Fotoğraf gösterdiğinden daha fazlasını saklar.
Fotoğraflarla yüzleştiğimizde, o ana kadar biriktirdiğimiz bilgiler, görüntüler, anılar deneyimler gelir durur fotoğraflarının önünde ve fotoğrafların içinde yolculuğa başlarız.
Bilincimiz ve duygularımızla, fotoğrafların gösterdikleri arasında süren bir yolculuktur bu. Sınırları geçtiğimiz de olur ya da çerçevenin dışından kaldığımızda…
Fotoğraf geçmiş zaman kapısıdır ve o eşikten geçtikten sonra fotoğrafın bize gösterdiği hakikate ulaşırız. Bu hakikat aslında büyük bir fotoğrafın sadece bir anı ve bölümüdür. Fotoğraf anlattığı bu kadrajın dışında ve diğer zamanlarda da sessiz çığlıklar olarak okunmayı bekler. Aklımızın sınırlarını zorlasak da biz asla gerçek durumu bilemeyeceğiz. Tek bilen şimdi bu fotoğraftan bize bakan ve şimdi nerede olduğunu bilmediğimiz insanlardır.
Fotoğrafın götürdüğü o ana giderek o eskimeyen zamanı yeniden canlandırırız. Sonra yatağını bulmuş sular gibi akar göz pınarlarımızdan duygularımız. Fotoğrafa her baktığımızda yeniden canlanan o an bize kendimizi anlatan hatıralardır.
Tarih katliamların, savaşların sonuçları ve öldürülenlerin sayıları konusunda bilgiler veriyor bize. İnsan, sayı ya da sonuç değildir. Her insan bir başına yeryüzü öyküsüdür.
Gazetecilerin, fotoğrafçıların çektiği fotoğraflar ulaştırıyor bize Ermeni halkının zaman ötesi acılarını. İnsanlığın vicdanı olan bu fotoğrafçılar önünde saygıyla eğiliyoruz.
Taşın kalbi vardır ve başkalarının göremediğini saklar içinde.
Fotoğraf okumaları, taşın kalbinin bize anlattığıdır.
Fotoğraflar, Sergei Mikhailovich Prokudin, Armin Wegner, Leslie Davis, Henry Atkinson'a aittir. Bu fotoğrafları, Ermeni Soykırımı Müze-Enstitüsü , Agos Gazetesi, Pakrat Estukyan, Sait Çetinoğlu, Bardig Kouyoumdjıan, David Barsamian, Roxanne Makasdjian tarafından bize ulaştırıldı.
Fotoğraf okumaları, A. Nevin Yıldız, Ahmet Abakay,Ahmet Telli, Ali Balkız, Bardig Kouyoumdjıan, Beril Türkoğlu, Çınar Livane Özer, David Barsamian, Demet İslambay, Fatin Kanat, Gökçer Tahincioğlu, Kadir Celep, Kemal Göktaş, Mustafa Durmuş, Nejla Kurul, Neval Oğan Balkız, Pakrat Estukyan, Roxanne Makasdjian, Sait Çetinoğlu, Seda Byruat, Sibel Özbudun, Şeyhmus Diken, Şükrü Erbaş, Temel Demirer tarafından yazıldı. Atölyemizin bu çalışmasına katılan dostlarımızla aklımızla, kalbimizle teşekkür ederim.
Ermeni soykırımının 100. Yılında Ankara'da düzenlenen anma etkinliklerinin düzenlenmesinde önemli emeği olan Mahmut Konuk arkadaşım konferansta sunulan bildirileri bizimle paylaştı. Teşekkür eriz
Notebene Yayınevi bu çalışmayı basmayı basar mısınız önerisine "tarihsel bir görev, Ermeni halkına karşı bir vefa borcu biliriz" karşılığını verdi. Sözcüklerin haysiyetiyle teşekkür ederiz.
Anılara gidilmez. Anılar çağrılır ve acıdır. Çünkü artık gidilemeyecek kadar uzaktadır. Ama onların seslenişlerini bugüne çağırabiliriz. Bunu yapabiliriz. Fotoğraflar zaman sarısı görüntülere dönüşseler de unutmadığımızı unutmayacağımızı söyleyelim.
Bizim anılarımızda geçmiş değil gelecek, bir zaman düşü vardır. Bu düş acılarımızın silineceği, tüm kuyuların kapanacağı ve karanlık kanlı vadilerin aydınlatılacağı Deyrizor'un cennet olacağı bir gelecek düşüdür.
1915 karanlığının içinde elimizi kaldırıp sesleniyoruz
"TANIĞIZ HALKIM BURADAYIZ"
- Mehmet Özer / Toplumcu Gerçekçi Belgesel Fotoğrafçılar Atölyesi
Fotoğraf gösterdiğinden daha fazlasını saklar.
Fotoğraflarla yüzleştiğimizde, o ana kadar biriktirdiğimiz bilgiler, görüntüler, anılar deneyimler gelir durur fotoğraflarının önünde ve fotoğrafların içinde yolculuğa başlarız.
Bilincimiz ve duygularımızla, fotoğrafların gösterdikleri arasında süren bir yolculuktur bu. Sınırları geçtiğimiz de olur ya da çerçevenin dışından kaldığımızda…
Fotoğraf geçmiş zaman kapısıdır ve o eşikten geçtikten sonra fotoğrafın bize gösterdiği hakikate ulaşırız. Bu hakikat aslında büyük bir fotoğrafın sadece bir anı ve bölümüdür. Fotoğraf anlattığı bu kadrajın dışında ve diğer zamanlarda da sessiz çığlıklar olarak okunmayı bekler. Aklımızın sınırlarını zorlasak da biz asla gerçek durumu bilemeyeceğiz. Tek bilen şimdi bu fotoğraftan bize bakan ve şimdi nerede olduğunu bilmediğimiz insanlardır.
Fotoğrafın götürdüğü o ana giderek o eskimeyen zamanı yeniden canlandırırız. Sonra yatağını bulmuş sular gibi akar göz pınarlarımızdan duygularımız. Fotoğrafa her baktığımızda yeniden canlanan o an bize kendimizi anlatan hatıralardır.
Tarih katliamların, savaşların sonuçları ve öldürülenlerin sayıları konusunda bilgiler veriyor bize. İnsan, sayı ya da sonuç değildir. Her insan bir başına yeryüzü öyküsüdür.
Gazetecilerin, fotoğrafçıların çektiği fotoğraflar ulaştırıyor bize Ermeni halkının zaman ötesi acılarını. İnsanlığın vicdanı olan bu fotoğrafçılar önünde saygıyla eğiliyoruz.
Taşın kalbi vardır ve başkalarının göremediğini saklar içinde.
Fotoğraf okumaları, taşın kalbinin bize anlattığıdır.
Fotoğraflar, Sergei Mikhailovich Prokudin, Armin Wegner, Leslie Davis, Henry Atkinson'a aittir. Bu fotoğrafları, Ermeni Soykırımı Müze-Enstitüsü , Agos Gazetesi, Pakrat Estukyan, Sait Çetinoğlu, Bardig Kouyoumdjıan, David Barsamian, Roxanne Makasdjian tarafından bize ulaştırıldı.
Fotoğraf okumaları, A. Nevin Yıldız, Ahmet Abakay,Ahmet Telli, Ali Balkız, Bardig Kouyoumdjıan, Beril Türkoğlu, Çınar Livane Özer, David Barsamian, Demet İslambay, Fatin Kanat, Gökçer Tahincioğlu, Kadir Celep, Kemal Göktaş, Mustafa Durmuş, Nejla Kurul, Neval Oğan Balkız, Pakrat Estukyan, Roxanne Makasdjian, Sait Çetinoğlu, Seda Byruat, Sibel Özbudun, Şeyhmus Diken, Şükrü Erbaş, Temel Demirer tarafından yazıldı. Atölyemizin bu çalışmasına katılan dostlarımızla aklımızla, kalbimizle teşekkür ederim.
Ermeni soykırımının 100. Yılında Ankara'da düzenlenen anma etkinliklerinin düzenlenmesinde önemli emeği olan Mahmut Konuk arkadaşım konferansta sunulan bildirileri bizimle paylaştı. Teşekkür eriz
Notebene Yayınevi bu çalışmayı basmayı basar mısınız önerisine "tarihsel bir görev, Ermeni halkına karşı bir vefa borcu biliriz" karşılığını verdi. Sözcüklerin haysiyetiyle teşekkür ederiz.
Anılara gidilmez. Anılar çağrılır ve acıdır. Çünkü artık gidilemeyecek kadar uzaktadır. Ama onların seslenişlerini bugüne çağırabiliriz. Bunu yapabiliriz. Fotoğraflar zaman sarısı görüntülere dönüşseler de unutmadığımızı unutmayacağımızı söyleyelim.
Bizim anılarımızda geçmiş değil gelecek, bir zaman düşü vardır. Bu düş acılarımızın silineceği, tüm kuyuların kapanacağı ve karanlık kanlı vadilerin aydınlatılacağı Deyrizor'un cennet olacağı bir gelecek düşüdür.
1915 karanlığının içinde elimizi kaldırıp sesleniyoruz
"TANIĞIZ HALKIM BURADAYIZ"
- Mehmet Özer / Toplumcu Gerçekçi Belgesel Fotoğrafçılar Atölyesi
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 177,60 | 177,60 |
2 | 90,58 | 181,15 |
3 | 61,57 | 184,70 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 177,60 | 177,60 |
2 | 90,58 | 181,15 |
3 | 61,57 | 184,70 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 177,60 | 177,60 |
2 | 90,58 | 181,15 |
3 | 61,57 | 184,70 |