Yazınsal yaratılar içinde özel bir türdür öykü. Kısa soluklu oluşu, sık dokulu yoğun bir anlatımı gerektirir. Birikimin ustalıkla aktarılması, okurla bütünleşme, yazarın dil bilinciyle yakından ilgilidir. Bu nedenler, öykü türünün kendi okurunu oluşturmasını sağlar. O okur seçicidir, zor beğenir, sıradanlıktan uzak durur.
Ahmet Ordu, öyküye sevdalı bir yazın ustası. İlk iki kitabı "Yüzünde Gözyaşı Yüreğimde Sancı" ve "Dörtnala Sürüyor Atını Zaman"da ulaştığı çizgiyi bu kitabıyla daha yükseklere taşıyor. Akşehir merkezli Orta Anadolu insanının özünü, yüreğini, yöresel söyleyişlerle öyküleştiriyor. Bizi bize anlatarak, unutmaya başladığımız değerleri, insan yanımızı farklı bir coğrafyanın şiirsel sesiyle kulağımıza fısıldıyor.
"Onca Zamandan Sonra" okunacak, okutturulacak, kitaplığımızda hep kalacak bir yapıt. Okurken "Türkçe ne güzel bir dil!" dedirten sıcacık, sevgi dolu öykülerin süslediği bir demet kır çiçeği
Yazınsal yaratılar içinde özel bir türdür öykü. Kısa soluklu oluşu, sık dokulu yoğun bir anlatımı gerektirir. Birikimin ustalıkla aktarılması, okurla bütünleşme, yazarın dil bilinciyle yakından ilgilidir. Bu nedenler, öykü türünün kendi okurunu oluşturmasını sağlar. O okur seçicidir, zor beğenir, sıradanlıktan uzak durur.
Ahmet Ordu, öyküye sevdalı bir yazın ustası. İlk iki kitabı "Yüzünde Gözyaşı Yüreğimde Sancı" ve "Dörtnala Sürüyor Atını Zaman"da ulaştığı çizgiyi bu kitabıyla daha yükseklere taşıyor. Akşehir merkezli Orta Anadolu insanının özünü, yüreğini, yöresel söyleyişlerle öyküleştiriyor. Bizi bize anlatarak, unutmaya başladığımız değerleri, insan yanımızı farklı bir coğrafyanın şiirsel sesiyle kulağımıza fısıldıyor.
"Onca Zamandan Sonra" okunacak, okutturulacak, kitaplığımızda hep kalacak bir yapıt. Okurken "Türkçe ne güzel bir dil!" dedirten sıcacık, sevgi dolu öykülerin süslediği bir demet kır çiçeği