"İnsan neden korkar?" Şüphesiz bu soruya verilebilecek en kolay ve en isabetli yanıt "bilmediği şeyden" olacaktır. İnsanlık gerçekten de tarih boyunca hep bilmediği şeylerden korkmuştur. En başta yıldırım ve gök gürültüsünden, volkanik faaliyetlerden, yerle göğün yeksan olduğu depremlerden ve daha birçok doğal afetten…Buna karşın hem korktuğu hem de hayran olduğu bu afetlere hatta güneşe, aya ve yıldızlara, gökyüzüne tapınmıştır. Milyonlarca yıllık gelişiminde geldiği bugünkü noktada ise korktuğu her şeyi araştırmaya girişmiştir: dünyanın geçmişini, yerin tektonik yapısını, depremleri, hava hareketlerini ve fırtınaların oluş nedenlerini, evreni ve uzayı ve daha birçok fenomeni. Bilim ve teknoloji ile bütün bu olayları ve daha fazlasını giderek artan oranda anlamaya başlayan insanoğlu korkularından bütünüyle kurtulamamış olsa da artık kendine kesinlikle daha fazla güvenmektedir. Bununla beraber, Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan, 2. Dünya savaşını bitiren atom bombaları ile tanışılan nükleer enerjiden korkmaya devam ediyoruz. Yazar, atomdan radyoaktiviteye, nükleer teknolojinin en önemli ürünü olan nükleer santrallerden nükleer enerjinin ekonomisine kadar pek çok alanda, kişisel deneyimlerini de harmanlayarak, okuru çok fazla derinliğe inip sıkmadan ancak yüzeysel de olmayacak biçimde bilgilendiriyor. Nükleer enerjiyi bilimsel ve teknik açıdan ele alarak aynı zamanda tarihsel gelişimi, diğer elektrik üretim teknolojilerinden farklı olan yönlerini herkes tarafından anlaşılabilecek sonuçlarıyla bilim/teknoloji arasında bir köprü kurarak açıklıyor. Nükleer Enerji: Atomdan Elektriğe Sağlıktan Silaha, diğer taraftan, nükleer enerjinin birçok farklı alanıyla ilgili bilgi vererek okurun konuya geniş bir perspektiften bakmasını sağlamaya yardımcı olmayı da amaçlıyor. Bu bağlamda Yazar gerek Hollanda'da Delft Teknoloji Üniversitesinde çalıştığı ve misafir araştırmacı olarak Kanada, University of Ontario Institute of Technology'de bulunduğu dönemde gerekse resmi görevli olarak bulunduğu ABD, Fransa, Belçika, Avusturya, İspanya, Güney Kore, Japonya, Çek Cumhuriyeti, Birleşik Arap Emirlikleri'nde ilk ağızdan edindiği bilgileri okurlarıyla paylaşıyor. Buna ek olarak; çeşitli kongre, seminer ve eğitimlerde Afrika'dan Uzakdoğu'ya, Avrupa'dan Amerika'ya kadar geniş bir yelpazede karşılaştığı meslektaşlarından öğrendiklerini de okura yalın bir dille aktarıyor. Günümüzde nükleer enerjiye karşı olan insan sayısı yadsınamayacak kadar fazla ancak bu insanların neye karşı olduklarını akıl, bilim ve mantık çerçevesinde ortaya koymaları gerekir. Kitap mümkün olduğunca tarafsız bir gözle kaleme alınmış. Nükleer enerjiye karşı çıkanlar için de taraftar olanlar için de kaynak olabilecek bir eser…
"İnsan neden korkar?" Şüphesiz bu soruya verilebilecek en kolay ve en isabetli yanıt "bilmediği şeyden" olacaktır. İnsanlık gerçekten de tarih boyunca hep bilmediği şeylerden korkmuştur. En başta yıldırım ve gök gürültüsünden, volkanik faaliyetlerden, yerle göğün yeksan olduğu depremlerden ve daha birçok doğal afetten…Buna karşın hem korktuğu hem de hayran olduğu bu afetlere hatta güneşe, aya ve yıldızlara, gökyüzüne tapınmıştır. Milyonlarca yıllık gelişiminde geldiği bugünkü noktada ise korktuğu her şeyi araştırmaya girişmiştir: dünyanın geçmişini, yerin tektonik yapısını, depremleri, hava hareketlerini ve fırtınaların oluş nedenlerini, evreni ve uzayı ve daha birçok fenomeni. Bilim ve teknoloji ile bütün bu olayları ve daha fazlasını giderek artan oranda anlamaya başlayan insanoğlu korkularından bütünüyle kurtulamamış olsa da artık kendine kesinlikle daha fazla güvenmektedir. Bununla beraber, Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan, 2. Dünya savaşını bitiren atom bombaları ile tanışılan nükleer enerjiden korkmaya devam ediyoruz. Yazar, atomdan radyoaktiviteye, nükleer teknolojinin en önemli ürünü olan nükleer santrallerden nükleer enerjinin ekonomisine kadar pek çok alanda, kişisel deneyimlerini de harmanlayarak, okuru çok fazla derinliğe inip sıkmadan ancak yüzeysel de olmayacak biçimde bilgilendiriyor. Nükleer enerjiyi bilimsel ve teknik açıdan ele alarak aynı zamanda tarihsel gelişimi, diğer elektrik üretim teknolojilerinden farklı olan yönlerini herkes tarafından anlaşılabilecek sonuçlarıyla bilim/teknoloji arasında bir köprü kurarak açıklıyor. Nükleer Enerji: Atomdan Elektriğe Sağlıktan Silaha, diğer taraftan, nükleer enerjinin birçok farklı alanıyla ilgili bilgi vererek okurun konuya geniş bir perspektiften bakmasını sağlamaya yardımcı olmayı da amaçlıyor. Bu bağlamda Yazar gerek Hollanda'da Delft Teknoloji Üniversitesinde çalıştığı ve misafir araştırmacı olarak Kanada, University of Ontario Institute of Technology'de bulunduğu dönemde gerekse resmi görevli olarak bulunduğu ABD, Fransa, Belçika, Avusturya, İspanya, Güney Kore, Japonya, Çek Cumhuriyeti, Birleşik Arap Emirlikleri'nde ilk ağızdan edindiği bilgileri okurlarıyla paylaşıyor. Buna ek olarak; çeşitli kongre, seminer ve eğitimlerde Afrika'dan Uzakdoğu'ya, Avrupa'dan Amerika'ya kadar geniş bir yelpazede karşılaştığı meslektaşlarından öğrendiklerini de okura yalın bir dille aktarıyor. Günümüzde nükleer enerjiye karşı olan insan sayısı yadsınamayacak kadar fazla ancak bu insanların neye karşı olduklarını akıl, bilim ve mantık çerçevesinde ortaya koymaları gerekir. Kitap mümkün olduğunca tarafsız bir gözle kaleme alınmış. Nükleer enerjiye karşı çıkanlar için de taraftar olanlar için de kaynak olabilecek bir eser…
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 286,56 | 286,56 |
2 | 146,15 | 292,29 |
3 | 99,34 | 298,02 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 286,56 | 286,56 |
2 | 146,15 | 292,29 |
3 | 99,34 | 298,02 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 286,56 | 286,56 |
2 | 146,15 | 292,29 |
3 | 99,34 | 298,02 |