Kültür Tabiat Varlığı / Define Kavramları ile İzin

Stok Kodu:
9786257802062
Boyut:
16x23,5
Sayfa Sayısı:
158
Baskı Sayısı:
1
Basım Tarihi:
2020
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
%15 indirimli
176,00
149,60
9786257802062
917002
Kültür Tabiat Varlığı / Define Kavramları ile İzin
Kültür Tabiat Varlığı / Define Kavramları ile İzin
149.60

Ülkemizin Dünya üzerindekicoğrafi ve jeolojik konumu göz önüne alındığında tarih öncesi devirlerdenbuyana birçok medeniyet tarafından kullanımını zorunlu kılmıştır. Bu kullanımçoğu zaman büyük yerleşik uygarlıklar düzeyinde olduğu gibi, kavimler göçü yoluşeklinde olduğu da bilinmektedir. Her iki durumda için, ülkemiz insanlığınortak miraslarına ev sahipliği yapmıştır. Bu kalıtların bir kısmı toprağınaltında kültür katmanlarında gizliliğini korumuş, bir kısmı da eski çağlardanberi tüm olumsuz koşullara rağmen zamana direnerek anıt olma özelliğinisürdürmektedir. İnsanlık tarihinin kesintisiz tüm evrelerinde yaşam sürdürülmüşbir toprak parçasına sahibiz. Anadolu topraklarının neredeyse her yeri farklıuygarlığa ev sahipliği yapmıştır.

Teknolojinin gelişmesine paralel olarak,doğanın/çevrenin çok hızlı kullanılması sonucu kirletilmesi ve yok edilmesisürecinde en çok etkilenen doğal ve tarihsel mirastır. Buna bağlı olarakdağınık bir yaşama geçmiş olan toplumumuzun yaşam biçimi ve toplumsalöncelikleri de değişmiştir. Modern üretim tarzının alt yapısı ve artan nüfusile birlikte, ülkemizde neredeyse müdahale edilmemiş toprak parçası yok denecekkadar azdır. Aynı zamanda, insanlarımızın kültür mirası konusundaeğitimsiz/bilgisiz olması, kısa yoldan para kazanma arzusu gibi bazıetkenlerden dolayı hem kültür ve tabiat varlıkları yeterince korunamıyor hem debu konuyla bağlantılı suçların işlenmesinde artış meydana gelmesine nedenoluyor.

Geçmişi binlerce yıladayanan uygarlık tarihimiz içinde, doğrudan veya doğa ile birlikte yaratılmışolan bu değerler, çeşitli nedenlerle ve giderek artan bir hızla yok olmasürecine girmiştir. Bu nedenle, söz konusu değerlerin korunarak gelecekkuşaklara aktarılabilmesi amacıyla yasalar çıkarılmış ve konu ile ilgilikurumlar oluşturulmuştur.

Ülkemizde kültürvarlıklarının korunması açısından ilk düzenlemenin 1906 tarihinde yürürlüğekonulan "Asar-ı Atika Nizamnamesi"ile başladığı kabul edilmektedir. 1914 yılında çıkarılan "Muhafaza-i Abidat Nizamnamesi" ile de taşınmaz kültür varlıklarınınkorunması amaçlanmıştır.

Cumhuriyet döneminde ise,1931 yılında eski eserlerin korunmasına yönelik tedbirlerin belirlenmesiamacıyla bir komisyon kurulmuştur. Korumanın çevre boyutunun gündeme gelmesi,1944 yılında "Eski Eserler ve Müzeler Birinci Danışma Komisyonu"nuntoplanmasıyla gerçekleşmiştir. Bu sayede kültür ve tabiat varlıklarıyla ilgiliyeni tanımlar yapılırken, tespit ve tescil işlemlerinin önemi belirlenmiş veimar çalışmalarının koruma ile ilgili olması gerektiği önem kazanmıştır.

1951 yılında kurulan"Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu", koruma ile ilgili ilkelerive müdahale biçimlerini belirlemek, proje bazında karar vermek gibi moderngörevler üstlenmiştir. Bu kurul ülkemizin yapılaşma ve kentleşme süreci içindetarihsel ve geleneksel çevrenin korunması sorunlarının çözümünde önemli roloynamıştır.

1973 yılında kültür vetabiat varlıklarının korunması, bakımı ve değerlendirilmesine ilişkin modernkavram ve yaklaşımları içeren "EskiEserler Yasası" çıkarılmıştır. Böylelikle, taşınmaz kültür varlıklarınınkorunmasında tek yapı ölçeğinin yanı sıra, bu yapıların bir aradaoluşturdukları çevrenin bir bütün olarak korunması ve yaşatılması hususu önemkazanmıştır. 1983 yılında çıkarılan "2863sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu" ve bu kanundaki bazıdeğişikliklere ilişkin 1987 yılında çıkarılan 3386 sayılı Kanun ile taşınmazkültür ve tabiat varlıklarıyla ilgili kavramlar geliştirilmiş, karar ve denetimmekanizması olarak koruma kurulları oluşturulmuştur.

Kültür ve tabiat varlıklarının korunmaları içinalınan önlemlerin zaman içinde yetersiz kalmasından dolayı, çağın gereğineuygun hale getirilebilmesi adına mevcut yasa ve ilgili yönetmeliklerin daha daetkinleştirilebilmesi için 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını KorumaKanunu, 27.07.2004 gün 25535 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğegiren 5226 sayılı Kanunla yeniden düzenlenmiştir. Söz konusu Kanun ile ko

Ülkemizin Dünya üzerindekicoğrafi ve jeolojik konumu göz önüne alındığında tarih öncesi devirlerdenbuyana birçok medeniyet tarafından kullanımını zorunlu kılmıştır. Bu kullanımçoğu zaman büyük yerleşik uygarlıklar düzeyinde olduğu gibi, kavimler göçü yoluşeklinde olduğu da bilinmektedir. Her iki durumda için, ülkemiz insanlığınortak miraslarına ev sahipliği yapmıştır. Bu kalıtların bir kısmı toprağınaltında kültür katmanlarında gizliliğini korumuş, bir kısmı da eski çağlardanberi tüm olumsuz koşullara rağmen zamana direnerek anıt olma özelliğinisürdürmektedir. İnsanlık tarihinin kesintisiz tüm evrelerinde yaşam sürdürülmüşbir toprak parçasına sahibiz. Anadolu topraklarının neredeyse her yeri farklıuygarlığa ev sahipliği yapmıştır.

Teknolojinin gelişmesine paralel olarak,doğanın/çevrenin çok hızlı kullanılması sonucu kirletilmesi ve yok edilmesisürecinde en çok etkilenen doğal ve tarihsel mirastır. Buna bağlı olarakdağınık bir yaşama geçmiş olan toplumumuzun yaşam biçimi ve toplumsalöncelikleri de değişmiştir. Modern üretim tarzının alt yapısı ve artan nüfusile birlikte, ülkemizde neredeyse müdahale edilmemiş toprak parçası yok denecekkadar azdır. Aynı zamanda, insanlarımızın kültür mirası konusundaeğitimsiz/bilgisiz olması, kısa yoldan para kazanma arzusu gibi bazıetkenlerden dolayı hem kültür ve tabiat varlıkları yeterince korunamıyor hem debu konuyla bağlantılı suçların işlenmesinde artış meydana gelmesine nedenoluyor.

Geçmişi binlerce yıladayanan uygarlık tarihimiz içinde, doğrudan veya doğa ile birlikte yaratılmışolan bu değerler, çeşitli nedenlerle ve giderek artan bir hızla yok olmasürecine girmiştir. Bu nedenle, söz konusu değerlerin korunarak gelecekkuşaklara aktarılabilmesi amacıyla yasalar çıkarılmış ve konu ile ilgilikurumlar oluşturulmuştur.

Ülkemizde kültürvarlıklarının korunması açısından ilk düzenlemenin 1906 tarihinde yürürlüğekonulan "Asar-ı Atika Nizamnamesi"ile başladığı kabul edilmektedir. 1914 yılında çıkarılan "Muhafaza-i Abidat Nizamnamesi" ile de taşınmaz kültür varlıklarınınkorunması amaçlanmıştır.

Cumhuriyet döneminde ise,1931 yılında eski eserlerin korunmasına yönelik tedbirlerin belirlenmesiamacıyla bir komisyon kurulmuştur. Korumanın çevre boyutunun gündeme gelmesi,1944 yılında "Eski Eserler ve Müzeler Birinci Danışma Komisyonu"nuntoplanmasıyla gerçekleşmiştir. Bu sayede kültür ve tabiat varlıklarıyla ilgiliyeni tanımlar yapılırken, tespit ve tescil işlemlerinin önemi belirlenmiş veimar çalışmalarının koruma ile ilgili olması gerektiği önem kazanmıştır.

1951 yılında kurulan"Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu", koruma ile ilgili ilkelerive müdahale biçimlerini belirlemek, proje bazında karar vermek gibi moderngörevler üstlenmiştir. Bu kurul ülkemizin yapılaşma ve kentleşme süreci içindetarihsel ve geleneksel çevrenin korunması sorunlarının çözümünde önemli roloynamıştır.

1973 yılında kültür vetabiat varlıklarının korunması, bakımı ve değerlendirilmesine ilişkin modernkavram ve yaklaşımları içeren "EskiEserler Yasası" çıkarılmıştır. Böylelikle, taşınmaz kültür varlıklarınınkorunmasında tek yapı ölçeğinin yanı sıra, bu yapıların bir aradaoluşturdukları çevrenin bir bütün olarak korunması ve yaşatılması hususu önemkazanmıştır. 1983 yılında çıkarılan "2863sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu" ve bu kanundaki bazıdeğişikliklere ilişkin 1987 yılında çıkarılan 3386 sayılı Kanun ile taşınmazkültür ve tabiat varlıklarıyla ilgili kavramlar geliştirilmiş, karar ve denetimmekanizması olarak koruma kurulları oluşturulmuştur.

Kültür ve tabiat varlıklarının korunmaları içinalınan önlemlerin zaman içinde yetersiz kalmasından dolayı, çağın gereğineuygun hale getirilebilmesi adına mevcut yasa ve ilgili yönetmeliklerin daha daetkinleştirilebilmesi için 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını KorumaKanunu, 27.07.2004 gün 25535 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğegiren 5226 sayılı Kanunla yeniden düzenlenmiştir. Söz konusu Kanun ile ko

AKBANK
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 149,60    149,60   
2 76,30    152,59   
3 51,86    155,58   
ZİRAAT BANKASI
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 149,60    149,60   
2 76,30    152,59   
3 51,86    155,58   
İŞ BANKASI
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 149,60    149,60   
2 76,30    152,59   
3 51,86    155,58   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat