Sorularla Arabuluculuk Sınavına Hazırlık

Stok Kodu:
9786053008507
Boyut:
16x23,5
Sayfa Sayısı:
287
Baskı Sayısı:
1
Basım Tarihi:
2019
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
Kategori:
%13 indirimli
78,00
67,86
Taksitli fiyat: 3 x 23,52
Temin süresi 4 gündür.
9786053008507
862373
Sorularla Arabuluculuk Sınavına Hazırlık
Sorularla Arabuluculuk Sınavına Hazırlık
67.86

Bilindiği üzere 6325 sayılı Arabuluculuk Kanununun kabul edilmesi ile 2103 yılından itibaren uyuşmazlığa düşen tarafların uyuşmazlıklarını çözmede bir alternatif olarak arabuluculuktan faydalanma imkanı doğmuştur. Aslında toplumumuzda yasal bir düzenleme olmadan da çoğu bölge ve yöremizde gönüllü arabulucular sayesinde uyuşmazlık çözümlerinin yapıldığı ve Türk insanının bu konuda son derece istekli olduğu bilinen bir gerçektir. Feragat kültürü ve dostane çözüme sıcak bakma kültürünün toplumumuzda hiç de azımsanmayacak derecede olduğu da herkesin malumlarıdır.


Genel olarak alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri ve özelde arabuluculuk aslında toplumların barış içerisinde yaşaması, uzlaşma kültürünün yaygınlaşması, toplum refahının artması, stresli değil mutlu insanların daha çok olduğu toplum yapısının oluşması, kısacası; ülkelerin mutlu insanlar ülkesi olması yönünde önemli bir araçtır.


Tarihi insanlık tarihi kadar eski olan uyuşmazlığın doğmasını engellemek çokta mümkün değildir. Doğmasını engelleyemediğimiz uyuşmazlığın çabuk, etkin, kısa sürede ve yeni uyuşmazlıklar çıkarılmaksızın çözülmesi için en etkili yol olan arabuluculuk imkanının tanınması için ülkemiz açısından geç bile kalındığı söylenebilir. Dünyada 161. ülke olarak arabuluculuğu mevzuatımıza kazandırmak geç sayılsa da, beklenenin aksine, ülkemizde arabuluculuk uygulamaları kısa sürede benimsenmiş ve daha önce uygulamaya geçen ülkelerden daha ileri ve iyi uygulama örnekleri verilmiştir. Bu konuda arabuluculuğa Adalet Bakanlığının gerekli önemi ve desteği vermesinin önemli katkıları olmuştur. Özellikle 2013 ve takip eden birkaç yıl arabuluculuğa, kimi kesimlerde bir karşı duruş, reddetme, hatta yok sayma ve olumsuz tavır gösterilerek ilgi gösterilmediği ve ilk yıllarda yapılan sınavlara katılımın az olduğu gözlense de, 24 Kasım 2019 tarihinde yapılacak sınava 30.000' e yakın kişinin katılma başvurusunda bulunması arabuluculuğun genel kabul görmesi açısından son derece önemlidir.


Uyuşmazlığa düşen tarafların yapacakları en klasik ve bilinen yol; yargı yoluna başvurmaları ve sorunlarını çözmeleridir. Ancak, tüm ülkelerde uyuşmazlıkların boyutları, sayısı, niteliği değişkenlik gösterdiğinden, uyuşmazlıklar eskisinden daha çetrefil bir hal alması nedeniyle hızlı ve etkin bir şekilde çözümlenmemiş, bu durum insanları mutsuz kılmıştır. Bu nedenle alternatif uyuşmazlık çözüm yolları benimsenmekte ve uygulanmaktadır. Arabuluculuğa getirilen eleştirinin başında yargıya alternatif getiriliyor şeklinde bir söylem geliştirilse de; yargı yoluna başvurma hakkı her zaman korunmakta ve bu yol kapatılmamaktadır. Bu nedenle arabuluculuk yargıya bir alternatif değil, yargının yanında onun destekçisi bir müessesedir. Yargıya başvurma bir imkân olarak durmalı ve insanlar yargıya başvurabilmelidir. Ancak her zaman yargıya başvuran kişinin memnun kaldığı ve sorununu çözdüğü söylenebilir mi? Bu sorunun cevabı önem kazanmaktadır. Açılan her davanın bir kazananı olsa da diğer taraf açısından kaybetme ve mutsuz olma riski her zaman vardır. Dahası davayı kazananın da son tahlilde mutlu olmadığı haller son derece fazladır. Geç teslim olan bir hakkın yarattığı tahribat yanında sosyal ve ekonomik maliyet nedeniyle kazananın da mutlu olmaması muhtemeldir. Tüm bu nedenlerle insanlar; "..yargı hakkım bir kenarda dursun arabuluculuk yolunu bir deneyim, ne kaybederim ki ? "diye düşünerek arabuluculuk kurumuna yönelmişler ve ortaya hem ihtiyari arabuluculuk, hem de dava şartı arabuluculukta çok ciddi istatistikî rakamlar çıkmıştır. Ülkemizdeki uyuşmazlık çözme oranları ve arabuluculuğa müracaat oranları birçok ülkeden daha yüksektir.


Arabuluculuğun ülkemizde kabul edildiği 2013 yılında başlangıçta ihtiyari arabuluculuk kabul edilmişken arabuluculuğun beklenenden hızlı bir ivme ile gelişmesi ve toplumsal ihtiyaç, dava şartı arabuluculuğu zorunlu hale getirmiş, öncelikle iş uyuşmazlıkları açısından, kısa bir süre sonra da ticari uyuşmazlıklar açısından dava şartı arab

Bilindiği üzere 6325 sayılı Arabuluculuk Kanununun kabul edilmesi ile 2103 yılından itibaren uyuşmazlığa düşen tarafların uyuşmazlıklarını çözmede bir alternatif olarak arabuluculuktan faydalanma imkanı doğmuştur. Aslında toplumumuzda yasal bir düzenleme olmadan da çoğu bölge ve yöremizde gönüllü arabulucular sayesinde uyuşmazlık çözümlerinin yapıldığı ve Türk insanının bu konuda son derece istekli olduğu bilinen bir gerçektir. Feragat kültürü ve dostane çözüme sıcak bakma kültürünün toplumumuzda hiç de azımsanmayacak derecede olduğu da herkesin malumlarıdır.


Genel olarak alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri ve özelde arabuluculuk aslında toplumların barış içerisinde yaşaması, uzlaşma kültürünün yaygınlaşması, toplum refahının artması, stresli değil mutlu insanların daha çok olduğu toplum yapısının oluşması, kısacası; ülkelerin mutlu insanlar ülkesi olması yönünde önemli bir araçtır.


Tarihi insanlık tarihi kadar eski olan uyuşmazlığın doğmasını engellemek çokta mümkün değildir. Doğmasını engelleyemediğimiz uyuşmazlığın çabuk, etkin, kısa sürede ve yeni uyuşmazlıklar çıkarılmaksızın çözülmesi için en etkili yol olan arabuluculuk imkanının tanınması için ülkemiz açısından geç bile kalındığı söylenebilir. Dünyada 161. ülke olarak arabuluculuğu mevzuatımıza kazandırmak geç sayılsa da, beklenenin aksine, ülkemizde arabuluculuk uygulamaları kısa sürede benimsenmiş ve daha önce uygulamaya geçen ülkelerden daha ileri ve iyi uygulama örnekleri verilmiştir. Bu konuda arabuluculuğa Adalet Bakanlığının gerekli önemi ve desteği vermesinin önemli katkıları olmuştur. Özellikle 2013 ve takip eden birkaç yıl arabuluculuğa, kimi kesimlerde bir karşı duruş, reddetme, hatta yok sayma ve olumsuz tavır gösterilerek ilgi gösterilmediği ve ilk yıllarda yapılan sınavlara katılımın az olduğu gözlense de, 24 Kasım 2019 tarihinde yapılacak sınava 30.000' e yakın kişinin katılma başvurusunda bulunması arabuluculuğun genel kabul görmesi açısından son derece önemlidir.


Uyuşmazlığa düşen tarafların yapacakları en klasik ve bilinen yol; yargı yoluna başvurmaları ve sorunlarını çözmeleridir. Ancak, tüm ülkelerde uyuşmazlıkların boyutları, sayısı, niteliği değişkenlik gösterdiğinden, uyuşmazlıklar eskisinden daha çetrefil bir hal alması nedeniyle hızlı ve etkin bir şekilde çözümlenmemiş, bu durum insanları mutsuz kılmıştır. Bu nedenle alternatif uyuşmazlık çözüm yolları benimsenmekte ve uygulanmaktadır. Arabuluculuğa getirilen eleştirinin başında yargıya alternatif getiriliyor şeklinde bir söylem geliştirilse de; yargı yoluna başvurma hakkı her zaman korunmakta ve bu yol kapatılmamaktadır. Bu nedenle arabuluculuk yargıya bir alternatif değil, yargının yanında onun destekçisi bir müessesedir. Yargıya başvurma bir imkân olarak durmalı ve insanlar yargıya başvurabilmelidir. Ancak her zaman yargıya başvuran kişinin memnun kaldığı ve sorununu çözdüğü söylenebilir mi? Bu sorunun cevabı önem kazanmaktadır. Açılan her davanın bir kazananı olsa da diğer taraf açısından kaybetme ve mutsuz olma riski her zaman vardır. Dahası davayı kazananın da son tahlilde mutlu olmadığı haller son derece fazladır. Geç teslim olan bir hakkın yarattığı tahribat yanında sosyal ve ekonomik maliyet nedeniyle kazananın da mutlu olmaması muhtemeldir. Tüm bu nedenlerle insanlar; "..yargı hakkım bir kenarda dursun arabuluculuk yolunu bir deneyim, ne kaybederim ki ? "diye düşünerek arabuluculuk kurumuna yönelmişler ve ortaya hem ihtiyari arabuluculuk, hem de dava şartı arabuluculukta çok ciddi istatistikî rakamlar çıkmıştır. Ülkemizdeki uyuşmazlık çözme oranları ve arabuluculuğa müracaat oranları birçok ülkeden daha yüksektir.


Arabuluculuğun ülkemizde kabul edildiği 2013 yılında başlangıçta ihtiyari arabuluculuk kabul edilmişken arabuluculuğun beklenenden hızlı bir ivme ile gelişmesi ve toplumsal ihtiyaç, dava şartı arabuluculuğu zorunlu hale getirmiş, öncelikle iş uyuşmazlıkları açısından, kısa bir süre sonra da ticari uyuşmazlıklar açısından dava şartı arab

AKBANK
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 67,86    67,86   
2 34,61    69,22   
3 23,52    70,57   
ZİRAAT BANKASI
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 67,86    67,86   
2 34,61    69,22   
3 23,52    70,57   
İŞ BANKASI
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 67,86    67,86   
2 34,61    69,22   
3 23,52    70,57   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat