Sayıklamalar, Ferhat Uludere'nin ilk kitabı. İnsanı etkileyen hikayelerin olduğu bir kitap. Yaşamak yıllarla ölçülen bir şey değildir, ama bu öyküler sanki daha çok yaşamış birinin elinden çıkmış izlenimi uyandırıyor. Bu yüzden de hikayeler yürek burkucu ve etkileyici. Ben şahsen, kimine önceden aşina olduğum halde hepsini okudum, sonra kimine bir kez daha baktım. Sonra da, uzun süre aklıma takıldıklarını fark ettim. Daha doğrusu aklıma takılan tek tek hikayelerin kendilerinden çok, bir dünyaydı, Ferhat tarafından yaratılmış bir dünya: Çaresiz bir yalnızlık güzellemesi, imkansız bir ilişkiler bütünü, loş odalar, yağmur, ne yaptığını bildiğini sanan insanlarla kendisine neyin niye yapıldığını anlamayan insanlar. Ve bir tür üçüncü göz sahibi, yaradılış yumağının nedenini ve hikmetini anlamamış (belki de, zahmet etmemiş) bile olsa, nasıl sarıldığını bilen bir insan. Dünyayı bize kendi köşesinden bakarak anlatan, her zaman anlatıcı olmayan bir anlatıcı. Ferhat dünyaya biraz da Borges gibi bakıyor. Gören gözlerin sathi taramasından çok, görmeyen gözlerin deşici eşici bakışıyla…
- Sevin Okyay
Sözlerim yok, yeminlerim, yalanlarım... Her çabam boşa çıktı ve utandım adımın çağrısından. Günlerdir, haftalardır, aylardır, belki de yıllardır aynı hikayede dolaşıyorum. Üşüyorum. Bitişikte bir kedi ağlıyor, cenazesi çoktan kaldırıldı oysaki. Dumanlar arasında kesildi soluğu. Alevler yaladı ruhunu. Hala ağlıyor. Şehirle yok olmak istiyorum. Dinamitlendi her yan, fitiller ateşlendi. Patlamadı dinamitler. Şehir ayakta hala, bir tek ben öldüm, yaşamak bir tek benim hakkımdı çünkü.
Sayıklamalar, Ferhat Uludere'nin ilk kitabı. İnsanı etkileyen hikayelerin olduğu bir kitap. Yaşamak yıllarla ölçülen bir şey değildir, ama bu öyküler sanki daha çok yaşamış birinin elinden çıkmış izlenimi uyandırıyor. Bu yüzden de hikayeler yürek burkucu ve etkileyici. Ben şahsen, kimine önceden aşina olduğum halde hepsini okudum, sonra kimine bir kez daha baktım. Sonra da, uzun süre aklıma takıldıklarını fark ettim. Daha doğrusu aklıma takılan tek tek hikayelerin kendilerinden çok, bir dünyaydı, Ferhat tarafından yaratılmış bir dünya: Çaresiz bir yalnızlık güzellemesi, imkansız bir ilişkiler bütünü, loş odalar, yağmur, ne yaptığını bildiğini sanan insanlarla kendisine neyin niye yapıldığını anlamayan insanlar. Ve bir tür üçüncü göz sahibi, yaradılış yumağının nedenini ve hikmetini anlamamış (belki de, zahmet etmemiş) bile olsa, nasıl sarıldığını bilen bir insan. Dünyayı bize kendi köşesinden bakarak anlatan, her zaman anlatıcı olmayan bir anlatıcı. Ferhat dünyaya biraz da Borges gibi bakıyor. Gören gözlerin sathi taramasından çok, görmeyen gözlerin deşici eşici bakışıyla…
- Sevin Okyay
Sözlerim yok, yeminlerim, yalanlarım... Her çabam boşa çıktı ve utandım adımın çağrısından. Günlerdir, haftalardır, aylardır, belki de yıllardır aynı hikayede dolaşıyorum. Üşüyorum. Bitişikte bir kedi ağlıyor, cenazesi çoktan kaldırıldı oysaki. Dumanlar arasında kesildi soluğu. Alevler yaladı ruhunu. Hala ağlıyor. Şehirle yok olmak istiyorum. Dinamitlendi her yan, fitiller ateşlendi. Patlamadı dinamitler. Şehir ayakta hala, bir tek ben öldüm, yaşamak bir tek benim hakkımdı çünkü.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 155,80 | 155,80 |
2 | 81,02 | 162,03 |
3 | 56,09 | 168,26 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 155,80 | 155,80 |
2 | 81,02 | 162,03 |
3 | 56,09 | 168,26 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 155,80 | 155,80 |
2 | 81,02 | 162,03 |
3 | 56,09 | 168,26 |