl açıklarız? Izdırabın bizi sınadığı ve eğittiği görüşünden, günahlarımızın bir sonucu olduğu görüşüne kadar pek çok farklı açıklama ileri sürülmüştür. Kötülük, yalnızca özgür iradeden kaynaklanan eylemlerin sonucu mudur? Izdırabın derecesi ve miktarı neden bu kadar büyüktür? Ayrıca kasırga ve kanser gibi doğal kötülükler nasıl özgür iradeden kaynaklanan bir günahın sonucu olabilir? Bu şekilde kurulan ilahi bir denge, sinir gazlarının, işkencelerin ve cinayetlerin olduğu bir dünyada, en aydınlanmış kişinin bile kavrayışını aşmaktadır.


"Kötülüğün Tarihi" serisinin ikinci kitabı olan İblis, Hıristiyanlığın yayılmaya başladığı dönemde Kilise babalarının ve teologların kötülük sorununa yaklaşımlarını ele alıyor. Jeffrey Burton Russell, bu ciltte Şeytan kavramına yönelik hem aydınlatıcı bir inceleme yürütüyor hem de kavramın gelişiminde etkili olan imgesel ve güçlü bakış açılarını sunuyor.


Lucifer


Ortaçağ'da Şeytan


Şeytan'ın en büyük zaferi herhalde var olmadığına dair modern dünyayı ikna etmiş olmasıdır. Oysaki şeytaniliğin elle tutulur, gözle görülür somut kanıtlarını savaşlarda, işkencelerde gözlemleyebiliyoruz. Çağımızda yaşanan dehşetler, kötülüğün insan doğasında özsel olarak bulunduğuna inanmamıza neden oluyor.


"Şeytan" kavramı, "kötülük" kavramına güçlü bir şekilde kök salmıştır ve kötülük, oldukça etkileyici bir konudur. Jeffrey Burton Russell, kötülüğün kişileştirilmesi olarak Şeytan'ı, merak uyandıran "Kötülüğün Tarihi" serisinde ele almaya devam ediyor. Serinin üçüncü kitabı olan Lucifer, Şeytan kavramının beşinci ila on beşinci yüzyıllardaki evrimini gözler önüne sererken din, sanat, edebiyat, tiyatro gibi alanların yanı sıra skolastik felsefe, mistik teoloji, vaiz edebiyatı, hagiografi yardımıyla Ortaçağ diabolojisine ışık tutuyor. Lucifer'de, Ortaçağ'daki Şeytan kavramının yüzyıllar içinde nasıl değiştiğini ve meydana gelen katı inançların 1500'lerde ve 1600'larda cadı avı histerisini nasıl körüklediğini de öğreniyoruz. Russell, kavramın özellikle Batı'daki gelişimini incelese de Doğu Ortodoksluğu ve İslam düşüncelerine dair detaylı bilgilere de yer veriyor; ayrıca konunun hem uzmanlarına hem de meraklılarına

Şeytan


Antikiteden İlkel Hıristiyanlığa Kötülük Algıları


Kötülüğün kaynağı nedir? Ve dünyada neden bunca kötülük vardır? Basitçe, hisseden varlıklara acı verme olarak tanımlanabilecek kötülük, insanlığın en eski ve en ciddi sorunlarından biridir. Hayata ve yaşananlara anlam kazandırma arayışı, insanı daima bu dünyada karşılaştığı acıların kaynağını sorgulamaya itmiştir. Ve bu acı isterse binlerce kilometre uzakta, isterse yüzlerce yıl geçmişte meydana gelmiş olsun, bizim için her zaman dolaysız ve somuttur. Toplama kampındaki bir kurbanın, napalm bombasına maruz kalan küçük çocuğun veya savaş meydanında can vermekte olan askerin acısını empati yoluyla, dolaysız bir biçimde deneyimleyebilirsiniz. Ve bunlardan birinin bile acıya maruz kalmasının hoş görülemez olduğunun fark edilmesi, bize kötülük sorununu anlamak ve onunla mücadele etmek için mutlak bir sorumluluk yüklemektedir.


Jeffrey Burton Russell, kötülük kavramına çeşitli kültürlerde kişilik özellikleri yüklenmesinden yola çıkıyor ve konuyu anlaşılır kılmak adına "Şeytan" adını verdiği kötülüğün kişileştirilmesinin bir tarihçesini sunuyor. "Kötülüğün Tarihi" serisinin ilk kitabı olan Şeytan, antikiteden Yeni Ahit dönemine uzanan sürede Doğu'da ve Batı'da insanların kötülük sorununa nasıl yöneldiğini ele alıyor. Şeytan; iyi ve kötü kavramlarıyla mitolojik veya doğaüstü bağlamda ilgilenen kişilerden; tarih, felsefe, antropoloji, teoloji, sosyoloji, psikoloji alanlarının uzmanlarına kadar herkes için kaynak niteliği taşıyor.


İblis


Erken Hıristiyan Geleneği


Kötülük, reddedilemez bir biçimde bu dünyada vardır; her birimiz, kendi yaşantılarımızda veya çevremizde meydana gelen olaylarda kötülüğü doğrudan deneyimleriz. Peki, onun ezeli varlığını, etkilerini ve sonuçlarını nasıl açıklarız? Izdırabın bizi sınadığı ve eğittiği görüşünden, günahlarımızın bir sonucu olduğu görüşüne kadar pek çok farklı açıklama ileri sürülmüştür. Kötülük, yalnızca özgür iradeden kaynaklanan eylemlerin sonucu mudur? Izdırabın derecesi ve miktarı neden bu kadar büyüktür? Ayrıca kasırga ve kanser gibi doğal kötülükler nasıl özgür iradeden kaynaklanan bir günahın sonucu olabilir? Bu şekilde kurulan ilahi bir denge, sinir gazlarının, işkencelerin ve cinayetlerin olduğu bir dünyada, en aydınlanmış kişinin bile kavrayışını aşmaktadır.


"Kötülüğün Tarihi" serisinin ikinci kitabı olan İblis, Hıristiyanlığın yayılmaya başladığı dönemde Kilise babalarının ve teologların kötülük sorununa yaklaşımlarını ele alıyor. Jeffrey Burton Russell, bu ciltte Şeytan kavramına yönelik hem aydınlatıcı bir inceleme yürütüyor hem de kavramın gelişiminde etkili olan imgesel ve güçlü bakış açılarını sunuyor.


Lucifer


Ortaçağ'da Şeytan


Şeytan'ın en büyük zaferi herhalde var olmadığına dair modern dünyayı ikna etmiş olmasıdır. Oysaki şeytaniliğin elle tutulur, gözle görülür somut kanıtlarını savaşlarda, işkencelerde gözlemleyebiliyoruz. Çağımızda yaşanan dehşetler, kötülüğün insan doğasında özsel olarak bulunduğuna inanmamıza neden oluyor.


"Şeytan" kavramı, "kötülük" kavramına güçlü bir şekilde kök salmıştır ve kötülük, oldukça etkileyici bir konudur. Jeffrey Burton Russell, kötülüğün kişileştirilmesi olarak Şeytan'ı, merak uyandıran "Kötülüğün Tarihi" serisinde ele almaya devam ediyor. Serinin üçüncü kitabı olan Lucifer, Şeytan kavramının beşinci ila on beşinci yüzyıllardaki evrimini gözler önüne sererken din, sanat, edebiyat, tiyatro gibi alanların yanı sıra skolastik felsefe, mistik teoloji, vaiz edebiyatı, hagiografi yardımıyla Ortaçağ diabolojisine ışık tutuyor. Lucifer'de, Ortaçağ'daki Şeytan kavramının yüzyıllar içinde nasıl değiştiğini ve meydana gelen katı inançların 1500'lerde ve 1600'larda cadı avı histerisini nasıl körüklediğini de öğreniyoruz. Russell, kavramın özellikle Batı'daki gelişimini incelese de Doğu Ortodoksluğu ve İslam düşüncelerine dair detaylı bilgilere de yer veriyor; ayrıca konunun hem uzmanlarına hem de meraklılarına

AKBANK
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 670,00    670,00   
2 341,70    683,40   
3 232,27    696,80   
ZİRAAT BANKASI
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 670,00    670,00   
2 341,70    683,40   
3 232,27    696,80   
İŞ BANKASI
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 670,00    670,00   
2 341,70    683,40   
3 232,27    696,80   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat