Kuvvet kullanma tehdidi yasağı, BM Şartının 2 (4). maddesinde, kuvvet kullanma yasağı ile beraber düzenlenmiştir. İlgili hükümde, iki yasak arasında ilk bakışta hiçbir ayrımın ortaya konulmadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, uygulamada, uluslararası mahkeme kararlarında ve doktrinde genellikle kuvvet kullanma eylemlerine odaklanılmıştır. Kuvvet kullanma tehditleri çoğu kez göz ardı edilmiştir. Gerçekten de kuvvet kullanma tehditlerinin niteliği, hukuka uygunluk değerlendirmeleri ve bu tehditleri oluşturabilecek durumların üzerinde çok durulmamıştır. Fakat, kuvvet kullanma tehditlerinin kolektif güvenlik sistemi içerisindeki yeri düşünüldüğünde, kuvvet kullanma tehdidi yasağının kapsam ve niteliğinin ortaya konulmasının, sadece bu yasağın bilinmesinden öte, BM sisteminin işleyişinin de anlaşılması noktasında değerli olduğu görülmektedir. Çalışmada, ilk olarak BM sistemi öncesinden başlayarak kuvvet kullanma tehdidinin tekamülü analiz edilmiştir. Ayrıca, tehdidin hukuki niteliği, doktrinde ortaya konulan görüşlere, devletlerin tehditlere karşı gösterdiği veya göstermediği tepkilere bakılarak ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bunu yaparken başta BM Şartının hazırlık çalışmaları, bu alandaki doktrin ve konu ile ilgili olan uluslararası yargı kararları detaylı şekilde tetkik edilmiştir. BM Genel Kurulu ve BM Güvenlik Konseyinin çalışmaları da yasağın niteliğinin anlaşılması noktasında incelenmiştir. Çalışmanın son bölümünde, Kıbrıs ve Ege uyuşmazlıkları kapsamında, Türkiyeyi ilgilendiren durumlar ele alınmıştır. Türkiyenin eylemlerinin ve söylemlerinin meşru müdafaa hakkı kapsamında nasıl gerekçelendirildiği açık şekilde ortaya konulmuştur.
Kuvvet kullanma tehdidi yasağı, BM Şartının 2 (4). maddesinde, kuvvet kullanma yasağı ile beraber düzenlenmiştir. İlgili hükümde, iki yasak arasında ilk bakışta hiçbir ayrımın ortaya konulmadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, uygulamada, uluslararası mahkeme kararlarında ve doktrinde genellikle kuvvet kullanma eylemlerine odaklanılmıştır. Kuvvet kullanma tehditleri çoğu kez göz ardı edilmiştir. Gerçekten de kuvvet kullanma tehditlerinin niteliği, hukuka uygunluk değerlendirmeleri ve bu tehditleri oluşturabilecek durumların üzerinde çok durulmamıştır. Fakat, kuvvet kullanma tehditlerinin kolektif güvenlik sistemi içerisindeki yeri düşünüldüğünde, kuvvet kullanma tehdidi yasağının kapsam ve niteliğinin ortaya konulmasının, sadece bu yasağın bilinmesinden öte, BM sisteminin işleyişinin de anlaşılması noktasında değerli olduğu görülmektedir. Çalışmada, ilk olarak BM sistemi öncesinden başlayarak kuvvet kullanma tehdidinin tekamülü analiz edilmiştir. Ayrıca, tehdidin hukuki niteliği, doktrinde ortaya konulan görüşlere, devletlerin tehditlere karşı gösterdiği veya göstermediği tepkilere bakılarak ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bunu yaparken başta BM Şartının hazırlık çalışmaları, bu alandaki doktrin ve konu ile ilgili olan uluslararası yargı kararları detaylı şekilde tetkik edilmiştir. BM Genel Kurulu ve BM Güvenlik Konseyinin çalışmaları da yasağın niteliğinin anlaşılması noktasında incelenmiştir. Çalışmanın son bölümünde, Kıbrıs ve Ege uyuşmazlıkları kapsamında, Türkiyeyi ilgilendiren durumlar ele alınmıştır. Türkiyenin eylemlerinin ve söylemlerinin meşru müdafaa hakkı kapsamında nasıl gerekçelendirildiği açık şekilde ortaya konulmuştur.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 266,80 | 266,80 |
2 | 136,07 | 272,14 |
3 | 92,49 | 277,47 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 266,80 | 266,80 |
2 | 136,07 | 272,14 |
3 | 92,49 | 277,47 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 266,80 | 266,80 |
2 | 136,07 | 272,14 |
3 | 92,49 | 277,47 |