9789752563551
505760
https://www.ekinkitap.com/mektuplar-1925-1975
Mektuplar 1925-1975
302.40
Sevgili Bayan Arendt!
Hemen bu akşam size gelmeli ve kalbinize hitap etmeliyim.
35 yaşındaki filozof, evli ve baba Martin Heidegger en önemli eseri Varlık ve Zaman üzerinde çalışırken 18 yaşındaki Yahudi öğrencisi Hannah Arendt'e 1925 yılında yazdığı ilk mektupta bu satırlarla seslenir. Felsefe tarihinin bu en ilgi çekici aşk ilişkisini belgeleyen Mektuplar 1925-1975 başlıklı derlemenin Bakış adlı ilk bölümü, profesörle öğrencinin ilişkilerinin en yoğun dönemi olan 1925-1933 yıllarını yansıtır. Bu bölümün 45 numaralı son mektubu Heidegger'in Arendt'in kendisine yönelttiği "Yahudi karşıtlığı" ithamını yanıtladığı, önemli bir belgedir. Arendt'in itham edici mektubu ise Heidegger veya ailesi tarafından imha edilen belgeler arasındadır. Zaten kitabın tamamını oluşturan mektuplardan 119'u Arendt'in özenle muhafaza ettiği Heidegger imzalı orijinal belgeler olmakla birlikte, Arendt'in gönderdiklerinden sadece 33 tanesi günümüze ulaşabilmiştir.
(...) tam da o güzel fotoğrafın tam içime, kalbime bakarken (...) Bu bakışın, ders verirken kürsünün yanından bana doğru ışıldayan bakışla aynı bakış olduğunu bilmiyorsun. Ahh bu oydu, bu odur ve sonsuzluk olarak oradadır; o uzak yakınlıkta.
1950'de, ilişkinin kesintiye uğradığı 25 yılın ardından böyle hitap eder Heidegger sevgilisine. 1950-1965 yılları arasındaki mektuplar Yeniden Bakış döneminde toplanmaktadır. Bu dönemde Arendt'in girişimiyle yeniden başlayan ilişkileri, Arendt'in Heidegger ve karısına yaptığı ziyaretler ve Heidegger'in entelektüel çalışmalarından bahsedilen bir dönemdir. Karşılıklı yazılan şiirler açıkça ifade edilemeyen aşkın zarif nişaneleridir.
1966-1975'i kapsayan Sonbahar bölümünde ise taşlar yerine oturmuştur ve Arendt, Heidegger'in eserlerinin ABD'de yayımlanması konusunda yardımcı olmaktadır. Bu bağlamda Heidegger'in karısı Elfride ile de mektuplaşır. Arendt, Heidegger'in 80. doğum yıldönümüne ithafen ABD'de bir radyo konuşması yapar ve Heidegger'in "kendisine ve birçoklarına düşünmeyi öğreten adam" olduğunu ifade eder. Nazi sempatizanlığını "dönemsel bir hata" olarak aklamaya çalışır.
Satır aralarından aşk ve bağlılığın sızdığı bu "ketum" mektuplar, 20. yüzyılın iki önemli filozofunun yaşamları çerçevesinde Yahudilik-Almanlık, talebelik-hocalık, gençlik-olgunluk, kadınlık-erkeklik, talebelik-bekârlık ve en önemlisi de aşk ve fedakârlık kavramları etrafında dönüyor. Eserin sonundaki Notlar bölümüyle Heidegger'in "imaya dayanan kapalı üslubu" ve Arendt'in ondan geri kalmayan "bulmacamsı" cümleleri açıklığa kavuşturuluyor. Fotoğraflar ise bu hakiki hikâyeyi gözler önünde canlandırmaya yardımcı oluyor.
Hemen bu akşam size gelmeli ve kalbinize hitap etmeliyim.
35 yaşındaki filozof, evli ve baba Martin Heidegger en önemli eseri Varlık ve Zaman üzerinde çalışırken 18 yaşındaki Yahudi öğrencisi Hannah Arendt'e 1925 yılında yazdığı ilk mektupta bu satırlarla seslenir. Felsefe tarihinin bu en ilgi çekici aşk ilişkisini belgeleyen Mektuplar 1925-1975 başlıklı derlemenin Bakış adlı ilk bölümü, profesörle öğrencinin ilişkilerinin en yoğun dönemi olan 1925-1933 yıllarını yansıtır. Bu bölümün 45 numaralı son mektubu Heidegger'in Arendt'in kendisine yönelttiği "Yahudi karşıtlığı" ithamını yanıtladığı, önemli bir belgedir. Arendt'in itham edici mektubu ise Heidegger veya ailesi tarafından imha edilen belgeler arasındadır. Zaten kitabın tamamını oluşturan mektuplardan 119'u Arendt'in özenle muhafaza ettiği Heidegger imzalı orijinal belgeler olmakla birlikte, Arendt'in gönderdiklerinden sadece 33 tanesi günümüze ulaşabilmiştir.
(...) tam da o güzel fotoğrafın tam içime, kalbime bakarken (...) Bu bakışın, ders verirken kürsünün yanından bana doğru ışıldayan bakışla aynı bakış olduğunu bilmiyorsun. Ahh bu oydu, bu odur ve sonsuzluk olarak oradadır; o uzak yakınlıkta.
1950'de, ilişkinin kesintiye uğradığı 25 yılın ardından böyle hitap eder Heidegger sevgilisine. 1950-1965 yılları arasındaki mektuplar Yeniden Bakış döneminde toplanmaktadır. Bu dönemde Arendt'in girişimiyle yeniden başlayan ilişkileri, Arendt'in Heidegger ve karısına yaptığı ziyaretler ve Heidegger'in entelektüel çalışmalarından bahsedilen bir dönemdir. Karşılıklı yazılan şiirler açıkça ifade edilemeyen aşkın zarif nişaneleridir.
1966-1975'i kapsayan Sonbahar bölümünde ise taşlar yerine oturmuştur ve Arendt, Heidegger'in eserlerinin ABD'de yayımlanması konusunda yardımcı olmaktadır. Bu bağlamda Heidegger'in karısı Elfride ile de mektuplaşır. Arendt, Heidegger'in 80. doğum yıldönümüne ithafen ABD'de bir radyo konuşması yapar ve Heidegger'in "kendisine ve birçoklarına düşünmeyi öğreten adam" olduğunu ifade eder. Nazi sempatizanlığını "dönemsel bir hata" olarak aklamaya çalışır.
Satır aralarından aşk ve bağlılığın sızdığı bu "ketum" mektuplar, 20. yüzyılın iki önemli filozofunun yaşamları çerçevesinde Yahudilik-Almanlık, talebelik-hocalık, gençlik-olgunluk, kadınlık-erkeklik, talebelik-bekârlık ve en önemlisi de aşk ve fedakârlık kavramları etrafında dönüyor. Eserin sonundaki Notlar bölümüyle Heidegger'in "imaya dayanan kapalı üslubu" ve Arendt'in ondan geri kalmayan "bulmacamsı" cümleleri açıklığa kavuşturuluyor. Fotoğraflar ise bu hakiki hikâyeyi gözler önünde canlandırmaya yardımcı oluyor.
Sevgili Bayan Arendt!
Hemen bu akşam size gelmeli ve kalbinize hitap etmeliyim.
35 yaşındaki filozof, evli ve baba Martin Heidegger en önemli eseri Varlık ve Zaman üzerinde çalışırken 18 yaşındaki Yahudi öğrencisi Hannah Arendt'e 1925 yılında yazdığı ilk mektupta bu satırlarla seslenir. Felsefe tarihinin bu en ilgi çekici aşk ilişkisini belgeleyen Mektuplar 1925-1975 başlıklı derlemenin Bakış adlı ilk bölümü, profesörle öğrencinin ilişkilerinin en yoğun dönemi olan 1925-1933 yıllarını yansıtır. Bu bölümün 45 numaralı son mektubu Heidegger'in Arendt'in kendisine yönelttiği "Yahudi karşıtlığı" ithamını yanıtladığı, önemli bir belgedir. Arendt'in itham edici mektubu ise Heidegger veya ailesi tarafından imha edilen belgeler arasındadır. Zaten kitabın tamamını oluşturan mektuplardan 119'u Arendt'in özenle muhafaza ettiği Heidegger imzalı orijinal belgeler olmakla birlikte, Arendt'in gönderdiklerinden sadece 33 tanesi günümüze ulaşabilmiştir.
(...) tam da o güzel fotoğrafın tam içime, kalbime bakarken (...) Bu bakışın, ders verirken kürsünün yanından bana doğru ışıldayan bakışla aynı bakış olduğunu bilmiyorsun. Ahh bu oydu, bu odur ve sonsuzluk olarak oradadır; o uzak yakınlıkta.
1950'de, ilişkinin kesintiye uğradığı 25 yılın ardından böyle hitap eder Heidegger sevgilisine. 1950-1965 yılları arasındaki mektuplar Yeniden Bakış döneminde toplanmaktadır. Bu dönemde Arendt'in girişimiyle yeniden başlayan ilişkileri, Arendt'in Heidegger ve karısına yaptığı ziyaretler ve Heidegger'in entelektüel çalışmalarından bahsedilen bir dönemdir. Karşılıklı yazılan şiirler açıkça ifade edilemeyen aşkın zarif nişaneleridir.
1966-1975'i kapsayan Sonbahar bölümünde ise taşlar yerine oturmuştur ve Arendt, Heidegger'in eserlerinin ABD'de yayımlanması konusunda yardımcı olmaktadır. Bu bağlamda Heidegger'in karısı Elfride ile de mektuplaşır. Arendt, Heidegger'in 80. doğum yıldönümüne ithafen ABD'de bir radyo konuşması yapar ve Heidegger'in "kendisine ve birçoklarına düşünmeyi öğreten adam" olduğunu ifade eder. Nazi sempatizanlığını "dönemsel bir hata" olarak aklamaya çalışır.
Satır aralarından aşk ve bağlılığın sızdığı bu "ketum" mektuplar, 20. yüzyılın iki önemli filozofunun yaşamları çerçevesinde Yahudilik-Almanlık, talebelik-hocalık, gençlik-olgunluk, kadınlık-erkeklik, talebelik-bekârlık ve en önemlisi de aşk ve fedakârlık kavramları etrafında dönüyor. Eserin sonundaki Notlar bölümüyle Heidegger'in "imaya dayanan kapalı üslubu" ve Arendt'in ondan geri kalmayan "bulmacamsı" cümleleri açıklığa kavuşturuluyor. Fotoğraflar ise bu hakiki hikâyeyi gözler önünde canlandırmaya yardımcı oluyor.
Hemen bu akşam size gelmeli ve kalbinize hitap etmeliyim.
35 yaşındaki filozof, evli ve baba Martin Heidegger en önemli eseri Varlık ve Zaman üzerinde çalışırken 18 yaşındaki Yahudi öğrencisi Hannah Arendt'e 1925 yılında yazdığı ilk mektupta bu satırlarla seslenir. Felsefe tarihinin bu en ilgi çekici aşk ilişkisini belgeleyen Mektuplar 1925-1975 başlıklı derlemenin Bakış adlı ilk bölümü, profesörle öğrencinin ilişkilerinin en yoğun dönemi olan 1925-1933 yıllarını yansıtır. Bu bölümün 45 numaralı son mektubu Heidegger'in Arendt'in kendisine yönelttiği "Yahudi karşıtlığı" ithamını yanıtladığı, önemli bir belgedir. Arendt'in itham edici mektubu ise Heidegger veya ailesi tarafından imha edilen belgeler arasındadır. Zaten kitabın tamamını oluşturan mektuplardan 119'u Arendt'in özenle muhafaza ettiği Heidegger imzalı orijinal belgeler olmakla birlikte, Arendt'in gönderdiklerinden sadece 33 tanesi günümüze ulaşabilmiştir.
(...) tam da o güzel fotoğrafın tam içime, kalbime bakarken (...) Bu bakışın, ders verirken kürsünün yanından bana doğru ışıldayan bakışla aynı bakış olduğunu bilmiyorsun. Ahh bu oydu, bu odur ve sonsuzluk olarak oradadır; o uzak yakınlıkta.
1950'de, ilişkinin kesintiye uğradığı 25 yılın ardından böyle hitap eder Heidegger sevgilisine. 1950-1965 yılları arasındaki mektuplar Yeniden Bakış döneminde toplanmaktadır. Bu dönemde Arendt'in girişimiyle yeniden başlayan ilişkileri, Arendt'in Heidegger ve karısına yaptığı ziyaretler ve Heidegger'in entelektüel çalışmalarından bahsedilen bir dönemdir. Karşılıklı yazılan şiirler açıkça ifade edilemeyen aşkın zarif nişaneleridir.
1966-1975'i kapsayan Sonbahar bölümünde ise taşlar yerine oturmuştur ve Arendt, Heidegger'in eserlerinin ABD'de yayımlanması konusunda yardımcı olmaktadır. Bu bağlamda Heidegger'in karısı Elfride ile de mektuplaşır. Arendt, Heidegger'in 80. doğum yıldönümüne ithafen ABD'de bir radyo konuşması yapar ve Heidegger'in "kendisine ve birçoklarına düşünmeyi öğreten adam" olduğunu ifade eder. Nazi sempatizanlığını "dönemsel bir hata" olarak aklamaya çalışır.
Satır aralarından aşk ve bağlılığın sızdığı bu "ketum" mektuplar, 20. yüzyılın iki önemli filozofunun yaşamları çerçevesinde Yahudilik-Almanlık, talebelik-hocalık, gençlik-olgunluk, kadınlık-erkeklik, talebelik-bekârlık ve en önemlisi de aşk ve fedakârlık kavramları etrafında dönüyor. Eserin sonundaki Notlar bölümüyle Heidegger'in "imaya dayanan kapalı üslubu" ve Arendt'in ondan geri kalmayan "bulmacamsı" cümleleri açıklığa kavuşturuluyor. Fotoğraflar ise bu hakiki hikâyeyi gözler önünde canlandırmaya yardımcı oluyor.
AKBANK
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 302,40 | 302,40 |
2 | 154,22 | 308,45 |
3 | 104,83 | 314,50 |
ZİRAAT BANKASI
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 302,40 | 302,40 |
2 | 154,22 | 308,45 |
3 | 104,83 | 314,50 |
İŞ BANKASI
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 302,40 | 302,40 |
2 | 154,22 | 308,45 |
3 | 104,83 | 314,50 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.