"Yıldızları içeren, şahane doğa manzarası ya da romantik bir ortamsunan, mutlu aile görüntüleri vb. ile dolu reklamlarda aslındasatılan ürünle ilgili bir şey yoktur. Bunun yerine o ürünleri satınalabileceklerin korkuları, fantezileri ve rüyaları vardır."Reklamlardan kaçış yok." Reklamlar her yerde hazır ve nâzırlar. Biziher an, her yerde "uyarıyorlar". Hem cezbetmeye dönük, duyularımızıharekete geçirmeye dönük anlamda uyarıyorlar hem de "ikaz etmek"anlamında… Elinizdeki kitap, reklam söyleminin korkuları okşayarakkonuşan bu tekinsiz yanını anlatıyor.
Dört koldan risk ve tehdit algısı üretimi, çağımızın ruh halinedamgasını vuruyor aslında. Reklamlar, toplamda, bu büyük tehditalgısını estetize ederek yeniden üretiyorlar. Tıp söylemini, nostaljisöylemini, ataerkilliği, milliyetçiliği, muhafazakârlığı da yenidenüreterek, bu arada vesayetçi bir uzman otoritesi söylemini depekiştirerek yapıyorlar bunu.
Reklamlar, "korunma" güvencesinden öte, doğallık, temizlik, saflık,masumiyet ve güzellik vaat ediyorlar. Reklamı yapılan ürünler, somutbir ihtiyacı karşılamaktan öte, insana kendisini iyi hissettirecek, arzuve hazları gerçek kılacak mucizeler gibi ışıldıyorlar karşımızda. Bir dişmacunu, bir şampuan, bir deterjan, bir anda "yakalanacak", bir andada elinizden gidiverecek bir mutluluk ışıltısını "temsil" edebiliyor.
Gökçe Zeybek Kabakcı, reklamların korkularımızla dansını, bol örnekleve berrak bir analitik bakışla tartışıyor.
"Yıldızları içeren, şahane doğa manzarası ya da romantik bir ortamsunan, mutlu aile görüntüleri vb. ile dolu reklamlarda aslındasatılan ürünle ilgili bir şey yoktur. Bunun yerine o ürünleri satınalabileceklerin korkuları, fantezileri ve rüyaları vardır."Reklamlardan kaçış yok." Reklamlar her yerde hazır ve nâzırlar. Biziher an, her yerde "uyarıyorlar". Hem cezbetmeye dönük, duyularımızıharekete geçirmeye dönük anlamda uyarıyorlar hem de "ikaz etmek"anlamında… Elinizdeki kitap, reklam söyleminin korkuları okşayarakkonuşan bu tekinsiz yanını anlatıyor.
Dört koldan risk ve tehdit algısı üretimi, çağımızın ruh halinedamgasını vuruyor aslında. Reklamlar, toplamda, bu büyük tehditalgısını estetize ederek yeniden üretiyorlar. Tıp söylemini, nostaljisöylemini, ataerkilliği, milliyetçiliği, muhafazakârlığı da yenidenüreterek, bu arada vesayetçi bir uzman otoritesi söylemini depekiştirerek yapıyorlar bunu.
Reklamlar, "korunma" güvencesinden öte, doğallık, temizlik, saflık,masumiyet ve güzellik vaat ediyorlar. Reklamı yapılan ürünler, somutbir ihtiyacı karşılamaktan öte, insana kendisini iyi hissettirecek, arzuve hazları gerçek kılacak mucizeler gibi ışıldıyorlar karşımızda. Bir dişmacunu, bir şampuan, bir deterjan, bir anda "yakalanacak", bir andada elinizden gidiverecek bir mutluluk ışıltısını "temsil" edebiliyor.
Gökçe Zeybek Kabakcı, reklamların korkularımızla dansını, bol örnekleve berrak bir analitik bakışla tartışıyor.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 109,34 | 109,34 |
2 | 55,76 | 111,53 |
3 | 37,90 | 113,71 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 109,34 | 109,34 |
2 | 55,76 | 111,53 |
3 | 37,90 | 113,71 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 109,34 | 109,34 |
2 | 55,76 | 111,53 |
3 | 37,90 | 113,71 |