İslam tarihi, insanlığın tanıdığı ve dünya milletlerinin yazmakla ve öğrenmekle mesut olduğu en temiz, en şerefli, en incelikli ve en insancıl tarihtir. Hz. Peygamber (s.a.v)'in vefatından sonra arkadaşları olan sahabe ona nasıl hürmet ve tazim gösterdiyse ehli beytine de aynı hürmeti göstermiştir. Ancak Hz. Peygamber (s.a.v) asrından uzaklaşma ve genişleyen İslam coğrafyası yeni problemleri de beraberinde getirmiştir. İlk iki halife döneminde İslam toplumu ve sahabe nesli Hz. Peygamber (s.a.v)'den aldığı merkez kaç kuvvetle fetihlere girişmiş dünyadan çok ukbaya çalışmayı amaçlamıştır. Hz. Osman (r.a) zamanında İslam toprakları doğuda orta Asya içlerinden batıda Afrika'ya kadar genişlemiş ve bu kadar büyük bir devletin idaresi de zorlaşmıştır.
Bununla beraber Hz. Osman (r.a) kendi akrabalarına güvenmiş ve akrabalarını İslam devletinin vilayetlerine vali tayin etmiştir. Hz. Osman (r.a)'in akrabaları, tavırlarıyla bu güveni boşa çıkarmış ve asilerin halifeye isyanın ilk kıvılcımlarını yakmalarına sebebiyet vermişlerdir. İbn Sebe'nin çalışmaları ve Mervan bin Hakem gibi kişilerin yanlış uygulamaları sonucunda Medine kuşatılmış ve İslam tarihinin en bedbaht olayı vukua gelmiş, Hz. Osman (r.a) karısının gözü önünde şehit edilmiştir. Asiler halifeyi öldürmeleri sonucunda korkuya kapılmış ve biran önce başka bir halife seçme gereği duymuşlardır. Bunun sonucunda ne kadar istemese bile Hz. Ali (r.a) halife olmuştur. Hz. Ali (r.a)'in halife olması bazı sahabe arasında huzursuzluğa sebep olurken bazı sahabeyi de memnun etmiştir. Rahatsız olan kesim Hz. Aişe (r.a) önderliğinde toplanmış ve ilk defa iki toplumu da Müslüman olan ordu karşı karşıya gelmiştir.
Bütün bu olaylar tamamen sahabe olan kişilerin iradelerinin bir eseri gibi gözükse de işin içinde farklı güç merkezlerinin kendi menfaattarı doğrultusunda olayları yönlendirdiği görülmektedir. Yoksa Hz. Ali (r.a) ile Hz. Muaviye (r.a) aralarındaki ihtilafa rağmen birbirlerini asla tekfir etmemiş aksine bir birlerinin kardeşi olduklarını her defasında deklare etmişlerdir. Keza Hz. Aişe (r.a) Cemel savaşından sonra Hz. Ali (r.a)'ye olan tavrını değiştirmiş ve yaptığından pişmanlık duyarak ömür boyu tövbe etmiştir. Bu ve bunun gibi olaylar sahabenin kendilerine bırakılsaydı asla kötü sonuç doğurmayacaktı. İslam'ın bekasından rahatsız olanlar tarafından fitne ortaya atılmış ve bu fitnede tarihin bazı dönemlerinde kesintiye uğrasa da artarak devam etmiştir.
İslam tarihi, insanlığın tanıdığı ve dünya milletlerinin yazmakla ve öğrenmekle mesut olduğu en temiz, en şerefli, en incelikli ve en insancıl tarihtir. Hz. Peygamber (s.a.v)'in vefatından sonra arkadaşları olan sahabe ona nasıl hürmet ve tazim gösterdiyse ehli beytine de aynı hürmeti göstermiştir. Ancak Hz. Peygamber (s.a.v) asrından uzaklaşma ve genişleyen İslam coğrafyası yeni problemleri de beraberinde getirmiştir. İlk iki halife döneminde İslam toplumu ve sahabe nesli Hz. Peygamber (s.a.v)'den aldığı merkez kaç kuvvetle fetihlere girişmiş dünyadan çok ukbaya çalışmayı amaçlamıştır. Hz. Osman (r.a) zamanında İslam toprakları doğuda orta Asya içlerinden batıda Afrika'ya kadar genişlemiş ve bu kadar büyük bir devletin idaresi de zorlaşmıştır.
Bununla beraber Hz. Osman (r.a) kendi akrabalarına güvenmiş ve akrabalarını İslam devletinin vilayetlerine vali tayin etmiştir. Hz. Osman (r.a)'in akrabaları, tavırlarıyla bu güveni boşa çıkarmış ve asilerin halifeye isyanın ilk kıvılcımlarını yakmalarına sebebiyet vermişlerdir. İbn Sebe'nin çalışmaları ve Mervan bin Hakem gibi kişilerin yanlış uygulamaları sonucunda Medine kuşatılmış ve İslam tarihinin en bedbaht olayı vukua gelmiş, Hz. Osman (r.a) karısının gözü önünde şehit edilmiştir. Asiler halifeyi öldürmeleri sonucunda korkuya kapılmış ve biran önce başka bir halife seçme gereği duymuşlardır. Bunun sonucunda ne kadar istemese bile Hz. Ali (r.a) halife olmuştur. Hz. Ali (r.a)'in halife olması bazı sahabe arasında huzursuzluğa sebep olurken bazı sahabeyi de memnun etmiştir. Rahatsız olan kesim Hz. Aişe (r.a) önderliğinde toplanmış ve ilk defa iki toplumu da Müslüman olan ordu karşı karşıya gelmiştir.
Bütün bu olaylar tamamen sahabe olan kişilerin iradelerinin bir eseri gibi gözükse de işin içinde farklı güç merkezlerinin kendi menfaattarı doğrultusunda olayları yönlendirdiği görülmektedir. Yoksa Hz. Ali (r.a) ile Hz. Muaviye (r.a) aralarındaki ihtilafa rağmen birbirlerini asla tekfir etmemiş aksine bir birlerinin kardeşi olduklarını her defasında deklare etmişlerdir. Keza Hz. Aişe (r.a) Cemel savaşından sonra Hz. Ali (r.a)'ye olan tavrını değiştirmiş ve yaptığından pişmanlık duyarak ömür boyu tövbe etmiştir. Bu ve bunun gibi olaylar sahabenin kendilerine bırakılsaydı asla kötü sonuç doğurmayacaktı. İslam'ın bekasından rahatsız olanlar tarafından fitne ortaya atılmış ve bu fitnede tarihin bazı dönemlerinde kesintiye uğrasa da artarak devam etmiştir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 118,59 | 118,59 |
2 | 60,48 | 120,96 |
3 | 41,11 | 123,33 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 118,59 | 118,59 |
2 | 60,48 | 120,96 |
3 | 41,11 | 123,33 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 118,59 | 118,59 |
2 | 60,48 | 120,96 |
3 | 41,11 | 123,33 |