Kuran, yaklaşık bin dört yüz yıl önce kendi özgün üslubuyla cahiliye dönemi Arap toplumuna indirilmiş ilahi bir hitaptır. Bu ilahi hitap, indiği topumun düşünce ve tasavvurlarını değiştirerek yeni bir paradigma inşa etmiştir. Kuranın kendine has kullandığı kavramlar ve terminoloji, tamamen anlam yüklü ve bağlamı olan sistematik bir yapıya sahiptir. Her bir kavramın kullanıldığı yer ve bağlam önem arz etmektedir. Dolayısıyla Kuran kavramlarını her zaman standart bir formda anlamak doğru değildir. Kavramların geçtiği bağlamı dikkate alarak anlam vermek gerekir. Aksi takdirde tahrifata neden olacaktır.
Bilindiği gibi, geçmiş Kitap Ehli olarak bilinen Yahudi ve Hristiyanlar, önceki vahyin takipçileriydi; ancak zamanla kendilerine gönderilen vahyi/İslamı terk ve tahrif ederek fırkalara bölündüler ve dinlerini parça parça ettiler. Tevrat ve İncili tahrif ederek, yeni Tevrat ve İnciller yazdılar. Her biri, sahip olduğu parçalarla yetindi. Bu tahrifatı yapan Yahudi ve Hristiyanları eleştiren Allah, Kuranı mehcur bırakan, hayatın dışında tutup itibarsızlaştıran ve Kuran yerine başka kaynakları yerleştirenleri uyarmaması düşünülebilir mi?
Bazı kimseler (ruhban sınıfı, dinden geçinenler), Kitapta olmadığı halde, Kitaptan zan edesiniz diye Kitapı, dinlerini eğip bükerek okurlar. Oysa okudukları kitaptan değildir. Bu Allah katındadır derler; oysa Allahtan değildir. Allah adına bile bile yalan söylüyorlar. (Ali İmran suresi, 78)
Kuran, yaklaşık bin dört yüz yıl önce kendi özgün üslubuyla cahiliye dönemi Arap toplumuna indirilmiş ilahi bir hitaptır. Bu ilahi hitap, indiği topumun düşünce ve tasavvurlarını değiştirerek yeni bir paradigma inşa etmiştir. Kuranın kendine has kullandığı kavramlar ve terminoloji, tamamen anlam yüklü ve bağlamı olan sistematik bir yapıya sahiptir. Her bir kavramın kullanıldığı yer ve bağlam önem arz etmektedir. Dolayısıyla Kuran kavramlarını her zaman standart bir formda anlamak doğru değildir. Kavramların geçtiği bağlamı dikkate alarak anlam vermek gerekir. Aksi takdirde tahrifata neden olacaktır.
Bilindiği gibi, geçmiş Kitap Ehli olarak bilinen Yahudi ve Hristiyanlar, önceki vahyin takipçileriydi; ancak zamanla kendilerine gönderilen vahyi/İslamı terk ve tahrif ederek fırkalara bölündüler ve dinlerini parça parça ettiler. Tevrat ve İncili tahrif ederek, yeni Tevrat ve İnciller yazdılar. Her biri, sahip olduğu parçalarla yetindi. Bu tahrifatı yapan Yahudi ve Hristiyanları eleştiren Allah, Kuranı mehcur bırakan, hayatın dışında tutup itibarsızlaştıran ve Kuran yerine başka kaynakları yerleştirenleri uyarmaması düşünülebilir mi?
Bazı kimseler (ruhban sınıfı, dinden geçinenler), Kitapta olmadığı halde, Kitaptan zan edesiniz diye Kitapı, dinlerini eğip bükerek okurlar. Oysa okudukları kitaptan değildir. Bu Allah katındadır derler; oysa Allahtan değildir. Allah adına bile bile yalan söylüyorlar. (Ali İmran suresi, 78)
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 126,00 | 126,00 |
2 | 64,26 | 128,52 |
3 | 43,68 | 131,04 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 126,00 | 126,00 |
2 | 64,26 | 128,52 |
3 | 43,68 | 131,04 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 126,00 | 126,00 |
2 | 64,26 | 128,52 |
3 | 43,68 | 131,04 |