İnfaz; tarihin en eski dönemlerinden günümüze kadar yetkili otorite, kişiler veya mahkemeler tarafından verilen cezaların görünür hale gelmesini sağlayan aşamayı ifade etmektedir. İnfazın en önemli görevi soyut, çıplak cezalara adeta bir elbise giydirerek onları somutlaştırmaktır.
İnsanoğlunun dünyaya ilk adımını attığı zamandan bu yana suç ve suçlu kavramları kişilerin, ailelerin, milletlerin ve devletlerin ana gündem maddeleri arasında yer almıştır. Zira Dünya'da insanlar oldukça problemler, uyuşmazlıklar, hak ihlalleri ortaya çıkacak ve toplumsal düzen ihlal edilecektir. Toplumsal düzeninin ihlali sonucu ise düzeni bozan kişiye ona zarar vereceği düşünülen bir ceza verilecektir. İşte infaz kavramı toplumsal düzeni bozan kişiye verilecek olan cezanın serüvenini bizlere yansıtmaktadır. Serüvenin bilinmezliği ve yıpratıcılığı ceza alan kişi için yıpratıcı mahiyet taşımış, gözler önüne serilmesi ise yaşanılan toplum için bir ibret vesikası olarak suçun önüne geçmeyi amaçlamıştır. Cezanın infaz edilmesi ile toplumsal düzeni bozan kişinin dersler çıkararak ıslah olması amaçlanmıştır. Tüm bu anlatılanlar kapsamında denilebilir ki infaz cezaların amacına ulaşabilmek için gerekli tüm enstrümanların kullanıldığı aşamadır.
İnfaz hukuku üzerine günümüzde yaşanan tartışmaları daha iyi anlayabilmek ve çözüm üretebilmek için infazın tarihini iyi bir biçimde bilmek gerekir. Bu tezde, Tanzimat Dönemi öncesi Osmanlı Devleti infaz hukuku incelenerek günümüz İnfaz hukukunun geçmişine dair bilgi eksiklikleri bir nebze de olsa gidermeye çalışılmıştır. Zira Tanzimat Dönemi infaz hukukuna ilişkin yapılmış birçok çalışma olmasına rağmen, bu dönemden öncesine ait eser sayısı çok azdır.
İnfaz; tarihin en eski dönemlerinden günümüze kadar yetkili otorite, kişiler veya mahkemeler tarafından verilen cezaların görünür hale gelmesini sağlayan aşamayı ifade etmektedir. İnfazın en önemli görevi soyut, çıplak cezalara adeta bir elbise giydirerek onları somutlaştırmaktır.
İnsanoğlunun dünyaya ilk adımını attığı zamandan bu yana suç ve suçlu kavramları kişilerin, ailelerin, milletlerin ve devletlerin ana gündem maddeleri arasında yer almıştır. Zira Dünya'da insanlar oldukça problemler, uyuşmazlıklar, hak ihlalleri ortaya çıkacak ve toplumsal düzen ihlal edilecektir. Toplumsal düzeninin ihlali sonucu ise düzeni bozan kişiye ona zarar vereceği düşünülen bir ceza verilecektir. İşte infaz kavramı toplumsal düzeni bozan kişiye verilecek olan cezanın serüvenini bizlere yansıtmaktadır. Serüvenin bilinmezliği ve yıpratıcılığı ceza alan kişi için yıpratıcı mahiyet taşımış, gözler önüne serilmesi ise yaşanılan toplum için bir ibret vesikası olarak suçun önüne geçmeyi amaçlamıştır. Cezanın infaz edilmesi ile toplumsal düzeni bozan kişinin dersler çıkararak ıslah olması amaçlanmıştır. Tüm bu anlatılanlar kapsamında denilebilir ki infaz cezaların amacına ulaşabilmek için gerekli tüm enstrümanların kullanıldığı aşamadır.
İnfaz hukuku üzerine günümüzde yaşanan tartışmaları daha iyi anlayabilmek ve çözüm üretebilmek için infazın tarihini iyi bir biçimde bilmek gerekir. Bu tezde, Tanzimat Dönemi öncesi Osmanlı Devleti infaz hukuku incelenerek günümüz İnfaz hukukunun geçmişine dair bilgi eksiklikleri bir nebze de olsa gidermeye çalışılmıştır. Zira Tanzimat Dönemi infaz hukukuna ilişkin yapılmış birçok çalışma olmasına rağmen, bu dönemden öncesine ait eser sayısı çok azdır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 243,60 | 243,60 |
2 | 124,24 | 248,47 |
3 | 84,45 | 253,34 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 243,60 | 243,60 |
2 | 124,24 | 248,47 |
3 | 84,45 | 253,34 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 243,60 | 243,60 |
2 | 124,24 | 248,47 |
3 | 84,45 | 253,34 |