Mendilinin altındaki sözcükleri hiç bitmeyen meddahın, modern zamanda hayatın ortasına masasını kurup hikâyelerini anlatmaya başlamasıyla oluşan bu metinler, allem kallem etmeden, kimseye gelin beni dinleyin demeden okuru etrafında topluyor. İşinin ehli bu anlatıcıya kulak verdiğinizde merminin kulağın dibinden geçmesi kadar gerçek ve hisli bu hikâyelerin kimi zaman dinleyeni, kimi zaman anlatanı, kimi zaman da bizzat yaşayanı oluyorsunuz. Türküler, şarkılar, deyimler anlatıdaki enstrümanlığını layıkıyla yerine getirirken kalbinizle martı kanadının inceliği siz fark etmeden kıyasa tutuşuyor. Şimdiden uyaralım bunun için zamanınız olmayabilir. Pencereden Kuş Uçtu'da hikâyeler katışıksız, oyalanmadan, Akdağmadeni'nde bir ağacın gövdesinden akan su gibi akıyor üzerinize. Tam da anlatıcının dediği gibi, "zaman kısa, yol uzun." Yazarın esprili, kıvrak zekâsı da cabası. Anlatı ormanında bir cümbüştür gidiyor. Yüreğin cız edeceği noktayı çok iyi bilen yazar, "Har"da oraya basmaktan çekinmiyor. "Zar"da postmodern metinlerin piyonlarını zarıyla devirip taşları yeniden kuruyor ve cesaret edenleri daha keyifli bir oyuna davet ediyor. Son bölüm olan "Nar"da ise tane tane metinlerin damakta bıraktığı lezzetin, başınıza ne iş getireceğini anlatıcı mutlaka biliyordur, kuvvetli bir ihtimaldir ki aynı sebeple cevabını verdiği bir bilmeceyle masasını toplar, yükünü kendi mi taşır okura mı bırakır bilinmez.
Mendilinin altındaki sözcükleri hiç bitmeyen meddahın, modern zamanda hayatın ortasına masasını kurup hikâyelerini anlatmaya başlamasıyla oluşan bu metinler, allem kallem etmeden, kimseye gelin beni dinleyin demeden okuru etrafında topluyor. İşinin ehli bu anlatıcıya kulak verdiğinizde merminin kulağın dibinden geçmesi kadar gerçek ve hisli bu hikâyelerin kimi zaman dinleyeni, kimi zaman anlatanı, kimi zaman da bizzat yaşayanı oluyorsunuz. Türküler, şarkılar, deyimler anlatıdaki enstrümanlığını layıkıyla yerine getirirken kalbinizle martı kanadının inceliği siz fark etmeden kıyasa tutuşuyor. Şimdiden uyaralım bunun için zamanınız olmayabilir. Pencereden Kuş Uçtu'da hikâyeler katışıksız, oyalanmadan, Akdağmadeni'nde bir ağacın gövdesinden akan su gibi akıyor üzerinize. Tam da anlatıcının dediği gibi, "zaman kısa, yol uzun." Yazarın esprili, kıvrak zekâsı da cabası. Anlatı ormanında bir cümbüştür gidiyor. Yüreğin cız edeceği noktayı çok iyi bilen yazar, "Har"da oraya basmaktan çekinmiyor. "Zar"da postmodern metinlerin piyonlarını zarıyla devirip taşları yeniden kuruyor ve cesaret edenleri daha keyifli bir oyuna davet ediyor. Son bölüm olan "Nar"da ise tane tane metinlerin damakta bıraktığı lezzetin, başınıza ne iş getireceğini anlatıcı mutlaka biliyordur, kuvvetli bir ihtimaldir ki aynı sebeple cevabını verdiği bir bilmeceyle masasını toplar, yükünü kendi mi taşır okura mı bırakır bilinmez.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 100,80 | 100,80 |
2 | 51,41 | 102,82 |
3 | 34,94 | 104,83 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 100,80 | 100,80 |
2 | 51,41 | 102,82 |
3 | 34,94 | 104,83 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 100,80 | 100,80 |
2 | 51,41 | 102,82 |
3 | 34,94 | 104,83 |