Yazım (İmla) Kılavuzu (TDK Uyumlu)

Stok Kodu:
9786259824642
Boyut:
12*16
Sayfa Sayısı:
416
Basım Tarihi:
Ağustos 2024
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1.Hamur
Dili:
TÜRKÇE
%26 indirimli
120,00
88,80
Taksitli fiyat: 3 x 30,78
Temin süresi 4 gündür.
9786259824642
964972
Yazım (İmla) Kılavuzu (TDK Uyumlu)
Yazım (İmla) Kılavuzu (TDK Uyumlu)
88.80

İmla, yani yazım, Bir dilin belli kurallara göre yazıya geçirilmesi olarak tarif edilir. Dillerin seslerini yazıda karşılayan işaretler topluluğuna da alfabe denir.
İmla, dilin daha sağlıklı kullanılmasını sağlayan en önemli araçtır. Ülkemizde Türk dilinin daha çok gelişmesi ve bir millet dili olarak varlığını sürdürebilmesi için bizzat Atatürkün emriyle kurulan Türk Dil Kurumunun çalışmalarını takdirle karşılamak gerekiyor. Türkçenin imlasında her sesi kendi harfi ile yazmak kuralı getirilmiştir.
Harf sistemini kullanan yazılarda:
1. Sese (söyleyişe)
2. Kökene
3. Geleneğe bağlı imlâ düzeni kullanılır.
Alfabe sistemi uzun yıllar değişmemiş dillerde özellikle geleneğe bağlı imlâ düzeni görülür. Böyle dillerdeki imlâ düzeni, başlangıçta sese ve kökene bağlı olsa da zaman içinde söyleyişte meydana gelen değişmeler imlâya yansıtamadığı için imlâ, söyleyiş veya kökene bağlı olmaktan çıkar ve gelenek halini almış olur. Yeni alfabelerin uygulandığı dillerde söyleyişe bağlı bir imlâ düzeni benimsenebilir. Ancak diller sürekli bir değişim içinde olduğu, dolayısıyla söyleyiş de sürekli olarak değiştiği için bu tür imlâ düzenlerinde zamanla gelenekleşmeler başlar.
Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra 1928de kabul edilen yeni Türk alfabesi de söyleyişi esas almış ve söyleyişe bağlı bir imlâ düzeni geliştirilmiştir. Bu yüzden yeni Türk alfabesi dünyada örnek gösterilecek alfabeler arasındadır. Fakat ortaya çıkan birtakım sebepler yüzünden imlâ meselesi bir türlü hal yoluna konulamamıştır.
Türkiyede Dil Encümeni tarafından hazırlanan ve 1929da yayımlanan İmlâ Lügati, bütün ihtiyaçlara cevap verebilecek durumda değildi.
1941de basılan İmlâ Kılavuzu birçok sorunu çözmüş olmasına rağmen eksiklikleri vardı. 1965te basılan Yeni İmlâ Kılavuzu getirdiği bazı değişikliklerle o zamana kadarki geleneği neredeyse altüst etmişti.
Sonraki yıllarda da imlâ kılavuzu basıldı ancak 1982de bir anayasa kuruluşu haline getirilen ve buna göre yeniden düzenlenen Türk Dil Kurumunun 1985te yayımladığı imlâ Kılavuzu değişikliklerle birlikte geldi.
Türk Dil Kurumu, büyük bir gayret sarf ederek hem yeni bir imlâ kılavuzu oluşturmak, hem de Türkçenin ses varlığını ortaya koymak adına ciddi bir çalışma temposuna girdi ve elinizdeki imlâ kılavuzunda gösterilen biçimde yeni kılavuzu oluşturdu.
Bu kılavuz, sadece öğretmenler ve Öğrenciler için önem taşımıyor; Türkçeyi doğru kullanmak isteyen herkesin elinin altında bulundurulması gerekiyor. Özellikle ilk ve ortaöğretim başta olmak üzere eğitim gören öğrencilerimize yönelik hazırlanan imlâ kılavuzumuz, Türkçeyi doğru yazmak isleyenler için bir başvuru hazinesi niteliği taşıyor.

İmla, yani yazım, Bir dilin belli kurallara göre yazıya geçirilmesi olarak tarif edilir. Dillerin seslerini yazıda karşılayan işaretler topluluğuna da alfabe denir.
İmla, dilin daha sağlıklı kullanılmasını sağlayan en önemli araçtır. Ülkemizde Türk dilinin daha çok gelişmesi ve bir millet dili olarak varlığını sürdürebilmesi için bizzat Atatürkün emriyle kurulan Türk Dil Kurumunun çalışmalarını takdirle karşılamak gerekiyor. Türkçenin imlasında her sesi kendi harfi ile yazmak kuralı getirilmiştir.
Harf sistemini kullanan yazılarda:
1. Sese (söyleyişe)
2. Kökene
3. Geleneğe bağlı imlâ düzeni kullanılır.
Alfabe sistemi uzun yıllar değişmemiş dillerde özellikle geleneğe bağlı imlâ düzeni görülür. Böyle dillerdeki imlâ düzeni, başlangıçta sese ve kökene bağlı olsa da zaman içinde söyleyişte meydana gelen değişmeler imlâya yansıtamadığı için imlâ, söyleyiş veya kökene bağlı olmaktan çıkar ve gelenek halini almış olur. Yeni alfabelerin uygulandığı dillerde söyleyişe bağlı bir imlâ düzeni benimsenebilir. Ancak diller sürekli bir değişim içinde olduğu, dolayısıyla söyleyiş de sürekli olarak değiştiği için bu tür imlâ düzenlerinde zamanla gelenekleşmeler başlar.
Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra 1928de kabul edilen yeni Türk alfabesi de söyleyişi esas almış ve söyleyişe bağlı bir imlâ düzeni geliştirilmiştir. Bu yüzden yeni Türk alfabesi dünyada örnek gösterilecek alfabeler arasındadır. Fakat ortaya çıkan birtakım sebepler yüzünden imlâ meselesi bir türlü hal yoluna konulamamıştır.
Türkiyede Dil Encümeni tarafından hazırlanan ve 1929da yayımlanan İmlâ Lügati, bütün ihtiyaçlara cevap verebilecek durumda değildi.
1941de basılan İmlâ Kılavuzu birçok sorunu çözmüş olmasına rağmen eksiklikleri vardı. 1965te basılan Yeni İmlâ Kılavuzu getirdiği bazı değişikliklerle o zamana kadarki geleneği neredeyse altüst etmişti.
Sonraki yıllarda da imlâ kılavuzu basıldı ancak 1982de bir anayasa kuruluşu haline getirilen ve buna göre yeniden düzenlenen Türk Dil Kurumunun 1985te yayımladığı imlâ Kılavuzu değişikliklerle birlikte geldi.
Türk Dil Kurumu, büyük bir gayret sarf ederek hem yeni bir imlâ kılavuzu oluşturmak, hem de Türkçenin ses varlığını ortaya koymak adına ciddi bir çalışma temposuna girdi ve elinizdeki imlâ kılavuzunda gösterilen biçimde yeni kılavuzu oluşturdu.
Bu kılavuz, sadece öğretmenler ve Öğrenciler için önem taşımıyor; Türkçeyi doğru kullanmak isteyen herkesin elinin altında bulundurulması gerekiyor. Özellikle ilk ve ortaöğretim başta olmak üzere eğitim gören öğrencilerimize yönelik hazırlanan imlâ kılavuzumuz, Türkçeyi doğru yazmak isleyenler için bir başvuru hazinesi niteliği taşıyor.

AKBANK
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 88,80    88,80   
2 45,29    90,58   
3 30,78    92,35   
ZİRAAT BANKASI
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 88,80    88,80   
2 45,29    90,58   
3 30,78    92,35   
İŞ BANKASI
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 88,80    88,80   
2 45,29    90,58   
3 30,78    92,35   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat