Rahmetli Mehmet Kaplan Şiir Tahlilleri 2 Cumhuriyet Devri Türk Şiiri kitabında; "... Hiç bir milletin hayatı düz bir çizgi izlemez. Tarihin çizgisi eğri büğrüdür. Şahıslar, nesiller, durumlar arasındaki farklar hayata girintili ve çıkıntılı şekiller verir." Türk dünyası ise kendi tarih çizgisi içinde uzun yıllara hatta Cengiz Aytmatov'un ifadesiyle bir güne sığan bir asırlık "eğri büğrüyü" 20. yüzyılda yaşadı. Her ne kadar yine Aytmatov'un ifadesiyle insanlık ayıbı olan 2. Dünya Savaşı henüz Türk dünyası edebiyatında hakkıyla işlenmemiş olsa da Sovyetler Birliği gibi yıkıcı, yakıcı, tahrip edici ve hatta yok edici bir tecrübeyi yaşadı. Hele bir de "mankurtlaştırma," "köleleştirme," veya daha moda deyimle "ötekileştirme"yi yaşadı ki bunları görmek için işte elinizdeki bu seçilmiş ve çözümlenmiş hikayelere bakacaksınız. Elbette bizim gör(e)mediklerimizi, bul(a)madıklarımızı da bulacak ve çözümlerimizi zenginleştireceksiniz.
Eserlerinde bir taraftan "sert bir realizm" ile içinde yaşadığı toplumdaki "çelişkileri, zıtlıkları" gösterirken diğer taraftan "ince bir romantizm" ile insanı ve insanî duyguları yakalayan Elçin (Efendiyev), "... Edebiyatın misyonlarından birisi de genetik hafızayı korumaktır" diyor kitabı Edebî Düşünceler'de. Edebiyat için "ay, güneş, su, toprak ve hava gibidir" dedikten sonra da güncel edebiyatı "dünyanın genetik hafızasının ürünü" olarak görüyor.
Elinizdeki kitap da Türk dünyasından on altı yazarın on altı hikayesini içeriyor. Hepsi de Türk dünyasının "genetik hafızası" olduğu kadar "dünyanın ve insanlığın" da "genetik hafızası" gibi.
Rahmetli Mehmet Kaplan Şiir Tahlilleri 2 Cumhuriyet Devri Türk Şiiri kitabında; "... Hiç bir milletin hayatı düz bir çizgi izlemez. Tarihin çizgisi eğri büğrüdür. Şahıslar, nesiller, durumlar arasındaki farklar hayata girintili ve çıkıntılı şekiller verir." Türk dünyası ise kendi tarih çizgisi içinde uzun yıllara hatta Cengiz Aytmatov'un ifadesiyle bir güne sığan bir asırlık "eğri büğrüyü" 20. yüzyılda yaşadı. Her ne kadar yine Aytmatov'un ifadesiyle insanlık ayıbı olan 2. Dünya Savaşı henüz Türk dünyası edebiyatında hakkıyla işlenmemiş olsa da Sovyetler Birliği gibi yıkıcı, yakıcı, tahrip edici ve hatta yok edici bir tecrübeyi yaşadı. Hele bir de "mankurtlaştırma," "köleleştirme," veya daha moda deyimle "ötekileştirme"yi yaşadı ki bunları görmek için işte elinizdeki bu seçilmiş ve çözümlenmiş hikayelere bakacaksınız. Elbette bizim gör(e)mediklerimizi, bul(a)madıklarımızı da bulacak ve çözümlerimizi zenginleştireceksiniz.
Eserlerinde bir taraftan "sert bir realizm" ile içinde yaşadığı toplumdaki "çelişkileri, zıtlıkları" gösterirken diğer taraftan "ince bir romantizm" ile insanı ve insanî duyguları yakalayan Elçin (Efendiyev), "... Edebiyatın misyonlarından birisi de genetik hafızayı korumaktır" diyor kitabı Edebî Düşünceler'de. Edebiyat için "ay, güneş, su, toprak ve hava gibidir" dedikten sonra da güncel edebiyatı "dünyanın genetik hafızasının ürünü" olarak görüyor.
Elinizdeki kitap da Türk dünyasından on altı yazarın on altı hikayesini içeriyor. Hepsi de Türk dünyasının "genetik hafızası" olduğu kadar "dünyanın ve insanlığın" da "genetik hafızası" gibi.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 189,42 | 189,42 |
2 | 98,50 | 197,00 |
3 | 68,19 | 204,57 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 189,42 | 189,42 |
2 | 98,50 | 197,00 |
3 | 68,19 | 204,57 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 189,42 | 189,42 |
2 | 98,50 | 197,00 |
3 | 68,19 | 204,57 |