9786052640975
830520
https://www.ekinkitap.com/yabancilar-hukuku-genel-kisim
Yabancılar Hukuku Genel Kısım
304.50
arihsel süreç boyunca kişiler yaşam, savaş, çalışma, ticaret ve benzeri sebeplerle gönüllü veya gönülsüz şekilde bulundukları yerlerden ayrılıp başka yerlere gitmişlerdir. Sınıraşan kişi hareketlilikleri günümüzde artış eğilimindedir. Son yıllarda ülkemize gelen yabancıların sayısında bunu görmek mümkündür. Ne var ki kişilerin yaşadıkları yerleri terk ederek veya terk etmek zorunda kalarak başka yerlere gitmesinin siyasi, sosyal, iktisadi ve hukuki olmak üzere birçok sonuçları bulunmaktadır.
Sınıraşan kişi hareketlilikleri toplum yaşamına etkileri olduğundan hukukun özel ilgi ve düzenleme alanında bulunmaktadır. Ulusal devlet yapılanmalarına dayanan bir sistemde vatandaşlık bağının olmadığı bir yerde bulunmanın her şeyden önce o yerdeki vatandaşların sahip olduğundan farklı bir statüye tabi olmayı beraberinde getireceği şüphesizdir. Dün olduğu gibi bugün de durum böyledir. Her ne kadar modern milletlerarası hukukun gereği olarak kişiler vatandaş-yabancı ayrımı gözetilmeksizin temel hak ve özgürlüklerin evrensel koruması altında bulunsalar ve üst vatandaşlık kimlikleri oluşturulmaya çalışılsa da, ulusal hukuk sistemlerinde yabancıların hukukî durumları vatandaşlar karşısında farklı şekilde düzenlenmeye devam etmektedir.
Yabancıların hukuken vatandaşlardan ayrışması özel incelemeyi gerektiren bir durumdur. Bu ayrışmaya ilişkin kapsamlı bir müktesebatın oluştuğu görülmektedir. Bu bağlamda çok sayıda özel ilke, kural ve yargı kararlarından söz etmek mümkündür. Hal böyle olunca, yabancılar hukukunun bir disiplin niteliğine bürünmüş olduğu ve bu nedenle özel ve özerk bir şekilde ele alınma vaktinin çoktan gelmiş olduğu söylenebilir.
Günümüzde yabancılar hukuku hukukun en dinamik alanlarından biri hâline gelmiştir. Sınıraşan kişi hareketlilikleri, zamansal ve mekânsal koşullara bağlı olarak mütemadiyen yapısal ve nicel değişikliklere uğramaktadır. Bu olgusal değişim ve insan haklarının gelişimi yabancılar hukukunun dönüşümünü de beraberinde getirmektedir. Mevcut düzenlemeler yeni gereklilik ve ihtiyaçları karşılamada yetersiz kalabileceğinden ve gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkan sorun, zorluk ve imkanları gözetecek ve gerektiğinde bunlara yön verecek yeni bir rejimin kabulü gerekebilmektedir.
İç hukukumuzda yabancılar hukukunun temel konuları (çekirdek alanı) olan ülkeye kabul, ülkede ikameti ve ülkeden çıkarılmaya ilişkin kurallar ilk başlarda muhtelif düzenlemelerde dağınık bir durumda bulunmaktaydı ve bu bağlamda ortaya çıkan sorunların giderilmesi noktasında yetersiz kalmaya başlamış ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından ülkemiz aleyhine ihlal kararları verilmesine yol açmıştı. Bu durum yabancılar hukukuna ilişkin yeni bir kanuni çerçeveyi gerekli kılmıştır. Bu doğrultuda 2013 yılında 4658 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kabul edilerek, yabancıların Türkiye'ye girişi, Türkiye'de ikameti, Türkiye'den sınır dışı edilmeleri ve Türkiye'den uluslararası koruma talep eden veya geçici koruma kapsamında gelen yabancıların hukukî durumları gibi konular milletlerarası alandaki güncel gelişmeler doğrultusunda tek bir metin içerisinde düzenlenmiştir.
Mevcut çalışma, yabancılar hukukunun yapısal, tarihsel ve pozitif temellerine ışık tutarak, yabancının kim olduğu, hangi türlerinin bulunduğu, yabancılar hukukunun kapsamına hangi konuların girdiği ve bu çerçevede getirilen farklılıkların neler olduğu ve hangi alanlarda ortaya çıktığı gibi bir dizi konuya açıklık getirmektedir. Bu kapsamda ülkeye giriş, ülkede bulunma ve ülkeden çıkış gibi tüm yabancıları ilgilendiren konular incelenmeye alınmaktadır. Bunun dışında, geçici-milletlerarası koruma, çalışma, eğitim-öğrenim, yatırım, taşınmaz edinimi, sosyal güvenlik gibi özel alanlardan ise uygulamada önemine binaen çalışma ve taşınmaz edinimi konularının kanuni çerçevesi ortaya konulmakta, diğer özel konular ise çalışmada yeri geldikçe değinilmektedir. Yabancılar hukukunun özel alanları, bu belirtilen çerçeve dışında ayrıca ele alınmayıp diğer bir çalışmaya bırakılmaktadır.
Sınıraşan kişi hareketlilikleri toplum yaşamına etkileri olduğundan hukukun özel ilgi ve düzenleme alanında bulunmaktadır. Ulusal devlet yapılanmalarına dayanan bir sistemde vatandaşlık bağının olmadığı bir yerde bulunmanın her şeyden önce o yerdeki vatandaşların sahip olduğundan farklı bir statüye tabi olmayı beraberinde getireceği şüphesizdir. Dün olduğu gibi bugün de durum böyledir. Her ne kadar modern milletlerarası hukukun gereği olarak kişiler vatandaş-yabancı ayrımı gözetilmeksizin temel hak ve özgürlüklerin evrensel koruması altında bulunsalar ve üst vatandaşlık kimlikleri oluşturulmaya çalışılsa da, ulusal hukuk sistemlerinde yabancıların hukukî durumları vatandaşlar karşısında farklı şekilde düzenlenmeye devam etmektedir.
Yabancıların hukuken vatandaşlardan ayrışması özel incelemeyi gerektiren bir durumdur. Bu ayrışmaya ilişkin kapsamlı bir müktesebatın oluştuğu görülmektedir. Bu bağlamda çok sayıda özel ilke, kural ve yargı kararlarından söz etmek mümkündür. Hal böyle olunca, yabancılar hukukunun bir disiplin niteliğine bürünmüş olduğu ve bu nedenle özel ve özerk bir şekilde ele alınma vaktinin çoktan gelmiş olduğu söylenebilir.
Günümüzde yabancılar hukuku hukukun en dinamik alanlarından biri hâline gelmiştir. Sınıraşan kişi hareketlilikleri, zamansal ve mekânsal koşullara bağlı olarak mütemadiyen yapısal ve nicel değişikliklere uğramaktadır. Bu olgusal değişim ve insan haklarının gelişimi yabancılar hukukunun dönüşümünü de beraberinde getirmektedir. Mevcut düzenlemeler yeni gereklilik ve ihtiyaçları karşılamada yetersiz kalabileceğinden ve gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkan sorun, zorluk ve imkanları gözetecek ve gerektiğinde bunlara yön verecek yeni bir rejimin kabulü gerekebilmektedir.
İç hukukumuzda yabancılar hukukunun temel konuları (çekirdek alanı) olan ülkeye kabul, ülkede ikameti ve ülkeden çıkarılmaya ilişkin kurallar ilk başlarda muhtelif düzenlemelerde dağınık bir durumda bulunmaktaydı ve bu bağlamda ortaya çıkan sorunların giderilmesi noktasında yetersiz kalmaya başlamış ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından ülkemiz aleyhine ihlal kararları verilmesine yol açmıştı. Bu durum yabancılar hukukuna ilişkin yeni bir kanuni çerçeveyi gerekli kılmıştır. Bu doğrultuda 2013 yılında 4658 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kabul edilerek, yabancıların Türkiye'ye girişi, Türkiye'de ikameti, Türkiye'den sınır dışı edilmeleri ve Türkiye'den uluslararası koruma talep eden veya geçici koruma kapsamında gelen yabancıların hukukî durumları gibi konular milletlerarası alandaki güncel gelişmeler doğrultusunda tek bir metin içerisinde düzenlenmiştir.
Mevcut çalışma, yabancılar hukukunun yapısal, tarihsel ve pozitif temellerine ışık tutarak, yabancının kim olduğu, hangi türlerinin bulunduğu, yabancılar hukukunun kapsamına hangi konuların girdiği ve bu çerçevede getirilen farklılıkların neler olduğu ve hangi alanlarda ortaya çıktığı gibi bir dizi konuya açıklık getirmektedir. Bu kapsamda ülkeye giriş, ülkede bulunma ve ülkeden çıkış gibi tüm yabancıları ilgilendiren konular incelenmeye alınmaktadır. Bunun dışında, geçici-milletlerarası koruma, çalışma, eğitim-öğrenim, yatırım, taşınmaz edinimi, sosyal güvenlik gibi özel alanlardan ise uygulamada önemine binaen çalışma ve taşınmaz edinimi konularının kanuni çerçevesi ortaya konulmakta, diğer özel konular ise çalışmada yeri geldikçe değinilmektedir. Yabancılar hukukunun özel alanları, bu belirtilen çerçeve dışında ayrıca ele alınmayıp diğer bir çalışmaya bırakılmaktadır.
arihsel süreç boyunca kişiler yaşam, savaş, çalışma, ticaret ve benzeri sebeplerle gönüllü veya gönülsüz şekilde bulundukları yerlerden ayrılıp başka yerlere gitmişlerdir. Sınıraşan kişi hareketlilikleri günümüzde artış eğilimindedir. Son yıllarda ülkemize gelen yabancıların sayısında bunu görmek mümkündür. Ne var ki kişilerin yaşadıkları yerleri terk ederek veya terk etmek zorunda kalarak başka yerlere gitmesinin siyasi, sosyal, iktisadi ve hukuki olmak üzere birçok sonuçları bulunmaktadır.
Sınıraşan kişi hareketlilikleri toplum yaşamına etkileri olduğundan hukukun özel ilgi ve düzenleme alanında bulunmaktadır. Ulusal devlet yapılanmalarına dayanan bir sistemde vatandaşlık bağının olmadığı bir yerde bulunmanın her şeyden önce o yerdeki vatandaşların sahip olduğundan farklı bir statüye tabi olmayı beraberinde getireceği şüphesizdir. Dün olduğu gibi bugün de durum böyledir. Her ne kadar modern milletlerarası hukukun gereği olarak kişiler vatandaş-yabancı ayrımı gözetilmeksizin temel hak ve özgürlüklerin evrensel koruması altında bulunsalar ve üst vatandaşlık kimlikleri oluşturulmaya çalışılsa da, ulusal hukuk sistemlerinde yabancıların hukukî durumları vatandaşlar karşısında farklı şekilde düzenlenmeye devam etmektedir.
Yabancıların hukuken vatandaşlardan ayrışması özel incelemeyi gerektiren bir durumdur. Bu ayrışmaya ilişkin kapsamlı bir müktesebatın oluştuğu görülmektedir. Bu bağlamda çok sayıda özel ilke, kural ve yargı kararlarından söz etmek mümkündür. Hal böyle olunca, yabancılar hukukunun bir disiplin niteliğine bürünmüş olduğu ve bu nedenle özel ve özerk bir şekilde ele alınma vaktinin çoktan gelmiş olduğu söylenebilir.
Günümüzde yabancılar hukuku hukukun en dinamik alanlarından biri hâline gelmiştir. Sınıraşan kişi hareketlilikleri, zamansal ve mekânsal koşullara bağlı olarak mütemadiyen yapısal ve nicel değişikliklere uğramaktadır. Bu olgusal değişim ve insan haklarının gelişimi yabancılar hukukunun dönüşümünü de beraberinde getirmektedir. Mevcut düzenlemeler yeni gereklilik ve ihtiyaçları karşılamada yetersiz kalabileceğinden ve gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkan sorun, zorluk ve imkanları gözetecek ve gerektiğinde bunlara yön verecek yeni bir rejimin kabulü gerekebilmektedir.
İç hukukumuzda yabancılar hukukunun temel konuları (çekirdek alanı) olan ülkeye kabul, ülkede ikameti ve ülkeden çıkarılmaya ilişkin kurallar ilk başlarda muhtelif düzenlemelerde dağınık bir durumda bulunmaktaydı ve bu bağlamda ortaya çıkan sorunların giderilmesi noktasında yetersiz kalmaya başlamış ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından ülkemiz aleyhine ihlal kararları verilmesine yol açmıştı. Bu durum yabancılar hukukuna ilişkin yeni bir kanuni çerçeveyi gerekli kılmıştır. Bu doğrultuda 2013 yılında 4658 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kabul edilerek, yabancıların Türkiye'ye girişi, Türkiye'de ikameti, Türkiye'den sınır dışı edilmeleri ve Türkiye'den uluslararası koruma talep eden veya geçici koruma kapsamında gelen yabancıların hukukî durumları gibi konular milletlerarası alandaki güncel gelişmeler doğrultusunda tek bir metin içerisinde düzenlenmiştir.
Mevcut çalışma, yabancılar hukukunun yapısal, tarihsel ve pozitif temellerine ışık tutarak, yabancının kim olduğu, hangi türlerinin bulunduğu, yabancılar hukukunun kapsamına hangi konuların girdiği ve bu çerçevede getirilen farklılıkların neler olduğu ve hangi alanlarda ortaya çıktığı gibi bir dizi konuya açıklık getirmektedir. Bu kapsamda ülkeye giriş, ülkede bulunma ve ülkeden çıkış gibi tüm yabancıları ilgilendiren konular incelenmeye alınmaktadır. Bunun dışında, geçici-milletlerarası koruma, çalışma, eğitim-öğrenim, yatırım, taşınmaz edinimi, sosyal güvenlik gibi özel alanlardan ise uygulamada önemine binaen çalışma ve taşınmaz edinimi konularının kanuni çerçevesi ortaya konulmakta, diğer özel konular ise çalışmada yeri geldikçe değinilmektedir. Yabancılar hukukunun özel alanları, bu belirtilen çerçeve dışında ayrıca ele alınmayıp diğer bir çalışmaya bırakılmaktadır.
Sınıraşan kişi hareketlilikleri toplum yaşamına etkileri olduğundan hukukun özel ilgi ve düzenleme alanında bulunmaktadır. Ulusal devlet yapılanmalarına dayanan bir sistemde vatandaşlık bağının olmadığı bir yerde bulunmanın her şeyden önce o yerdeki vatandaşların sahip olduğundan farklı bir statüye tabi olmayı beraberinde getireceği şüphesizdir. Dün olduğu gibi bugün de durum böyledir. Her ne kadar modern milletlerarası hukukun gereği olarak kişiler vatandaş-yabancı ayrımı gözetilmeksizin temel hak ve özgürlüklerin evrensel koruması altında bulunsalar ve üst vatandaşlık kimlikleri oluşturulmaya çalışılsa da, ulusal hukuk sistemlerinde yabancıların hukukî durumları vatandaşlar karşısında farklı şekilde düzenlenmeye devam etmektedir.
Yabancıların hukuken vatandaşlardan ayrışması özel incelemeyi gerektiren bir durumdur. Bu ayrışmaya ilişkin kapsamlı bir müktesebatın oluştuğu görülmektedir. Bu bağlamda çok sayıda özel ilke, kural ve yargı kararlarından söz etmek mümkündür. Hal böyle olunca, yabancılar hukukunun bir disiplin niteliğine bürünmüş olduğu ve bu nedenle özel ve özerk bir şekilde ele alınma vaktinin çoktan gelmiş olduğu söylenebilir.
Günümüzde yabancılar hukuku hukukun en dinamik alanlarından biri hâline gelmiştir. Sınıraşan kişi hareketlilikleri, zamansal ve mekânsal koşullara bağlı olarak mütemadiyen yapısal ve nicel değişikliklere uğramaktadır. Bu olgusal değişim ve insan haklarının gelişimi yabancılar hukukunun dönüşümünü de beraberinde getirmektedir. Mevcut düzenlemeler yeni gereklilik ve ihtiyaçları karşılamada yetersiz kalabileceğinden ve gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkan sorun, zorluk ve imkanları gözetecek ve gerektiğinde bunlara yön verecek yeni bir rejimin kabulü gerekebilmektedir.
İç hukukumuzda yabancılar hukukunun temel konuları (çekirdek alanı) olan ülkeye kabul, ülkede ikameti ve ülkeden çıkarılmaya ilişkin kurallar ilk başlarda muhtelif düzenlemelerde dağınık bir durumda bulunmaktaydı ve bu bağlamda ortaya çıkan sorunların giderilmesi noktasında yetersiz kalmaya başlamış ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından ülkemiz aleyhine ihlal kararları verilmesine yol açmıştı. Bu durum yabancılar hukukuna ilişkin yeni bir kanuni çerçeveyi gerekli kılmıştır. Bu doğrultuda 2013 yılında 4658 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kabul edilerek, yabancıların Türkiye'ye girişi, Türkiye'de ikameti, Türkiye'den sınır dışı edilmeleri ve Türkiye'den uluslararası koruma talep eden veya geçici koruma kapsamında gelen yabancıların hukukî durumları gibi konular milletlerarası alandaki güncel gelişmeler doğrultusunda tek bir metin içerisinde düzenlenmiştir.
Mevcut çalışma, yabancılar hukukunun yapısal, tarihsel ve pozitif temellerine ışık tutarak, yabancının kim olduğu, hangi türlerinin bulunduğu, yabancılar hukukunun kapsamına hangi konuların girdiği ve bu çerçevede getirilen farklılıkların neler olduğu ve hangi alanlarda ortaya çıktığı gibi bir dizi konuya açıklık getirmektedir. Bu kapsamda ülkeye giriş, ülkede bulunma ve ülkeden çıkış gibi tüm yabancıları ilgilendiren konular incelenmeye alınmaktadır. Bunun dışında, geçici-milletlerarası koruma, çalışma, eğitim-öğrenim, yatırım, taşınmaz edinimi, sosyal güvenlik gibi özel alanlardan ise uygulamada önemine binaen çalışma ve taşınmaz edinimi konularının kanuni çerçevesi ortaya konulmakta, diğer özel konular ise çalışmada yeri geldikçe değinilmektedir. Yabancılar hukukunun özel alanları, bu belirtilen çerçeve dışında ayrıca ele alınmayıp diğer bir çalışmaya bırakılmaktadır.
AKBANK
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 304,50 | 304,50 |
2 | 155,30 | 310,59 |
3 | 105,56 | 316,68 |
ZİRAAT BANKASI
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 304,50 | 304,50 |
2 | 155,30 | 310,59 |
3 | 105,56 | 316,68 |
İŞ BANKASI
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 304,50 | 304,50 |
2 | 155,30 | 310,59 |
3 | 105,56 | 316,68 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.