Safeviler, kökleri 13. yüzyılda Erdebil'de yaşayan tarikat şeyhi Şeyh Safiyüddin Erdebili'ye dayanan 1501-1736 yılları arasında İran'da hüküm sürmüş bir devlettir. Moğol baskıları sonucu insanlara sığınak olan Safeviyye tarikatı, zaman içinde kendine bağlanan müritlerle daha da güçlü bir konuma gelmiş; Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın torunu İsmail halk içinde yaşanan çeşitli sorunlardan sonra tarikat başına getirilerek Şeyh, 1501 yılında Tebriz'de tahta çıkarak Şah olmuştur. Başlangıçta dış politikada sorunlar yaşayan Safevi Devleti, ilerleyen süreçte Osmanlı Devleti ve Bâbür İmparatorluğu'yla birlikte 16. yüzyıl İslam dünyasının önemli güçlerinden biri haline gelmiştir. Devlet, hüküm sürdüğü zaman içinde 11 yönetici değiştirmiş ve iç politikada çok çeşitli karışıklıklar yaşamıştır. Ancak Safevi Devleti'nin kendi içinde yaşadığı sorunlar ve dış devletlerin baskıları sanat çalışmalarını etkilemiş, dokumadan madene, çiniden kitap sanatlarına kadar çok çeşitli alanlarda birbirinden değerli eserler ortaya konmuştur.
Safevi döneminde üretilen maden eserlerin önemli bir bölümünü aydınlatma araçları oluşturur. Bunlar, şamdanlar ve kandiller olarak iki gruptadır. Kesik konik gövdeli şamdanlar üretilmiş olmakla birlikte "Safevi aydınlatma araçları" denildiğinde akla gelen ve döneme damgasını vuranlar silindirik ya da sütun gövdeli kandillerdir. Bu kandiller daha önceki dönemlerde karşılaşılmayan bir biçime sahiptir.
İnsanlık tarihinde mekanların aydınlatılmasında kullanılan kandiller ve şamdanlar kullanım amaçları dışında bazı dini sembolik anlamlar da içerirler. Bu aydınlatma araçları, soyut olan tanrının somut olarak ifadesine dönüşmüş hatta üstlerindeki süsleme programı da İslam felsefesi ışığında gelişme göstermiştir. Safevi kandil ve kandil kaideleri, birer maden eşya olmalarının dışında İran edebiyatından yansımalar göstermesi açısından da oldukça önemlidir. Üstlerinde eşyanın işlevine uygun olarak seçilmiş, Horasan okulu etkisiyle ortaya çıkan ve İslam felsefî anlayışıyla örtüşen Farsça şiirler yer alır. Kitapta; Türkiye ve yurt dışı müzelerinde bulunan, Türk ve İslam dönemlerindeki diğer örneklere benzemeyen tunç, pirinç ve bakırdan dövme ve döküm teknikleri kullanılarak yapılmış; kazıma, kabartma, çalma, delik işi, savat teknikleri kullanılarak süslenmiş Safevi dönemi kandilleri ve kandil kaideleri bir araya getirilerek, malzeme, teknik, biçim ve süsleme programları açısından değerlendirilmiştir.
Safeviler, kökleri 13. yüzyılda Erdebil'de yaşayan tarikat şeyhi Şeyh Safiyüddin Erdebili'ye dayanan 1501-1736 yılları arasında İran'da hüküm sürmüş bir devlettir. Moğol baskıları sonucu insanlara sığınak olan Safeviyye tarikatı, zaman içinde kendine bağlanan müritlerle daha da güçlü bir konuma gelmiş; Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın torunu İsmail halk içinde yaşanan çeşitli sorunlardan sonra tarikat başına getirilerek Şeyh, 1501 yılında Tebriz'de tahta çıkarak Şah olmuştur. Başlangıçta dış politikada sorunlar yaşayan Safevi Devleti, ilerleyen süreçte Osmanlı Devleti ve Bâbür İmparatorluğu'yla birlikte 16. yüzyıl İslam dünyasının önemli güçlerinden biri haline gelmiştir. Devlet, hüküm sürdüğü zaman içinde 11 yönetici değiştirmiş ve iç politikada çok çeşitli karışıklıklar yaşamıştır. Ancak Safevi Devleti'nin kendi içinde yaşadığı sorunlar ve dış devletlerin baskıları sanat çalışmalarını etkilemiş, dokumadan madene, çiniden kitap sanatlarına kadar çok çeşitli alanlarda birbirinden değerli eserler ortaya konmuştur.
Safevi döneminde üretilen maden eserlerin önemli bir bölümünü aydınlatma araçları oluşturur. Bunlar, şamdanlar ve kandiller olarak iki gruptadır. Kesik konik gövdeli şamdanlar üretilmiş olmakla birlikte "Safevi aydınlatma araçları" denildiğinde akla gelen ve döneme damgasını vuranlar silindirik ya da sütun gövdeli kandillerdir. Bu kandiller daha önceki dönemlerde karşılaşılmayan bir biçime sahiptir.
İnsanlık tarihinde mekanların aydınlatılmasında kullanılan kandiller ve şamdanlar kullanım amaçları dışında bazı dini sembolik anlamlar da içerirler. Bu aydınlatma araçları, soyut olan tanrının somut olarak ifadesine dönüşmüş hatta üstlerindeki süsleme programı da İslam felsefesi ışığında gelişme göstermiştir. Safevi kandil ve kandil kaideleri, birer maden eşya olmalarının dışında İran edebiyatından yansımalar göstermesi açısından da oldukça önemlidir. Üstlerinde eşyanın işlevine uygun olarak seçilmiş, Horasan okulu etkisiyle ortaya çıkan ve İslam felsefî anlayışıyla örtüşen Farsça şiirler yer alır. Kitapta; Türkiye ve yurt dışı müzelerinde bulunan, Türk ve İslam dönemlerindeki diğer örneklere benzemeyen tunç, pirinç ve bakırdan dövme ve döküm teknikleri kullanılarak yapılmış; kazıma, kabartma, çalma, delik işi, savat teknikleri kullanılarak süslenmiş Safevi dönemi kandilleri ve kandil kaideleri bir araya getirilerek, malzeme, teknik, biçim ve süsleme programları açısından değerlendirilmiştir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 462,00 | 462,00 |
2 | 235,62 | 471,24 |
3 | 160,16 | 480,48 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 462,00 | 462,00 |
2 | 235,62 | 471,24 |
3 | 160,16 | 480,48 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 462,00 | 462,00 |
2 | 235,62 | 471,24 |
3 | 160,16 | 480,48 |