Yasama sorumsuzluğu kurumu, millet meclislerinin kurulması ve demokrasinin yaygın bir yönetim şekline dönüşmesinde önemli bir rol üstlenmiştir. Parlamentonun bağımsız bir şekilde yetkilerini kullanması ve hiç kimseye hesap vermemesi için de uygulanmaya devam edilmesi gerekmektedir. Yasama sorumsuzluğunun önemi, anayasaların bu güvenceye yer vermesine sebebiyet vermiştir. Türkiye de, Anayasanın 83. maddesinin birinci fıkrasında yasama sorumsuzluğunu hüküm altına almıştır.
Yasama sorumsuzluğu, milletvekilinin şahsıyla ilgisi bulunmayan bir düzenlemedir. Doğrudan Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün milleti temsil etmelerinin sonucudur. Fakat uygulamada farklılıklar bulunmaktadır. Doktrindeki bazı görüşlerde ve kimi Yargı kararlarında yasama sorumsuzluğuna bazı sınırlandırmalar getirilmektedir. Oysaki yasama sorumsuzluğunun çerçevesi Anayasa koyucu tarafından belirlenmiştir. Bu da meclis çalışmasındaki milletvekilinin oy, söz ve düşünce açıklamasıdır. Milletvekilinin bu üç biçimdeki davranışlarından dolayı sorumlu tutulmayacağı da hüküm altına alınmıştır. Bu durum, milletvekili için bir ayrıcalık değildir. Korunan milletvekilli davranışlarında da görüldüğü üzere, milletvekillerine özel bir ifade hürriyeti tanınmaktadır. Milletvekilinin ifade hürriyeti, Anayasanın 26. maddesindeki genel ifade hürriyeti ve siyasi ifade hürriyetine göre özel ve mutlak bir güvencedir.
Elinizdeki çalışma, milletvekillerinin mutlak ifade hürriyeti konusunu ele almayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda, yasama sorumsuzluğunun nasıl ortaya çıktığı, genel ifade hürriyetiyle ilişkisi, Türk Anayasasındaki yeri, yasama sorumsuzluğunun önemi, uygulanmasının gerekliliği ve hukuk disiplinleri açısından sonuçları incelenmektedir. Çalışmanın bütününün daha iyi anlaşılması için yasama sorumsuzluğuyla doğrudan bağlantılı egemenlik, temsili demokrasi, kuvvetlerin ayrılığı ve yasama fonksiyonu giriş bölümde kısaca açıklanarak, milletvekillerinin ifade hürriyetine sağlanacak güvencenin gerekliliğinin anlaşılmasına zemin oluşturulmaktadır.
Çalışmanın birinci bölümü, yasama sorumsuzluğu kavramı, amacı, hukuki niteliği ve kapsamı anayasa hukukunun temelini oluşturan temsil, demokrasi ve milli irade gibi konularla ele alınarak, yasama sorumsuzluğunun tarihsel gelişimine değinilmektedir. Yasama sorumsuzluğunun milletvekillerine özel ve mutlak bir ifade hürriyeti sağlaması, özellikle yasama dokunulmazlığından farkı ve siyasi ifade hürriyetiyle ilişkisi bu çalışmada önemli bir yer tutmaktadır. Çalışmanın ikinci bölümünde Anayasanın 83. maddesinden hareketle yasama sorumsuzluğu şartları ve nitelikleri ortaya konulmaktadır. Son bölümde milletvekillerinin yasama sorumsuzluğunun idari, hukuki ve cezai açıdan nasıl bir koruma sağladığı öğretideki görüşler ve mahkeme kararları kapsamında incelenmiştir.
Yasama sorumsuzluğu kurumu, millet meclislerinin kurulması ve demokrasinin yaygın bir yönetim şekline dönüşmesinde önemli bir rol üstlenmiştir. Parlamentonun bağımsız bir şekilde yetkilerini kullanması ve hiç kimseye hesap vermemesi için de uygulanmaya devam edilmesi gerekmektedir. Yasama sorumsuzluğunun önemi, anayasaların bu güvenceye yer vermesine sebebiyet vermiştir. Türkiye de, Anayasanın 83. maddesinin birinci fıkrasında yasama sorumsuzluğunu hüküm altına almıştır.
Yasama sorumsuzluğu, milletvekilinin şahsıyla ilgisi bulunmayan bir düzenlemedir. Doğrudan Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün milleti temsil etmelerinin sonucudur. Fakat uygulamada farklılıklar bulunmaktadır. Doktrindeki bazı görüşlerde ve kimi Yargı kararlarında yasama sorumsuzluğuna bazı sınırlandırmalar getirilmektedir. Oysaki yasama sorumsuzluğunun çerçevesi Anayasa koyucu tarafından belirlenmiştir. Bu da meclis çalışmasındaki milletvekilinin oy, söz ve düşünce açıklamasıdır. Milletvekilinin bu üç biçimdeki davranışlarından dolayı sorumlu tutulmayacağı da hüküm altına alınmıştır. Bu durum, milletvekili için bir ayrıcalık değildir. Korunan milletvekilli davranışlarında da görüldüğü üzere, milletvekillerine özel bir ifade hürriyeti tanınmaktadır. Milletvekilinin ifade hürriyeti, Anayasanın 26. maddesindeki genel ifade hürriyeti ve siyasi ifade hürriyetine göre özel ve mutlak bir güvencedir.
Elinizdeki çalışma, milletvekillerinin mutlak ifade hürriyeti konusunu ele almayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda, yasama sorumsuzluğunun nasıl ortaya çıktığı, genel ifade hürriyetiyle ilişkisi, Türk Anayasasındaki yeri, yasama sorumsuzluğunun önemi, uygulanmasının gerekliliği ve hukuk disiplinleri açısından sonuçları incelenmektedir. Çalışmanın bütününün daha iyi anlaşılması için yasama sorumsuzluğuyla doğrudan bağlantılı egemenlik, temsili demokrasi, kuvvetlerin ayrılığı ve yasama fonksiyonu giriş bölümde kısaca açıklanarak, milletvekillerinin ifade hürriyetine sağlanacak güvencenin gerekliliğinin anlaşılmasına zemin oluşturulmaktadır.
Çalışmanın birinci bölümü, yasama sorumsuzluğu kavramı, amacı, hukuki niteliği ve kapsamı anayasa hukukunun temelini oluşturan temsil, demokrasi ve milli irade gibi konularla ele alınarak, yasama sorumsuzluğunun tarihsel gelişimine değinilmektedir. Yasama sorumsuzluğunun milletvekillerine özel ve mutlak bir ifade hürriyeti sağlaması, özellikle yasama dokunulmazlığından farkı ve siyasi ifade hürriyetiyle ilişkisi bu çalışmada önemli bir yer tutmaktadır. Çalışmanın ikinci bölümünde Anayasanın 83. maddesinden hareketle yasama sorumsuzluğu şartları ve nitelikleri ortaya konulmaktadır. Son bölümde milletvekillerinin yasama sorumsuzluğunun idari, hukuki ve cezai açıdan nasıl bir koruma sağladığı öğretideki görüşler ve mahkeme kararları kapsamında incelenmiştir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 217,50 | 217,50 |
2 | 110,93 | 221,85 |
3 | 75,40 | 226,20 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 217,50 | 217,50 |
2 | 110,93 | 221,85 |
3 | 75,40 | 226,20 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 217,50 | 217,50 |
2 | 110,93 | 221,85 |
3 | 75,40 | 226,20 |