"Dünya âlem hep tomurcuklara hayran
Çocuklar için her gün düğün, bayram."
Sekiz yaşında çoban oğlak kuzu otlattım
Çelik çomak oynadım, değnek zıplattım
Koştum koştum; altımda çubuktan bir at
Ah şu çocukluk çağı; bir başka saltanat.
Ben okula giderek okudum; A, B, C, D'yi
Tek bir ay içinde; öğrenmiştim alfabeyi
O siyah önlüklü, gözü gülen tatlı çocuk
O sanki, hiç açmamış taze bir tomurcuk.
Anam babam; hep benim üstüme titredi
Ne kadar koşsam, oynasam da: yetmedi
Çok tatlı doyumsuz gün görüp geçirdim
Ve her yılda bir ayrı boy atıp seçildim.
Beni sevenler; artık bana hep öğüt verdi
Yaşam denen gerçeği; bilmem gerekirdi
Delikanlı olup karıştım; varlığa yokluğa
Veda ettim; o neşe, zevk dolu çocukluğa.
"Dünya âlem hep tomurcuklara hayran
Çocuklar için her gün düğün, bayram."
Sekiz yaşında çoban oğlak kuzu otlattım
Çelik çomak oynadım, değnek zıplattım
Koştum koştum; altımda çubuktan bir at
Ah şu çocukluk çağı; bir başka saltanat.
Ben okula giderek okudum; A, B, C, D'yi
Tek bir ay içinde; öğrenmiştim alfabeyi
O siyah önlüklü, gözü gülen tatlı çocuk
O sanki, hiç açmamış taze bir tomurcuk.
Anam babam; hep benim üstüme titredi
Ne kadar koşsam, oynasam da: yetmedi
Çok tatlı doyumsuz gün görüp geçirdim
Ve her yılda bir ayrı boy atıp seçildim.
Beni sevenler; artık bana hep öğüt verdi
Yaşam denen gerçeği; bilmem gerekirdi
Delikanlı olup karıştım; varlığa yokluğa
Veda ettim; o neşe, zevk dolu çocukluğa.